Defterdar Sarı Mehmed Paşa
Defterdar Sarı Mehmed Paşa ya da Bakkaloğlu Defterdar Sarı Hacı Mehmed Paşa (1656 veya 1659, İstanbul - Mart 1717, Kavala) Osmanlı devlet yöneticisi ve tarihçi. Dönem tarihçileri tarafından "Bakkalzâde" ve "Sarı" lakapları ile nitelendirilmiş olsa bile en bilinen lakabı "Defterdar" şeklindedir. Bunda toplamda yedi kez defterdarlık görevinde bulunmuş olmasının büyük bir etkisi vardır. Nesâyihü'l-Vüzerâ ve'l-Ümerâ adlı risalesi ile döneminin Osmanlı devlet teşkilatını anlatmış ve birtakım aksaklıklara çözüm önerilerinde bulunmuştur.
Yaşamı
Doğum tarihi tam olarak bilinmektedir fakat 1656 veya 1659 tarihlerinden birinde İstanbul'da doğduğu düşünülmektedir. Babası bakkal olduğu için "Bakkalzâde" veya "Bakkaloğlu" ve hacca gittiği için de "Hacı" lakaplarıyla tanındı. Yaşamının ilk yılları hakkında bilgi bulunmamaktadır.[1][2] Henüz on iki veya on beş yaşındayken Ruznamce-i Evvel'e (Büyük Rûznâmce Kalemi) girdi. Sonraki süreçte Kılıç (Kıncı) Ali Efendi'nin yanında görev almaya başlayıp mali üslulleri öğerendi. Tecrübe kazandıktan sonra onun himayesi ile önce Rûznâme kâtipliğine[3] ardından da Defterdar Mektupçuluğu'na girdi. Burada çalışırken divan başkâtibi Rami Mehmed Paşa’nın ilgisini çekti. Rami Mehmed Paşa 1703 yılında sadrazam olduktan sonra eski kapı yoldaşlığı dolayısıyla o yılın Mayıs ayında Sıkk-i Evvel Defterdarlığına getirildi. Sarı Mehmed efendi başdeftardarlık makamına aralıklarla yedi defa atandı ve azledildi.[1][2]
İlk başdeftardarlık döneminde Ağustos 1703'de Edirne Vakası yaşandı. Bu vaka sırasında başdeftardarlıktan azledilip yerine Abdulah Efendi getirildi. Fakat Abdullah Efendi Sultan III. Ahmed'in tahta geçmesi dolayısıyla kapıkulu askerine verilmesi gerek cülus ulufe bahşişi için gerekli finansmanı temin edemedi. Bunu üzerine ayaklanan kapıkulu askerleri Abdullah Efendi'nin azledilemesini sağlayarak Sarı Mehmed Paşa'nın tekrar başdeftardar olmasına neden oldular. Sarı Mehmed Paşa gayet çabuk kapıkulu askerine cülus bahşiş dağıtmak için finansman buldu ve bu çulus bahşişini askerler dağıtıldı. Bu başarısına rağmen Sarı Mehemed Paşa yine başdeftardarlıkta azledildi ve ruznamece-i evvel unvanı eski görevine dönmek zorunda kaldı.[1][2]
Fakat birkaç ay sonra 1704'te tekrar deftardarlık görevine atandı. Bundan sonra yeniden azledildi. Ama 1705, 1708, 1712 yıllarında tekrar tekrar yeniden başdeftardarlığa getirilip azledildi, 1713 ise Tersane-i Amire emini olarak görev verildi. Aynı yıl 1711 Prut Antlaşması'na göre Osmanlı Devleti ile Rus Çarlığı arasındaki sınırın yeniden tespit edilmesi için kurulan sınır tespit heyetine katıldı. 1714 yılında yeniden başdeftardar olarak atandı. Bu görevde iken Sadrazam Silahdar Damad Ali Paşa'nın yakın danışmanlarından biri oldu.[1][2]
Fakat çok istediği sadrazamlık görevi için kendine rakip olarak büyük siyasal deneyemli Nevşehirli Damad İbrahim Paşa bulunmaktaydı. 1717de Selanik muhafızlığına görevine atandı. Fakat çok geçmeden merkezden gönderilen bir ferman ile hemen tüm masraflarını kendisi karşılayarak 3000 eyalet askeri ile birlikte Niş ovasında hazır bulundurulması emredildi. Bu durumda sinirleri bozulan Defterdar Sarı Mehmed Paşa'nın padişah hakkında ileri geri söz etmeye başladığı haberleri merkeze iletildi. Bu kabahatlarinin yanında rakipleri onun Selanik'te iken halka zulüm ettiği hakkında merkeze şikayetler yapıldığı ve Timaşvar kalesinin düşman eline geçmesi sırasında hatalar yaptığı suçlamaları da yapıp bunları devlet merkezine ulaştırdılar. Bunun üzerine Defterdar Sarı Mehmed Paşa'nın Kavala Kalesi'nde tutuklandı. İstanbul'da bulunan mal, mülk ve paraları devlet tarafından müsadere edildi. Mart 1717 başlarında ise Kavala'da idam edildi. Cenazesi Kavala'daki Ulucami'nin avlusundaki bir mezara gömüldü.[1][2]
Eserleri
Defterdar Sarı Mehmed Paşa birisi Şehzade Camii civarındaki Firuzağa mahallesinde ve diğer evinin bulunduğu Kumkapı'da iki çeşme yaptırmıştır. Ayrıca yazma halinde bulunan tarih ve nasihatname türünde sayılabilecek Zübde-i Vekâiyiat ve Nesâyihü'l-Vüzerâ ve'l-Ümerâ adlı çalışmaları mevcuttur. Bunlardan Nesâyihü’l-Vüzerâ ve’l-Ümerâ tipik bir siyasetname niteliği taşıyan; devlet ileri gelenlerine faydalı öğüt ve temennilerini ihtiva eden; ve bu yüksek mevkilere erişenlere bir rehber olması dileğiyle hazırlanmıştır.[4][5][6]
Kaynakça
- Özcan, Abdülkadir, "Mehmed Paşa (Sarı, Defterdar)" (1999) Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi Cilt:2 Sayfa:166-167, İstanbul: Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, ISBN 975-08-0073-7.
- Özcan, Abdülkadir, "Defterdar Sarı Mehmed Paşa", (1994), Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt:9 Sayfa:98-100, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı
- "Rûznâmce" (PDF). TDVİA. 25 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2017.
- Gümüş, Musa. "Defterdar Sarı Mehmed Paşa'nın "Nesâyihü'l-Vüzerâ ve'l-Ümerâ" Adlı Eserine Göre Bektaşi Ocağı'nın Durumu". Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi. s. 178. 23 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Şubat 2017.
- Karagöz, Mehmet. "Osmanlı Devletinde Islahat Hareketleri ve Batı Medeniyetine Giriş Gayeleri (1700 - 1839)" (PDF). Ankara Üniversitesi. 16 Aralık 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Şubat 2017.
- Gökçe, Özcan. "Deterdar Sarı Mehmed Paşa'nın Nesâyihü'l-Vüzerâ ve'l-Ümerâ Adlı Eserine Göre Osmanlı Yönetim Anlayışı ve Toplum Düzeni" (PDF). Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi. 24 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Şubat 2017.