Obruk Platosu
Konya iline bağlı Karapınar ilçesi sınırlarında bulunan, Tuz Gölü havzası (950m) ile Konya ovasını(1000m) birbirinden ayıran Obruk Platosu, doğu-batı yönünde yaklaşık 75–80 km uzunluğa, kuzey-güney yönünde 35–65 km genişliğe sahiptir.[1]
Konumu
Obruk Platosu, kuzeyde Tuz Gölü Havzası, güneyde ise Konya Havzası ile sınırlanır. Platonun Doğu ve Batısında ise dağlık alanlar vardır. Doğudaki dağlık alanlar volkanik kökenlidir. Bunlar, Güneybatı - Kuzeydoğu doğrultusunda sıralanmış olan Karacadağ-Hasan Dağı-Melendiz Dağları'dır.[1]
Oluşumu
Üçüncü zaman öncesi temeli uyumsuz (diskordan) olarak örten, daha genç çökeller Obruk Platosu’nu meydana getirmiştir. ‘Obruk Formasyonu’ adı verilen bu çökeller kısmen denizel ve daha çok karasal kökenlidir.
Plato’nun doğusunda volkanik Karacadağ kütlesi vardır. Bu kütle ve çevresindeki volkanik yapılı tepeler, çeşitli piroklastik maddeler ve lavlardan meydana gelmiştir. Volkanik faaliyet üst Miosen’ de (10 milyon yıl önce) başlayıp Holosen’e ( Günümüz) kadar sürmüştür.Bölgede Miosen (10 milyon yıl önce) sonlarından itibaren harekete geçen genç tektonik hareketler, Obruk Platosu’nun havza tabanlarından ayrılmasını sağlamıştır. Konya ve Tuz Gölü’nün Kuaterner ( Dördüncü zaman) boyunca çekilme evreleri de alçalmaların belirgin hala gelmesine sebep olmuştur. Obrukların oluşumu da bu evrelerle yakından ilgilidir.[1]
Plato üzerindeki obrukların oluşumu, çözünebilen kayaçlarda meydana gelen çözünme çukurlarının altında bulunan yer altı galerileri ve/veya mağaraların tavanlarının çökmesi sonucu gerçekleşmiştir. Yani bu şekillerin oluşumunda yüzeyde karstik taşların çözünmeleri, temelde ise mağara ve galerilerin tavanının çökmesi etkili olmuştur. [2]
Ayrıca bakınız: Obruk
Jeolojisi
Obruk platosu yapısal olarak temeldeki yaşlı arazi üzerinde bulunan göl çökellerinde oluşur. Üçüncü zamanın birinci yarısının sonu (Oligosen) ile ikinci yarısın
da (Neojen) oluşmuş bulunan çökeller, o zamanda Konya ve Tuz Gölü havzasında mevcut olan gölün tabanında birikmiş kalker, marn ve killerden başka; yer yer kumtaşı, konglomera, çakıl, kumlu kil, ve tuzlu kil gibi tabakalardır.
Bunlar arasında yer yer jipsler de bulunur. Bu tabakalar arasında görülen volkanik faaliyetlerin de olduğunu göstermektedir. Tabakaların kalınlığı yer yer değişmekle birlikte, 1000 m’den daha fazladır.[2]
Jeomorfolojisi
Obruk Platosu'nun yüzeyi genel olarak 1000–1500 m’ler arasında değişen hafif dalgalı bir arazi özelliği gösterir. Platonun en yüksek yerleri ÜzecekDağı’nın doğu-kuzeydoğu kesimleri ile Karaca Dağ’ın kuzeyinde yer alan kısımlarıdır. Plato, kuzeydeki Tuz Gölünden 250, güneydeki Konya havzasının tabanında ise 150 m daha yüksektir. Platoyu oluşturan tabakalar çok zaman yatay ve yataya yakın duruştadır. Ama yer yer antiklinallere, senklinallere, bir yana eğimli tabakalara ve faylara da rastlanır.[2] Plato üzerindeki akarsular genellikle kısa boylu, cılız ve sel karakterinde olup, yüzey eğimini takip ederek kuzey yönünde akmaktadır. Bu akarsuların bazıları ‘kornişli vadi’ tipindedir. Bunlar, süreksiz akarsulardır. Yataklarından ancak yağışlı mevsimlerde su akmaktadır.[1]
Obruk platosunda yüzeyde ve yüzeye yakın kısımlarda kalkerin çokça bulunması sonucu kastlaşma etkili olmuş ve bu durum topoğrafyada kendini göstermiştir. Bunun sonucu olarak plato üzerinde çeşitli karstik şekiller bulunmaktadır. Bu şekiller; başta obruk olmak üzere polye, uvala, dolin ve düdenlerdir. Plato yüzeyindeki başlıca tarım alanlarını oluşturan polyelerin en önemlisi, 14 km uzunlukta ve ortalama 2 km genişlikte olan Dikmenpolyesidir.[2]
