Alığ Han
Alığ Han - Türk ve Altay mitolojisinde Körler Tanrısıdır. Bir dağ ruhudur. Kör bir ihtiyardır. Alı Han (Alı Xan) veya Alu Han (Alu Xan) olarak da bilinir.
Özellikleri
Köroğlu destanındaki Kör Ata motifinin arkaik varyasyonudur. Dağlardaki at sürülerini korur. Kanatlı atlar yüzünden kör olmuştur. Köroğlu’nun babası da bir at nedeniyle bulunduğu yörenin beyi tarafından kör edilmektedir. Beye hediye edilen bu at kötü görünümü nedeniyle babanın gözlerine mal olur. Fakat daha sonra bir ahırda güneş görmeden kırk gün bekleyince, sıra dışılığı ortaya çıkar. Çünkü bu aygır Sudan Çıkma’dır. Baba rüyasında oğlunun kordan (ateşten) doğacağını görür. Bu bir sınavı simgelemektedir. Köroğlu’na ozanlık yeteneğini, savaşçılığını ve atını veren de odur. Dağlarda yaşar. Koşabulak’ı (İkiz Pınar’ı) korur.[1] Bu pınar’ın suları kutsal ve gençlik (veya ölümsüzlük) vericidir. Bu ölümsüzlük en azından mecazen geçerli olmuş ve Köroğlu adı hep yaşamıştır. Bir görüşe göre, İslam sonrası Türk toplumunda Ali’nin önemli bir yer edinmesi bu ad benzerliğinin bir sonucudur. İslam öncesi Türklerde zaten yaygın olarak kullanılan Alı/Alu şeklindeki bir isim mevcuttur.[2] Örneğin Alu Beşe (Ali Paşa) adlı ozan her iki isimle de tanınmaktadır. Ali’nin yiğitliği, savaşçılığı, iki dilli kılıcı Türk kültüründe büyük ilgi çekmiştir. Gerçekten de Köroğlu’nun adı Ali’dir. Moğolların 99 Güney Tanrısı Alıgan ile de bağlantılı olması muhtemeldir.[3] Sokor/Sokur/Sohar/Hokar sözleri kör demektir ve masallarda bu adla başlayan varlıklara rastlanır. Sümerlerde ise Alu adlı ölümcül bir varlık bulunur. Yaşar Kemal’in İnce Memed adlı yapıtında yer alan ve dört kitabın sonunda da benzer cümlelerle yamacındaki çakırdikenliğin üç gün üç gece yanışı, yanan dikenlerden çığlığa benzer seslerin gelişi anlatılan dağın adı Ali Dağı’dır. Bu olay şu cümleyle ifade edilmektedir kitapta: "Bu ateşle birlikte de Alidağın doruğunda bir top ışık patlar. Dağın başı üç gece ağarır, gündüz gibi olur." [4] Anadolunun değişik bölgelerinde Ekiz (İkiz) Oluk veya çeşmenin çift olduğunu belirten pınarlar vardır. Ve o yörede önemi bulunur. Örneğin bir rivayette birbirine sarılarak donup ölen iki kardeşin (veya anne ile çocuğun) gözyaşlarından meydana geldiğine dair bir söylencesi vardır.
Alı/Ali İnancı
"Ali" efsanelerinin ve Alevilik inancının oluşumunda mitolojik yapılanmalar önemli bir rol oynamıştır. Bu, eski Türk inancına oldukça yakınlaşan Alevi inançlarında açık bir şekilde görülür. Pelio'nun görüşüne göre, Türklerde İslamiyet'ten önce "Alı" adı vardır, daha sonra bu adı "Ali"ye çevirmişlerdir. Azerbaycan aşk hikâyelerinin kahramanlanna Buta (Bade) veren, onları hak âşığına çeviren de çoğu zaman "Ali"dir.[5]
Etimoloji
(Al) kökünden türemiştir. Alev ve alınmış (gözleri alınmış) anlamları içerir. Çünkü eskiden gözler ateşle dağlanarak kör edilirdi. Gözün alazlanması da aynı anlama gelir. Gerçekten de Köroğlu’nun babasının gözleri böyle kör edilmiştir. Moğolcada Alı/Ali “kim?” demektir[6] ve bilinmeyen tehlikeli varlıkları çağrıştırır. Alı/Ala kökü Eski Moğol ve Altay dilleriyle Tunguz dillerinde bilmek, bilgili olmak anlamı taşır.Moğolcada Alı fiili bilmeyi anlatır.
Dipnotlar
- Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Celal Beydili, Yurt Yayınevi (Sayfa - 48)
- Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi (Cilt-1, Sayfa 231)
- Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, Türkiye, 2011 (OTRS: CC BY-SA 3.0) 27 Aralık 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- İnce Memed 1-2-3-4, Yaşar Kemal
- Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Celal Beydili, Yurt Yayınevi (Sayfa - 52)
- "Mongolian Dictionary, Andras Rajki, ("ali")". 16 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Aralık 2011.