Çölleşme
Çölleşme, doğal yılların sonlarında Afrika'daki Sahel bölgesi çölleşmesi ile başladı. Ayrıca insanların doğa üzerindeki madencilik, tarım, ağaç kesme gibi aktiviteleri ile de gerçekleşir. Yağışların azalması, bitkilerin seyrekleşmesi, çıplak toprak arazisinin artması doğal çöl oluşumunun sebepleridir[2]. Çölleşme var olan çöllerin genişlemesini değil, yeni bir çölün oluşumunu ifade eder[3].
Yağış yetersizliği, kuraklığın yanında, aşırı otlatma, ormansızlaşma, yanlış/aşırı sulama, toprağın kirlenmesi, çölleşmeye etki eden diğer faktörlerdir. Pek çok afette olduğu gibi temel sebep artan dünya nüfusunun doğal kaynak talebidir[4]. Önce toprağı bir arada tutan bitkiler yok olur, daha sonra da toprak erozyonla kaybedilmeye başlanır. Çölleşme yüzlerce yılda oluşan toprak katmanının önce incelmesine, sonra yok olmasına neden olur.
Dünyada çölleşme
Çölleşme; yoksulluk, kıtlık, açlık, sel ve taşkın, göç ve savaşlara sebep olabilmektedir. Erozyon, gıda üretiminde azalma, biyoçeşitliliğin azalması çölleşmenin diğer sonuçlarıdır. Dünya karalarının %30'unu tehdit eden çölleşme, Asya, Afrika ve K. Amerika'yı ciddi şekilde tehdit etmektedir. Avrupa'da beş devletin çölleşme problemi bulunmaktadır[4].
Her yıl dünyada en verimli üst kısmından olmak üzere 24 milyar ton toprak erozyon ile taşınmaktadır. Çölleşen alanın boyutu yıllık 6 milyar hektardır. Dünyada 10 milyon insan çölleşme sonucu ekolojik göçmen konumuna düşmüştür[5].
Çölleşme dünya gündemine 1960'lı yıllarda altı yıllık kuraklık yaşanan Sahel bölgesi ile girdi. Sahel, Sahra Çölü'nün güneyindeki 11 ülkeyi kapsayan, yarı kurak-nemli bölgedir. 1968 ile 1974 yılları arasında yağış azlığı ile bitki örtüsü yok olmuş, milyonlarca hayvan ölmüş, hayatta kalabilen insanlar güneydeki kurak ve kalabalık kentlere göçmek zorunda kalmıştır[6].
Türkiye'de çölleşme
Çölün bulunmadığı Türkiye'de Konya, Iğdır ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi çölleşme tehlikesi altındadır. Türkiye arazisinin %65'i dikkatli kullanılmadığında çölleşme sorunu oluşabilecek kurak/yarı kurak iklim tesirindedir. Türkiye erozyon ve çölleşme ile en fazla mücadele eden dünyadaki 5 ülkeden biridir[4]. İç Anadolu bölgesi dünyada çölleşme açısından aşırı/çok hassas alan olarak kabul edilmektedir.
Türkiye BM'nin Çölleşme ile Mücadele sözleşmesini 1994 yılında imzalayıp, 1998 yılında onaylamıştır. Ulusal eylem planı hazırlanmış, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
Karapınar kumulları örneği
Karapınar kumullarının oluşumu tipik bir çölleşme olayıdır. Daha önce çöl olmayan bir alanda şartların oluşması durumunda çölleşme başlayacağını göstermektedir. Bu alandaki çölleşme Türkiye'nin kurak alanlarının çölleşmeye karşı hassasiyetini teyit etmiştir. Alan 15 yıl gibi kısa zamanda çöl görünümü almıştır[7].
Çölleşmenin başladığı alanda rüzgâr erozyonuna karşı önlemler alınarak çölleşme durdurulmuştur. Kamış perdeler, otlandırma ve ağaçlandırma çalışması yapılmıştır. Ağaç çeşidi olarak iklime uygun akasya, iğde, dişbudak, akçaağaç, karaağaç, çam, sedir, badem kullanılmıştır[7]. Karapınar çalışmaları dünyadaki en başarılı 10 projeden biri kabul edilir. Çölleşen arazi yeniden tarım arazisine dönüşmüştür[3].
Kaynakça
- "Dünya hızlı yaşlanıyor". radikal.com.tr. 18 Ekim 2003. 25 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2015.
- İZBIRAK, Prof. Dr. Reşat, Coğrafya Terimleri Sözlüğü, 1992, İstanbul, 975.11.0665-6
- "Çölleşmeyle Mücadele". tema.org.tr. 5 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2015.
- "Çölleşme Nedir?". cem.gov.tr. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2015.
- "Giriş" (PDF). ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE ULUSAL STRATEJİ BELGESİ. 14 Haziran 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2015.
- TÜMERTEKİN, Prof. Dr. Erol; ÖZGÜÇ, Prof. Dr. Nazmiye. Beşeri Coğrafya (1997 bas.). Çantay Kitabevi. s. 468. ISBN 9757206156.
- AĞCA, Barçın. "Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi ve Türkiye'de Örnek Uygulama "Konya Karapınar"". Uluslararası Ekonomik Sorunlar Dergisi. mfa.gov.tr. 21 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2015.