Roma'nın kuruluşu

Roma'nın kuruluşu arkeolojiden ve filolojiden faydalanılarak araştırılabilirse de, bizzat Antik Romalılardan miras kalan geleneksel anlatılar şehrin en erken tarihini efsaneler ve mitlerle örülü bir şekilde açıklar. Bu mitlerin en tanınmışı, Roma mitlerinin belki de en ünlüsü, dişi bir kurt tarafından emzirilen Romulus ve Remus kardeşlerin hikâyesidir.[1] Bu hikâye daha sonraları, zamanda daha geri giden bir hikâye ile uzlaştırılıp, ikisi birlikte ikili bir söylence oluşturmuştur. Zamanda daha geriye giden bu hikâyeye göre Troyalı mültecî Aeneas Italya'ya kaçmış ve burada oğlu Iulus aracılığıyla Roma soyunu başlatmıştır. (bkz.: Julio-Claudian Hanedanı)[2]

Romulus ve Remus kardeşleri emziren dişi kurt, Roma'nın kuruluşu ile ilgili en meşhur tasvir.

Kuruluş mitleri

Aeneas

Aeneas flees burning Troy (Aeneas alevler içindeki Troia'dan kaçıyor), Federico Barocci, 1598, Galleria Borghese, Roma.

Roma'nın ulusal destanı olan Aeneis (yaz. Vergilius) Troya prensi Aeneas'ın İtalya'ya nasıl geldiğini anlatır. Aeneis, soyunu Iulius Caesar aracılığıyla bu kahramana ve onun annesi olan Venus'a (Hel. Aphrodite) dayandıran Augustus zamanında yazılmıştır. Aeneis'e göre devrik şehir Troya'dan kaçanlar Aeneas'ın önderliğinde bir araya gelip Akdeniz civarında birtakım maceralar yaşamışlardır. Bu maceraların arasında o sıralarda yeni kurulan ve Dido adlı bir kraliçenin hükmündeki Kartaca'daki geçici ikametin ardından en sonunda İtalya kıyılarına varış da bulunur. Troyalıların, Roma'nın güneybatısında, muhtemelen Laurentum, veya başka versiyonlarda Lavinium adı verilen, modern Anzio ile Fiumincio arasındaki bir bölgeye çıktıkları rivayet edilir. Lavinium ismi Kral Latinus'un Aeneas ile evlenen Lavinia adlı kızından gelir. Bu evlilik hadisesi Turnus ile Aeneas arasında çatışmalara yol açar.[3] Aeneas gelmeden önce Lavinia ile nişanlı olan Turnus savaşı başlatan taraftır.[3] Aeneas kazanır ve Turnus'u öldürür.[3] Troyalılar ikamet hakkı kazanırlar ve yerel halkla kaynaşırlar. Aeneas'ın oğlu Ascanius (yahut Iulus) daha sonra Alba Longa şehrini kurar ve Alba kralları neslini başlatır. Bu söylenceyle Troya söylencesi ile Roma'nın efsanevî kuruluşu (MÖ 8. yüzyıl) arasındaki kronolojik boşluk doldurulmuş olur.

Bu neslin sonunda Kral Procas ve oğulları Numitor ile Amulius gelir. Procas'ın ölümüyle Numitor, Alba Longa kralı olur fakat Amulius onu tahttan indirir, hapseder. Amulius ayrıca Numitor'un kızı Rhea Silvia'yı da Vesta Rahibelerinin arasında bakire hayatı yaşamaya zorlar. Amulius uzun yıllar kral kalır. Geleneksel söylencede Vesta Rahibeleri tarikatı Romulus'un halefi Numa Pompilius tarafından kurulmuştur. Rhea Silvia'nın bu tarikata katılmış olduğu söylencesi de kronolojinin sağlam temellere oturmadığının bir göstergesidir.

Romulus ve Remus

Aeneas miti Yunan asıllıdır ve bir İtalyan miti olan Romulus ve Remus ile daha sonraları uzlaştırılmıştır. Eğer kardeşleri tarihî figürler olarak ele alırsak, yk. MÖ 771 tarihinde doğdukları söylenebilir. Rhea Silvia ile savaş tanrısı Mars'ın (Hel. Ares) veya yarı tanrı Hercules'in (Hel. Heracles) oğulları oldukları ifade edilir. Birçok mitolojik kahraman gibi doğumlarında terk edilmişlerdir. Sebebiyse ikizlerin, Numitor'u tahttan indiren büyük amcaları Amulius'u devireceklerine dair bir kehanettir. Aldıkları emre rağmen, onları Tiber Nehrine bırakan hizmetlilerin merhametine mazhar olmuşlardır. Faustulus adlı çoban onları bulana ve evlat edinene dek, ikizleri dişi bir kurt emzirmiştir. Çocukları Faustulus ve zevcesi Acca Larentia yetiştirmiştir. Romulus ve Remus büyüyünce Amulius'u öldürürler ve dedeleri Numitor'u tekrar başa geçirirler. İki kardeş bir şehir kurmaya karar verirler. Gelgelelim aralarında çıkan bir kavgadan ötürü Romulus, Remus'u öldürür. Böylece Roma kardeş katli üzerine kurulur. Bu da şehrin tarihindeki sonu gelmez çatışma ve kan dökmenin bir yansıması olarak düşünülür.

