Çeşme
Çeşme, borularla gelen suyun bir oluk ya da musluktan aktığı düzenek. Evin mutfak, banyo, tuvalet gibi kısımlarında bulunduğu gibi umumi çeşmeler de vardır. Genellikle yol kenarlarında herkesin yararlanması için yapılan çeşmelerin yanı sıra bazen mahalle, köy meydanı, yayla gibi ortak yaşam alanlarında da bulunur.
Farsça kökenli gözyaşı anlamına gelen çeşm kelimesinden türemiştir.
Tarihî çeşmeler
Osmanlı kentinin fiziki yapısında çeşmeler önemli bir yere sahiptir.[1] Kentte hemen her mahallede en az bir çeşmenin bulunması gerekiyordu. Mahalle dokusunun oluşumunda ve gelişiminde çeşmeler belirleyici unsurlardan birisidir.[2] Çoğunlukla düz kenar ve saçak silmeleriyle kuşatılan çeşme cepheleri, sâde görünümlü, düz-masif tasarımlara sahiptir. Sokak çeşmeleri tek, iki ve üç cepheli tasarımlar sergilerler. Mevcut çeşmeler arasında; bağımsız, bir duvarın yüzeyine ya da iki sokağın kesiştiği köşeye yerleştirilmiş örnekler bulunmaktadır. Çeşmelerin büyük bir bölümünde su haznesi bulunmaktadır.
Malzeme ve teknik
Selçuklu ve Osmanlı devri yapılarında; taş, mermer, tuğla, kiremit, kerpiç, alçı, harç, ahşap, demir ve kurşun türündeki yapı malzemeleri kullanılmıştır. Günümüzde ise daha çok demir, paslanmaz çelik, pirinç ve daha değişik metaller kullanılmaktadır. Kulplu, kulpsuz gibi farklı tasarımları mevcuttur.
Çoban çeşmeleri
Çoban çeşmeleri yerleşim alanlarından uzakta bulunan ve gelen geçen yolcuların, çobanların ve hayvanların su içmeleri için yapılmış basit yapılardır. Anadolu'nun köylerinde bir simge haline gelmiş çeşmeler birçok olaya da özellikle de efsaneleşmiş sevda hikâyelerinde ve şiirlerde geçmektedir. Genellikle su akan, ve suyu biriktiren iki kısımdan oluşan bu yapılarda: su akan kısımı genelde taş yapı, suyu biriktiren ve hayvanların sulanmasına yarayan yalak kısmı ise beton veya gövdesi oyulmuş tomruk'tan yapılmıştır.
Faruk Nafiz Çamlıbel'in "Çoban çeşmesi" adlı bir şiiri de vardır.[3] Bu şiir bestelenmiş ve şarkı yapılmıştır.[4][5]
Kaynakça
- Ödekan, A., “Kentiçi Çeşme Tasarımında Tipolojik Çözümleme”, Semavi Eyice’ye Armağan İstanbul Yazıları, İstanbul, 1992, s. 281-297, Önge, Y., Türk Mimarisi’nde Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde Su Yapıları, Ankara, 1997, s. 11
- Cerasi, M.M., age., s. 191
- "Arşivlenmiş kopya". 16 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2015.
- "Arşivlenmiş kopya". 2 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2015.
- "Arşivlenmiş kopya". 2 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2015.