Jane Toppan
Jane Toppan (doğum adı Honora Kelley; 1857–1938), Amerikalı seri katildir. 1901'de 31 cinayeti itiraf etmiştir. Amacının "Gelmiş geçmiş tüm erkeklerden ve kadınlardan daha çok insan -çaresiz insan- öldürmek" olduğunu söylemiştir.
Jane Toppan | |
---|---|
Doğum adı | Honora Kelley |
Doğum |
1857 Boston, Massachusetts |
Ölüm |
1938 (80-81 yaşlarında) Taunton, Massachusetts |
Kurbanların sayısı | 31 |
Cinayetlerin süresi | 1895-1901 |
Tutuklama tarihi | 29 Ekim 1901 |
Gençlik
Toppan'ın gençliğine dair zamanlardaki yetersiz kaynaklara rağmen ailesinin İrlanda göçmenleri olduğu, annesi Bridget Kelley'in Toppan küçükken tüberkülozdan öldüğü bilinmektedir. Babası Paul Kelley, bilinen bir alkolik ve garip biriydi. Babasını tanıyanlar ona "Çatlak Kelley" diye bir takma ad takmışlardı. Yerel dedikodulara göre Kelley delirmişti, en popüler söylentiye göre ise terzi iken kendi göz kapaklarını dikmişti. Bu kulağa çok mantıklı gelmese de Paul Kelley'in ne kadar dengesiz olduğunu tam olarak yansıtıyordu.
1863'te karısının ölümünden birkaç yıl sonra en genç 2 çocuğunu -8 yaşındaki Delia Josephine ve 6 yaşındaki Honora'yı- 1799'da Hannah Stillman tarafından yoksul kız çocukları için kurulmuş olan Boston Kadınlar Sığınmaevi'ne yolladı. Kelley iki küçük kızı bir daha görmemek üzere teslim etti. Sığınmaevi kayıtlarına göre kızlar "acınası bir evden" kurtulmuşlardı.
Delia ve Honora'nın sığınmaevindeki durumlarına dair kayıt yok fakat 2 yıldan kısa bir sürede Honora, Lowell Massachusetts'ten Bayan Ann C. Toppan'ın evine Kasım 1864'te sözleşmeli hizmetçi olarak alınmıştır. Yasal olarak hiç hayırseverleri tarafından evlat edinilmese de soyadlarını almış ve en sonunda Jane olarak tanınmıştır.
Cinayetleri
1885'te Toppan Cambridge Hastanesi'nde hemşirelik eğitimi görmeye başladı. Bu süreçte hastalarını deney fareleri olsak kullandı; reçetelenmiş morfin ve atrofin dozlarını değiştirerek bu değişikliklerin sinir sistemlerine nasıl etki ettiğini gözlemledi. Nasıl olduysa hastalarıyla çok yalnız kalma olanağı oldu ve sahte gidişatlar kaydederek onlara sürekli şuur kaybı ve tekrar uyanmalarını sağlayacak ilaçlar verdi, hatta onlarla yatağa bile girdi. Hastaları bu durumdayken cinsel ilişkiye girip girmediği bilinmiyor fakat yakalandıktan sonra bu soru sorulduğunda ölümle burun buruna gelip hayata geri dönen ve sonra tekrar ölen hastaların ona cinsel bir haz verdiğini söyledi. Toppan seçtiği kurbanlarına belirlediği ilaç karışımlarını vererek yanlarına yatıp onlar ölürken olabildiği kadar onları yakınında tutuyordu. Bu kadın seri katillerde oldukça yaygın bir davranıştır, bedensel bir haz ve cinsel tatmin sağlar. 1889'da prestijli bir hastane olan Massachusetts Genel Hastanesi'ne önerildi; buradan 1 yıl sonra kovulmadan önce birkaç tane daha kurban edindi. Kısa sürede tekrar Cambridge'e geri döndü fakat burada da dikkatsizce uyuşturucu ilaç reçetelemekten işten atıldı. Bu olaydan sonra özel hemşire olarak kariyerine başladı. Hakkındaki küçük hırsızlık şikayetlerine rağmen kendini geliştirdi.