Platodaki yer altı suları genellikle kırık hatlarını takip etmektedir. Obrukların da bu yer altı sularının oluşturduğu karstikmağaraların üstlerinde sıralandığı dikkate alındığında, obrukların oluşumuyla kırık hatları arasındaki ilişkilerin varlığı ortaya çıkmaktadır.[2] Obruk platosunun üzerinde çok sayıdaki obruklardan en çok tanınanları Kızörenobruğu, Meyil obruğu, Karain obruğu, Çıralı obruğu ve Çifteler obruğudur. Obrukların çoğunun içinde su bulunmaktadır. Bunların en derini 170 m ile Kızören obruğudur.[2]
Obruklar genellikle kuzeybatı-kuzeydoğu yönünde dizilmiştir. Genel olarak plato üzerindeki obrukların diziliş doğrultusu yeraltı suyunun akış yönüne uymaktadır.[3]
Obrukları diziliş doğrultusununa göre gruplandırmak gerekirse;
Kuzeybatu-Güneydoğu doğrultusunda bulunan obruklar
- 1.Dizi: Kuru Obruk, Meyil Obruğu, Ak Obruk
- 2.Dizi: Karain Obruğu, Hamam Obruğu, Kızıl Obruk, Celal Obruğu, Kurk Obruk, Yeni Opan Obruğu, Yarım Obruk, Derin Obruk, Fincan Obruğu, Potur Obruk, Kangallı Obruğu, Zincancı Obruğu ve Çıralı Obruk.
- 3.Dizi: Yunus Obruğu, Kayalı Obruk.
Güneybatı-Kuzeydoğu doğrultusunda bulunan obruklar
Çifteler Obruğu 1, Çifteler Obruğu 2, Cehennem deresi Obruğu ve Dikmen Obruğu.
Belli bir doğrultuda olmayan obruklar ise Kızören Obruğu, Karkın Obruğu ve Güvercinli Obruğu olarak bilinmektedir.[1]
İklim Özellikleri
Obruk platosunda karasal bir iklim egemendir. Bölgede soğuk geçen, kar yağışlı bir kış mevsimi, nispeten serin geçen bir ilkbahar, sıcak ve kuru bir yaz mevsimi ve oldukça kurak bir sonbahar yaşanmaktadır. Yıllık ortalama sıcaklık bölgede 11-12 derece arasında değişmektedir.
Yıllık ortalama yağış miktarı 278.1 mm’dir. Yağışın aylara ve mevsimlere göre dağılışı gözden geçirilirse, yağış en az yaz mevsiminde, en fazla kış mevsiminde olduğu ve ayrıca İlkbahar’ın Sonbahar’a göre daha yağışlı olduğu görülmektedir. En çok yağışlı geçen ve yağış miktarının en fazla olduğu aylar Mayıs, Haziran, Kasım ve Aralık’tır. Buna karşılık en az yağışlı ve yağış miktarının en düşük olduğu aylar Ağustos ve Temmuz’dur.[1]
Toprak ve Bitki Örtüsü
Dağlık ve plato yüzeylerinde kırmızı kahverengi ve kahverengi topraklar, ova ile dağlık sahalar arasında kalan eğimli sahalarda kolüvyal topraklar daha yaygındır.
Konya Ovası’nın güney ve güneybatı kesimlerinde orman vejetasyonuna rastlanır. Özellikle Toros Dağları’nda ardıç, karaçam, kızılçam, köknar, gürgen ve dişbudak yaygın ağaç türleridir. Ova ve plato yüzeylerinde en fazla rastlanan bitki türleri; yavşan, yumak, keven, düğün çiçeği, sütleğen, kuzukulağı, gelincik ve kekiktir. Bataklık ve sulak alanlarda, saz ve kamış türleri; akarsu boylarında kavak, söğüt ve iğde türleri yayılış göstermektedir.[4]
Kaynakça
- BİRİCİK, A. S., 1992, Obruk Platosu ve Çevresinin Jeomorfolojisi, Marmara Üniversitesi Yayınları ,İstanbul.
- ŞAHİN, C., 2005, Türkiye Fiziki Coğrafya, Gündüz Eğitim ve Yayıncılık, Ankara
- ERSOY, B., 2015, Obruk Platosu örneğinde karstik yapıların morfometrik incelenmesi, Tübitak Çalışması
- BOZYİĞİT,R. ve TAPUR,T., 2009, Konya Ovası ve Çevresinde Yeraltı Sularının Obruk Olusumlarına Etkisi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi