Atina (şehir devleti)
Atina Uygarlığı, 2500 kilometrekare büyüklüğündeki "Attika yarımadası"nda kurulmuş olup denize yakın ve yalnızca Sefis Nehri tarafından sulanan verimli bir ova üzerindeydi. Liman olarak şimdiki Pire limanını kullanırlardı. Atina'daki Akropol, ülkenin yönetim merkezi olarak kullanılmıştır. Yaşlılar Kurulu ise az ötede Ares tepesi denen tepede toplantı yaparlardı. Halk Meclisi, Phyx Tepesinin eteklerinde toplantı yaparlardı. Atina uygarlığında bu düzeni sağlayan kral, belgelerde Theseus olarak görülmektedir.
Atina Uygarlığında toplum 3 sınıfa ayrılmıştı:
- Öpatridler (soylular)
- Geomoreler (burjuva)
- Köleler ve metekler
Ancak bir süre sonra burjuva sınıfını kendilerine borçlarından öpatridler zamanla bu sınıfın ortadan kalkmasını sağladılar ve ülkede çok az sayıdaki soylular tüm toprakların ve kölelerin sahibi haline geldiler. 7. yüzyılın sonlarında soylular kralın da yetkisini sınırlandırarak 10 kişiden oluşan ve yürütme organı görevi üstlenen "Arkhon" adı verilen bir meclis kurarlar. MÖ 620 yılında kölelerin dışarıdan fethedilen toprakların halklarından oluşmasını isteyen köleler ayaklandığında başlarındaki Kylon adındaki köle lideri yakalanıp öldürülür çünkü Kylon tam bir halk desteği alamamıştır. Ancak bu gelişme Arkhon meclisi içinde bir anayasa yazma gereksinimi doğurur. Bir Arkhon üyesi olan Drakon, bu işle görevlendirilir. En küçük suçlara bile ölüm cezası getirdiği için sonraları Drakon'un hazırladığı bu anayasa ile ilgili olarak "mürekkeple değil kanla yazılmış" denecektir.
Bu anayasa köylülerin ve kölelerin durumunu daha da kötüye götürünce bir şair olan Solon, hakem olması için Arkhon meclisine getirilir. Solon, ülkede yepyeni bir süreç başlatır. Önce köylülerin develete olan tüm borçlarını silerek bir toprak reformu yapar ve ülkede işler yoluna girmeye başlar. Ancak çok sonraları Solon'un bu icraatları soylular tarafından kalıba uydurulacaktır.
560 yılında ise Pisistrates ülkede bir baskınla yönetimi el geçirdi. Pisistrates bir halk hareketi önderidir ve onun önderliği en çok köylüleri ve köleleri sevindirmiştir. Pisitrates 527 yılında ölünce yerine geçen 3 oğlundan 2'si soyluların komploları ve Atina uygarlığının bu köylüsever "tiran"ına düşman Sparta Uygarlığı saf dışı bırakıldılar. (Biri öldürüldü diğeri ülkeden kovuldu) Sağ kalan Thessalos zamanında ülke 4 bir yandan kuşatılmış müttefik ülke kralları öldürülmüştü. Nihayet bir gün Spartalılar gelip Atina sokaklarında terör estirmeye başladı. Ancak çok güçlü ve öfkeli bir halk hareketi başladı ve Spartalılar Atina'yı terk etmek zorunda kaldılar.
506 yılında başa geçen Kleistenes ülkede geniş çaplı demokratik değişimler yaptı. Önce Attika'yı özerk mahallelere ayırdı. Bu birimlere "deme" adı veriliyordu. Burada yerel işlere bakan görevliler oluşturuldu. Bu görevlilere "demos" adı veriliyordu. Anayasa'yı da değiştirerek Atina'nın en yüksek kurulu olan 400'ler meclisi üye sayısını 500'e çıkardı. Son olarak tamamen halk egemenliğini sağladığı bu düzeni yıkmaya yönelik girişimleri önlemek amacıyla ostraizm sistemini getirdi. Buna göre rejime tehdit olarak görülen kişiler 10 yıllığına sürgüne gönderiliyordu. Bu sistem Halk Meclisinde her yurttaşın bir midye kabuğuna o site içinde tehlikeli gördüğü kişinin adını yazması ile çalışıyordu.
Yine de Kleistenes reformları köleler için ek bir hak getirememiş, daha çok ekonomik ve siyasal alanda reformlar olarak kalmıştır. Kleistenes 100 yıl süren bunalımlı Atina uygarlığı dönemine son vermiş ve adeta ülkeyi yeniden canlandırmıştır. Köylüler bu dönemde üretici özelliklerini kazanmışlar ve köle sınıfı ile bütünleşmişlerdir. Soylular ise neredeyse tüm hakları ellerinden alınmış basit vatandaşlara dönüştürülmüşlerdir.