Haşmet Muzaffer Gürkan
Haşmet Muzaffer Gürkan (d. 1932, ö. 21 Mart 1992), Kıbrıs Türkü gazeteci, yazar ve araştırmacı idi.
Haşmet Muzaffer Gürkan | |
---|---|
Haşmet Muzaffer Gürkan'ın büstü | |
Doğum | 1932[1] |
Ölüm | 21 Mart 1992 |
Hayatı
1932 yılında doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Lefkoşa'da yapar. Liseye gittiği günlerde, sınıftan arkadaşları ile Kaynak adlı dergide yazmaya başlar. Üniversiteyi İstanbul'da, İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nde tamamlayan Gürkan 1958'de Lefkoşa'ya geri döner. Lefkoşa'da, İnönü Meydanı yakınlarındaki bir evde diş hekimliği yapmaya başlar. Bu sıralarda günlük Hürsöz'de makaleler yayımlamaya başlar.[2][3][4]
1958 yılında Nautilus adlı bir denizaltı hakkında yazdığı bir makale nedeniyle Derviş Ali Kavazoğlu tarafından kendisine bir tebrik mektubu gönderilir. Gürkan, TMT'nin eylemleri nedeni ile Kavazoğlu'nun bir tavan arasında gizlice kaleme aldığı bu mektubu, 1964 yılında TMT tarafından tutuklanmasının ve sorgulanmasının ardından yakmak zorunda kalır.[2][3][4]
1959 yılında Kutlu Adalı'nın Beşparmak ve 1960 yılında Özker Yaşın'ın Çevre dergilerinde de makaleleri yayımlanır. 1963 yılında UNESCO tarafından düzenlenen bir yarışmada ödül kazanır, ancak çatışmalar nedeniyle bu ödülü alamaz.[2][3][4]
Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulduğu 16 Ağustos 1960'ta, kardeşi Ahmet Muzaffer Gürkan ve Ayhan Hikmet ile Cumhuriyet gazetesini çıkarmaya başlarlar. Gazetenin yazı işleri müdürlüğü görevini üstlenir. Cumhuriyet'teki "Panorama" başlığı altındaki "Haftalık Haber Özetleri ve Yorumlar" bölümünde İlhan Gündüz mahlası ile makaleler yayımlamaya devam eder. Gazetenin ilk sayısında kendi imzasıyla "Düşünceler" adlı bir köşe yazısı hazırlamıştı. Yazısının konusu "Önce Güvenlik" idi. Bu yazıyı kaleme almasının sebebi, 1955-1959 yılları arasında ortaya çıkan yeraltı örgütlerinin terörüne duyduğu endişeydi.[2][3][4]
2 Ekim 1960'ta kurulan Türk Halk Partisi'nin çalışmalarına katılmaz, bu nedenle Cumhuriyet'in kurucusu iki avukat (Ahmet Muzaffer Gürkan ve Ayhan Hikmet) ve bir grup Kıbrıslı Demokrat Türk tarafından yoğun bir şekilde eleştirilir. Rum ve Türk tarafından bazı gruplar birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti'ne karşı çıkmaktadır. Bunun sonucunda da Cumhuriyet sürekli tehdit almaya başlar.[2][3][4]
1958 yılındaki çatışma ortamı nedeniyle yıllar 1960'ı gösterdiğinde, bölgedeki barış havası insanları hoşnut etmekteydi. Bu süreçte etkin konumu nedeni ile insanlar Kıbrıs Türk Halk Partisi'ne sempati ile yaklaşmaktaydı. Kıbrıs Cumhuriyeti'nin savunucularından olan Ahmet Muzaffer Gürkan ve Ayhan Hikmet 23 Nisan 1960 yılında öldürülmesi üzerine Kıbrıs Türk Halk Partisi'ne olan destek azalmaya başlar.[2][3][4]
1963 baharında, Kıbrıs Türk Tabipler Birliği lokalinde TMT liderlerinden birisi Haşmet Muzaffer Gürkan'ı "Kıbrıs'ta yakında dereler gibi kanlar akacak." diyerek tehdit eder.[2][3][4]
Ortam gazetesi muhabiri Yaşar Karadoğan'a verdiği ve sonradan "Lefkoşa'ya aşık bir yazar: Haşmet Gürkan" başlığıyla yayımlanan bir röportajda şunları söyler: "Bu olay beni çok etkiledi; müthiş de korkuttu. Nefretlik getirdi içime ve kalktım İngiltere’ye gittim. Londra’nın kalabalığı beni ürküttü. Binlerce insan caddelerde gider falan. Sonra dedim kendi kendime: “Ben niçin memleketimi terkedeyim? Madem o memleketimi o kadar severim. Döneyim hiçbir şeye karışmayım”. Zaten daha önce de karışmazdım. Mesela, abim bir parti falan kurdu, ben karışmazdım. Ben açık söyleyim, korkardım. Hiç ayıbı yok bunun. 1963 Nisan’ında geldim Kıbrıs’a, bir yıl kaldıktan sonra. Ve olaylar başladı. Hiçbir şeye karışmadığım için evimde kitap karıştırarak, tarih karıştırarak günümü geçirdim, 1967’ye kadar. Bana hiç kimse bir şey söylemedi, bilgi vermedi. Hiçbir resmi bilgi verilmedi. Bu cinayet olayının mahkemesi de oldu, ben burada değildim. Bu mesele kapandı. Ben kendim zaten kabuğuma çekildim. Hiçbir yere gitmedim, hiçbir şeye karışmadım. Kendi kendimi tecrit ettim. Ki, bu benim çok kıymetli senelerimin boşa gitmesine yol açtı. Keşke o zamandan kendimi yazıya çiziye vereydim. Toplumdan kopma noktasına geldim. Bir on sene böyle geçti."[2][3][4][5]
