Özelleştirme
Özelleştirme kavramının tanımlanmasına yönelik teori ve uygulamada kabul gören iki yaklaşım vardır. Bunlar, dar ve geniş anlamda özelleştirme tanımlarıdır. Özelleştirme dar anlamıyla, “mülkiyeti ve yönetimi devlete ait olan iktisadi üretim birimlerinin özel sektöre devri” olarak tanımlanmaktadır. Dar anlamda özelleştirmede mutlak olarak mülkiyetin devrinin (en az % 51’nin devrinin) gerçekleşmesi ve yönetimin özel kesime geçmesi gerekmektedir.[1] Ancak bir başka görüşe göre daha az oranda bir hisse satışı da özelleştirme sayılmalıdır. Çünkü %51’in altında bir hisse yönetimi ele geçirmek için yeterli olabilir. Geniş anlamda özelleştirme, mülkiyet veya yönetim transferinden daha fazlasını ifade etmektedir ki, bir iktisadi organizasyonu serbest piyasa mekanizmasına göre işleyen yapıya kavuşturmayı ve bunun için gerekli uygulamaları yapmayı kapsamaktadır.[2]
Geniş anlamda özelleştirme kavramının içine giren unsurlar;[3] devletin çeşitli şekillerde (yasal, doğal vb.) oluşturduğu mal ve hizmet üretimindeki kamusal tekellerin kaldırılması, kamu hizmetlerinden (sosyal mallardan) mümkün olanların fiyatlandırılması, kamu kesimi tarafından üretilen mal ve hizmetlerin finansmanının özel kesimce sağlanması, KİT’lerin mülkiyet devrinin yanı sıra, özel kesime kiralanması, yönetimin özel kesime devri, deregülasyon[4] (kurumsal serbestleşme); yani özel firmaların faaliyetlerinin düzenlenmesi ile ilgili kamu tarafından konulan kurallara son verilmesini içermektedir. Bu çerçeve içinde özelleştirme bir bütün olarak devletin iktisadi faaliyetlerinin sınırlandırılmasını ve ekonomide piyasa güçlerinin etkili kılınmasına ilişkin bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Kısaca, mülkiyetin devri dışındaki uygulamaların geniş anlamda özelleştirme tanımını oluşturduğu söylenebilir ki buna özelleştirme benzeri uygulamalar ya da diğer bir deyişle özelleştirme alternatifleri eklenebilir. Örneğin imtiyaz devri, yönetim devri, kiralama yöntemi, gelir ortaklığı yöntemi gibi yöntemler de geniş anlamda özelleştirme kapsamına dahil edilebilecektir.[2]
Geniş anlamda özelleştirmede kamu kurum ve kuruluşlarının mülkiyet devrinin yanı sıra aşağıdaki öğeler de vardır;
- Kamu kurum ve kuruluşlarının özel kesime kiralanması
- Bir mal ya da hizmetin üretim ve dağıtımını sağlamak üzere özel kişilere imtiyaz verilmesi
- Kamu kesimi tarafından üretilen mal ve hizmetlerin finansmanının özel kesimce sağlanması
- Yönetimin özel kesime devri
- Mal ve hizmet üretimindeki kamusal tekellerin kaldırılması
- Kurumsal serbestleşme (yetkili kamu makamları tarafından belirli kurallara bağlanmış olan mal, hizmet üretim ve dağıtımının kuralsızlaştırılması ya da kural koyma ve uygulama yetkisinin özerk düzenleyici kuruluşlara devri)
Kaynakça
- YILMAZ, Erol, Ekonomik Perspektiften KİT’ler, Özelleştirme ve Uygulama, Ankara, Ekim 2002.
- ORKUNOĞLU, Işıl Fulya, Özelleştirme ve Alternatifleri, Akademik Bakış Dergisi, Kırgızistan, Ekim-Kasım-Aralık, 2010.
- AKALIN, Güneri, Kit Ekonomisi, Yeniçağ Yayınları, Ankara, 1990.
- NANKANİ Gobind, Privatization and Deregulation: A Push Too Far?, Economıc Growth ın the 1990s Learning from a Decade of Reform, http://www1.worldbank.org/prem/lessons1990s/chaps/06-Ch06_kl.pdf, World Bank Publication, April, 2005.