1895'te ev sahiplerini,1899'da ise üvey kız kardeşi Elizabeth'i tek doz striknin ile öldürdü.
1901'de Tappan, Alden Davis ve ailesiyle birlikte Davis'in eşinin ölümünden sonra (ki onun eşini de Toppan öldürmüştü) bakıcı olarak Cataumet'e taşındılar. Haftalar sonra Davis ve iki kızını da öldürdü. Daha sonra memleketine döndü Ve üvey kardeşinin kocasına kur yapmaya başladı, onun kız kardeşini öldürüp daha sonra onu zehirleyip geri yaşama döndürerek kendini bir hemşire olarak kanıtlamak istedi. Hatta eniştesinin sempatisini kazanmak için kendini bile zehirledi. Fakat bu oyunu işe yaramadı ve eniştesi onu evinden attı.
Davis ailesinden hayatta kalanlar Alden Davis'in en küçük kızı için toksikoloji raporu istedi.Sonuçlara göre kız zehirlenerek ölmüştü. Bunun üzerine yerel otoriteler Toppan hakkında araştırma yaptılar ve 29 Ekim 1901'de cinayetten tutuklandı.
1902'de 31 tane cinayetini itiraf etti.23 Haziran'da Barnstable İlçe Mahkemesi akıl sağlığı bozuk olduğundan suçlu olmadığına ve hayatını Taunton Ruh Hastalıkları Hastanesi'nde geçirmesine karar verdi.
Mahkemeden sonra New York Journal Gazetesi'nde Toppan'ın avukatına 31 cinayetten daha fazla öldürdüğünü söylemiş ve jürinin onun ruh sağlığının bozuk olduğu yönünde karar çıkartmasını böylece salınabileceğini söylemiş. Doğruluğu ve Toppan'ın asıl amacı bilinmese de ölene dek hastanede kalmıştır.
Kurgusal Canlandırmalar ve miras
Amerikan Kabusu filminde Jane Toppan'dan esinlenilmiştir.
Hayatı ve gençliği
Toppan'ın gençliğine dair zamanlardaki yetersiz kaynaklara rağmen ailesinin İrlanda göçmenleri olduğu, annesi Bridget Kelley'in Toppan küçükken tüberkülozdan öldüğü bilinmektedir. Babası Paul Kelley, bilinen bir alkolik ve garip biriydi. Babasını tanıyanlar ona "Çatlak Kelley" diye bir takma ad takmışlardı. Yerel dedikodulara göre Kelley delirmişti, en popüler söylentiye göre ise terzi iken kendi göz kapaklarını dikmişti. Bu kulağa çok mantıklı gelmese de Paul Kelley'in ne kadar dengesiz olduğunu tam olarak yansıtıyor.
1983'te karısının ölümünden birkaç yıl sonra en genç 2 çocuğunu -8 yaşındaki Josephina ve 6 yaşındaki Hondora'yı- 1799'da Hannah Stillman tarafından yoksul kız çocukları için kurulmuş olan Boston Kadınlar Sığınmaevi'ne yolladı. Kelley iki küçük kızı bir daha görmemek üzere teslim etti. Sığınmaevi kayıtlarına göre kızlar "acınası bir evden" kurtulmuşlardı.
Delia ve Honora'nın sığınmaevindeki durumlarına dair kayıt yok fakat 2 yıldan kısa bir sürede Honora, Lowell Massachusetts'ten Bayan Ann C. Toppan'ın evine Kasım 1864'te sözleşmeli hizmetçi olarak alınmıştır. Yasal olarak hiç hayırseverleri tarafından evlat edinilmese de soyadlarını almış Ve en sonunda Jane olarak tanınmıştır.