Okavango Deltası
Okavango Deltası ya da Bataklığı, Botsvana'da dünyanın denize dökülmeyen en büyük iç deltasıdır. Deltayı besleyen ana kol^, Angola'dan çıkan Okavango Nehri'dir. Okavango Deltası'nı 1848'de ilk gören Avrupalı, İskoç misyoner ve kâşif David Livingstone'dur.
UNESCO Dünya Mirası | |
---|---|
| |
Konum |
|
Kriter | Doğal: vii, ix, X |
Referans | 1432[1] |
Tescil | 2014 (38. oturum) |
Bölge | Afrika |
Koordinatlar | 19°17′00″G 22°54′00″D |
Kurak bir iklime sahip olan delta, yılın en sıcak dönemlerinde, yılda bir kez Angola’nın kuzeyinden gelen sel ile birlikte Afrika’nın en büyük vahasına dönüşür. Gelen sel suları, Angola’nın ekimde başlayıp nisana kadar süren yağmurlarıyla beslenerek, Okavango Deltası'na doğru ilerler ve temmuz ayında deltanın sonuna kadar ulaşır. Kurak dönemde ortalıkta gözükmeyen kurbağalar, yayın balıkları ve filler ortaya çıkar. Diğer birçok hayvan da sürüler halinde bu bölgeye göç ederler. Okavango Deltası'nda yaklaşık 200.000 memeli bulunur. Bunların bir kısmı sürekli deltada bulunsa da, büyük çoğunluğu geçici olarak gelir ve giderler. Yazın gelmesiyle beraber, bölgeden ayrılsalar da suyun gelmesiyle beraber göç ederler. Yalnızca birkaç hafta içinde kurak olan bölge, canlı bir deltaya dönüşür. Temmuz ayının gelmesiyle, çeşitli balıklar ve Nil timsahı da Okavango Deltası içinde gözlemlenebilir hale gelmektedir.
Delta her yıl binlerce turist ağırlamaktadır. Bu bölgede basit kampların dışında, lüks oteller de bulunmaktadır.
Bu deltaya gelen sular, hiçbir denize dökülmez ve buna rağmen bu delta bir süre sonra suların %95'inin sıcaklıkla beraber buharlaşması ve atmosfere karışması sonucu tekrar aynı kurak hale döner.
Delta, 2014 yılında Dünya Mirası listesine dahil edilmiştir.[1]