Çek (bankacılık)
Çek, kıymetli evrak niteliğine sahip bir kambiyo senedi olup, bir havalenin ödenmesi için çıkarılan teyit emri. Çek, bir borç senedi ya da senetlerde olduğu gibi belli bir süre sonunda senet bedelinin ödenmesi vaadi değildir. Çekler, ancak bankalar üzerine keşide edilebilir ve çek olarak bankalarca çıkarılan çek karneleri kullanılabilir.Bankalar dışında bir kimse üzerine çek keşidesi, havale niteliğindedir ve bu durumda çeklere ilişkin kurallar uygulanmaz. Çek düzenleyen sahibine "keşideci", çekin muhatabı ve meblağı alacak kişiye "lehdar", ödeme yapacak olan tarafa da "muhatap" denir. Bankada bir karşılığı olmadan düzenlenen çeklere "karşılıksız çek" denir. Çekin üzerinde lehdarın adı yazılı ise "nama yazılı çek", lehdarın adı bulunmuyorsa "hamiline çek" denir. Hamiline çek, (hamil: taşıyıcı) çeke sahip olan kişiye ödenir. birçok Avrupa Birliği ülkesinde, çekin karşılığının hesapta bulundurulmaması idari yaptırıma bağlanmıştır.[1]
Bir kişinin çek tanzim edebilmesi için banka ile çek sözleşmesi imzalaması gerekmektedir. Ayrıca çekte vade olmadığı için çekler görüldüğünde ödenir[2].
Yasal düzenlemeler
Türkiye
5941 Sayılı Çek Kanunu gereğince çek, ticari bir ilişkiden kaynaklı tacirler arasında borç ödeme aracıdır. Türkiye'de çek, "ileri vadeli çek uygulaması" nedeniyle fiilen bir "ödeme aracı" olmaktan uzaklaşmış, bono gibi kullanılan bir kıymetli evrak haline gelmiştir. Türkiye'de çekin karşılığının hesapta bulundurulmaması halinde cumhuriyet savcılıkları tarafından “çek düzenleme yasağı” ve “çek hesabı açma yasağı" yaptırımları uygulanmaktadır. Çek Kanunu'ndaki son değişikliklerle karşılıksız çek keşide etmek, hapis cezasını gerektiren bir suç olmaktan çıkmıştır.[1]
Kaynakça
- Demir, Şamil (2013). "5941 Sayılı Çek Kanunu'nda Düzenlenen İdari ve Cezai Yaptırımlar" (PDF). Ankara Barosu Dergisi. 12 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Nisan 2013.
- "Çek için banka sözleşmesi imzalama şartı".