Haşmet Muzaffer Gürkan, Halk Kulübü ve Kardeş Ocağı'nda vakit geçirmeyi sever, orada arkadaşlarıyla sohbet ederdi. Halk Kulübü'nde sarf ettiği bazı cümleleri o sırada kulüpte bulunan bir üye ihbar etmiş, bunun sonucunda Gürkan tutuklanıp sorgulanmıştır. 3 Mayıs 1964 gecesi Göçmenköy bölgesinde sorgulanır. Kendisini sorgulayanlardan biri Halil Paşa'dır.[2][3][4]
Bir süre yazı yazmaya ara veren Gürkan'a, 1967 yılında Özker Yaşın tarafından yeni çıkaracağı bir gazetede makale yazması için davet gelir. Gürkan, Yaşın'ın daha önce çıkardığı Çevre gazetesi için de makaleler hazırlamıştı. Bu nedenle teklifi kolaylıkla kabul eder. Savaş adlı bu dergi ilk sayısını 28 Ekim 1968'de çıkarır. İlk sayılarında dış siyasetle ilgili yazılar yazar. Bir davette dönemin maslahatgüzarı ile karşılaşır. Onunla sohbetinin ardından "Lefkoşalı" mahlasıyla "Lefkoşa Notları"'nı yazmaya başlar.[2][3][4]
Bir süre sonra Savaş yayım hayatına son vermek zorunda kalır. Bu dönemden sonra, bir süre boyunca Gürkan yazarlıktan uzak kalır. Mayıs 1977'de "Hüseyin Sencer" mahlası ile yazılar yayımlar. 1980 yılında Söz gazetesinde yazmaya başlar. Söz'de yazılarını "Ümit Ergenç" mahlası ile yazar. Daha sonra Yeni Düzen'de yazılar yazmaya devam eder. İlk makalesini 4 Temmuz 1980'de "Kıbrıs Tarihinden Sayfalar" başlığı ile ve "Hüseyin Sencer" mahlası ile yazar. İlk makalesinin konusu "1931 Ayaklanması"'dır.[2][3][4]
Aralık 1982'de, ilk kitabı olan "Kıbrıs Tarihinden Sayfalar"'ı yayımlar.[2][3][4]
1982-1983 yılları arasında Yeni Düzen'de yazmaya devam eder. İlk defa bu yıllarda yazılarının altına kendi imzasını atmaya başlar.[2][3][4]
Nisan 1984-Kasım 1984 arasında, Söz'ün "Bu AKŞAM Kıbrıs", "Lefkoşa Notları" ve "Kıbrıs Tarihine Bakışlar" köşelerinde yayımlanan yazılar, Gürkan'ın kültür tarihine adının işlenmesine neden olacaktır.[2][3][4]
Nisan 1977-Ekim 1978 arasında çıkan Yeni Kıbrıs'ta "Hüseyin Sencer" mahlası ile "Günlerin Ardından" köşesini hazırlayan Gürkan, derginin Ekim 1984'te yeniden yayımlanmaya başlamasıyla, bu sefer kendi imzası ile araştırma yazıları hazırlama olanağı bulur. 1986 yılında basılan ve ikinci kitabı olan "Bir Zamanlar Kıbrıs'ta" adlı kitabında 1860-1945 yılları arasındaki olayları anlatan 14 yazı ile bu dergideki bazı yazıları yer almaktaydı. 1987 yılında, "A Glance at Historic Nicosia" adlı 35 sayfalık bir cep kitabı da çıkarır.[2][3][4]
Haftalık Demokrat dergisinde "Tarihçi" mahlasıyla Mayıs 1987-Mayıs 1989 arasında Kıbrıs tarihi ile ilgili yazılar yayımlanır.[2][3][4]
Ağabeyi Ahmet Muzaffer Gürkan'ın 12 yaşında iken tuttuğu ve 1936-1937 yılları arasındaki bazı olayları anlatan notlarını "Eski Bir Defterden" başlığı ile yayımlamıştır.[6]
11 Nisan 1986'da Yeni Düzen'de "Kıbrıs Notları"'nı yazmaya başlar. İlk yazısı, "Karpaz'ın Hür Eşekleri"'dir. 18 Kasım 1989-17 Kasım 1990 arasında Kıbrıs gazetesinde "Lefkoşa Günlüğü" köşesinde de yazılar yazar.[2][3][4]
1990 yılında "dördüncü kitabı olan "Dünkü ve Bugünkü Lefkoşa" yayımlanır.[2][3][4]
8 Kasım 1991'de, Yeni Düzen'de "Lefkoşa Notları" köşesinde haftalık yazılar yazmaya başlar. Son yazısını, 20 Mart 1992'de "Lefkoşa: Şam'ın Küçük Kardeşi" başlıklı çeviri ile yayımlar.[2][3][4]
Kaynakça
- Okan, Ahmet. "Kimi zaman vuslat, kimi zaman hüsran". Haber Kıbrıs. 19 Şubat 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2019.
- (11 Nisan 1992). Lefkoşa: Yeni Düzen. Eksik ya da boş
|başlık=
(yardım) - "Yitirdiğimiz Hümanist Bir Diş Hekimi". Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği. Lefkoşa. 14 Mart 1993.
- Kıbrıs Kültürü Üzerine Yazılar (1999 bas.). Lefkoşa. ss. 174-180.
- Karadoğan, Yaşar (12 Mayıs 1988). "Lefkoşa'ya aşık bir yazar: Haşmet Gürkan". Ortam.
- Gürkan, Haşmet Muzaffer (9-10-11 Şubat 1989). "Eski Bir Defterden". Yeni Düzen. Tarih değerini gözden geçirin:
|erişimtarihi=, |tarih=
(yardım);