Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu
Max Weber temel olarak kapitalizmin gelişimini Protestan ahlakının yaygınlaşmasına bağlamaktadır. "Ne oldu da geleneksel toplumdan modern topluma geçildi?" sorusuyla kapitalizmin dinamiklerine açıklama getirmeye çalışmaktadır.
Die protestantische Ethik und der Geist des Kapitalismus | |
Kitabın 1934 Almanya basımı | |
Yazar | Max Weber |
---|---|
Ülke | Almanya |
Dil | Almanca |
Yayım | 1905 |
Bu geçişte Weber, temel farklılığı düşünce yapısındaki "Rasyonalite" kavramı ile açıklamakta ve insanlar modern zamanlarda daha çok mantığı ve aklı kullanmaktadır, demektedir. Bu durumu ise rasyonalite kavramı ile açıklamaktadır. Buna karşılık, geleneksel toplumdaki insan, daha çok din ve metafiziğe göre düşünce üretmekte ve mantık yürütmektedir.
Max Weber'e göre fikri değişimler ekonomik değişimlerin öncülüdür. Weber, fikirlerdeki değişimin tarihsel değişime yaptığı etkiyi incelemiştir. Dinsel karşılaştırmalar yaparak dinlerin toplumsal değişmeyi ilerletebileceği veya engelleyebileceği yargısına varmaktadır. Buna örnek olarak, antik Çin ve Hint uygarlıklarını göstermektedir. Bu uygarlıklar, endüstrileşmenin eşiğine gelmiş olmakla birlikte, batı dünyasındaki dönüşüm bu uygarlıklarda gözlemlenmemiştir. Weber, bu dönüşümün ortaya çıkmamasını, düşünce yapısında paralel bir değişim olmamasına bağlamaktadır. Buna karşılık, İngiltere, Hollanda gibi ülkelerin modern dünyaya geçişin başladığı ilk ülkeler olduğunu, bu geçişin Protestan ahlakındaki rasyonel düşünce yapısından kaynaklandığını belirtmektedir.
Weber'e göre modern dünyayı oluşturan kapitalizmin temel özelliği rasyonelliğidir. Bu anlamda, Protestan ahlak ile kapitalizm örtüşmektedir.
Tüm bu açıklamalarından hareketle Weber, ideal tipteki bir kapitalist ile ideal tipteki bir Protestan arasında, büyük benzerlikler olduğunu vurgulamaktadır.