Beyaz Türkler
Beyaz Türkler Türkiye’deki şehirli seçkin sınıfı tanımlamak için kullanılan, literatüre Nilüfer Göle tarafından kazandırılmış bir kavramdır. Beyaz Türkler, kendisini ilerici olarak tanımlayan bir kısım asker - sivil bürokratları ve aydınlardır. 20. yüzyıl sonlarından başlatabileceğimiz süreçte bir orta sınıf oluşumundan söz edilebilir ve bu süreç seçkinci bir söylemi de beraberinde getirmiştir. Toplumun “geri kalmış” olarak görülen bir kesiminin ve bu kesimin değerlerinin aşağılanması örneklerine, özellikle medya gibi söz konusu kesimin yoğun olarak meşgul olduğu pek çok alanda rastlanabilir.
“Sahil Yolu'nda ise, kilometrelerce uzunluktaki çim alan kenarından geçen arabalardaki seyircilerin görüş zaviyesinde olduğundan, manzara da mangal düzeyindedir: Don paça soyunmuş adamlar geviş getirerek yatarken, siyah çarşaflı ya da türbanlı, istisnasız hepsi tesettürlü kadınlar mangal yellemekte, çay demlemekte ve ayaklarında ve salıncakta bebe sallamaktadırlar. Her 10 metrekarede, bu manzara tekrarlanmakta, kara halkımız kıçını döndüğü deniz kenarında mutlaka et pişirip yemektedir. Aralarında, mangalında balık pişiren tek bir aileye rastlayamazsınız. Belki balık sevseler, pişirmeyi bilseler, kirli beyaz atletleri ve paçalı donlarıyla yatmazlar, hart hart kaşınmazlar, geviş getirip geğirmezler, zaten bu kadar kalın, bu kadar kısa bacaklı, bu kadar uzun kollu ve kıllarla kaplı da olmazlardı!” [1]
Beyaz Türkler, Batılı ve seküler hayat tarzını benimsemiş, ekonomik düzeyi yüksek, eğitim hayatının tümünü veya bir bölümünü yurt dışında tamamlamış güçlü azınlığı ifade eder. Bu azınlık ülkenin ekonomik kaynaklarını doğrudan (yönetim veya sahiplik ilişkisi üzerinden) veya dolaylı (siyasi ilişkiler ve bağlantılar) olarak elinde bulundurur. Politik alanda etkinliği AK Parti döneminden bu yana zayıflamış olsa da, entelektüel camiada gündemi belirleme gücüne sahiptirler.
Siyah Türkler kavramı esasen şehirlilik-taşralılık ikilemi üzerinden şekillenir ve sınıfsal bir zemine oturur. Geleneklerine sıkı sıkıya bağlı, mütedeyyin, taşrada ikamet eden, çoğunlukla işçi sınıfı, yükseköğrenim oranı oldukça düşük olan bu kesimin ekonomik gücü yerel anlamda önem arz etmesine rağmen ulusal çaptaki sıçrayışları yine son dönemde olmuştur. Anadolu Kaplanları olarak bilinen, şirket merkezleri orta büyüklükteki şehirlerde bulunan firmaların yöneticileri Türkiye’deki muhafazakâr orta sınıf oluşumunda büyük pay sahibidir.
Gri Türkler ise Siyah Türkler’in eğitim düzeyi görece yüksek, dolayısıyla ekonomik anlamda güçlenmiş kesimdir. Genellikle eğitim sektöründe aktif olup, alt ve orta düzey yöneticilik, küçük ölçekli firma sahipliği gibi pozisyonlarda işgücüne katılırlar. İnanç ve geleneklerine bağlılıkları nedeniyle “beyazlaşamamış”lardır.[2]
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- "Mine Kırıkkanat, "Halkımız Eğleniyor". Radikal, 27.07.2005". 8 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ağustos 2017.
- Akyol, Mustafa (2004). "İçimizden Birileri: Beyaz Türkler". Sızıntı:308.