Tarihleme

Antik Romalılar şehrin 21 Nisan'da kurulduğundan eminlerdi. O tarihte çobanların tanrıçası Pales onuruna "Par Ilia" yahut "Palilia" adlı festival düzenlenmekteydi. Bununla birlikte şehrin kurulduğu yılı bilmiyorlardı. Bu sebepten dolayı yıllarını "A.U.C. (Ab Urbe Condita, Şehrin kuruluşundan bu yana) + görevde olan konsüller" formülüyle tarihlendirirlerdi. Tarih boyu öne sürülen birçok tez Halikarnaslı Dionysius tarafından kaydedilmiştir: İlk Roma tarihini yazan Yunan tarihçi Timaius'a göre şehir, ilk Olympias periyodundan 38 yıl önce, yani MÖ 814'te; Roma'nın ilk tarihçisi Pictor'a göre sekizinci Olympias periyodunun ikinci yılında, yani MÖ 748/747'de; Cincius Alimentus'a göre on ikinci Olympias periyodunun dördüncü ve son yılında, yani MÖ 719/718'de; ve son olarak Yaşlı Cato'ya göre Troya Savaşı'ndan 432 yıl sonra, Dionysius'un belirttiğine göre yedinci Olympias'ın ilk yılında, yani MÖ 752/753'te kurulmuştu.[4] Dionysius da kendince bir hesaplama yaparak kuruluş tarihini MÖ 751 olarak belirler. Dokuzuncu Olympias'ın ilk yılına (yani MÖ 390) tarihlediği Allia Savaşı ile başlar, buna 119 yıl ekleyerek ilk konsüller olan Iunius Brutus ve Tarquinius Collatinus'un görev yıllarına ulaşır, ardından 244 yıl süren Roma kralları evresini de buna bağlayarak MÖ 751 yılını bulur.[5] Resmî Fasti Capitolini de bu tarihi MÖ 752 olarak verir.

En muteber kuruluş tarihi olan MÖ 753, Roma antikçisi Titus Pomponius Atticus'tan alınmadır. Varro tarafından adapte edilmiştir ve Varro kronolojisi olarak bilinen kronolojinin bir parçası olmuştur.[6] Plutarkhos'ta geçen bir anekdot, en muteber tarihin MÖ 753 olduğunu öne sürer.) Gerçi bu anekdotta Firmum'lu astrolog Lucius Tarrutius, olmamış bir güneş tutulmasına ve çeşitli hatalı astronomik detaylara dayandırdığı bir argüman öne sürmüştür.)[7] Bu tarih güncel ününü ise MS 3. yüzyıl yazarlarından Censorinus'un kullanımı aracılığıyla edinir. (Censorinus'un De Die Natali adlı eseri, Joseph Justus Scaliger'nin antik kronolojisine bilimsel bir kaynak olmuştur.)[7]

Palatinus tepesindeki yeni bulgular şehrin kuruluşuna dair bir fikir vermektedir. Bunların arasındaki en önemli bulgu, tepenin kuzey yamacında bulunan, MÖ 8. yüzyıl ortalarına, yani Romulus'un sabanla şehrin sınırlarını çizdiği iddia edilen zamana tarihlenebilen bir seri kale duvarıdır. Bu ve buna benzer bulgular Andrea Carandini kazısında gün yüzüne çıkarılmıştır.

"Roma" ismi

Şehrin adı genel olarak Romulus'a atfedilse de başka tezler de vardır. Jean-Jacques Rousseau (1712–1778) Yunanca "güç, kuvvet" anlamlarına gelen "ῥώμη" (rhōmē) kelimesini önermiştir.[8] Modern bir etimoloji ise şehrin adının Etrüskçe 'nehir' anlamına gelen "rumon" kelimesinden türediğini iddia eder.[9]:106

"Romulus" ismi muhtemelen bir geri türetmedir.[10] Yani Romulus ismi "Roma"dan türemiştir. Roma kelimesine gelen küçültme eki "-ulus" ile eril bir isim oluşturulmuştur, ki Romulus "Romalı küçük çocuk" anlamına gelmektedir. (Motamot çevirisi ise "Küçük Roma"dır.)

Arkeoloji

Tarihte Latinler, Alba tepelerinde ikamet eden İtalik bir kabiledir.

Daha sonraları daha iyi tarım arazilerine sahip olan vadilere inmişlerdir. Özellikle Tiber Nehri etrafı oldukça stratejik avantajlar sunmaktaydı; nehir tarafı doğal bir sınır oluşturuyor, öte tarafta da tepeler yine doğal bir savunma hattı teşkil ediyordu. Bu konum Latinlere nehri kontrol etme ve Isola Tiberina'dan nehir üzerindeki ticarî ve askerî trafiği kontrol etme imkânı sağlıyordu. Bundan başka, yol trafiği de kontrol edilebiliyordu. Zira Roma kuzeydoğudaki Sabinum'dan ve kuzeybatıdaki Etruria'dan gelen yolların kesişim noktasıydı. (cf. all roads lead to Rome)

Kentin gelişiminin çeşitli tepelere dağılmış küçük köylerden başladığı, sonra bu köylerin büyüye büyüye en sonunda Roma şehrini oluşturacak kadar yayıldığı düşünülmektedir. Ne olursa olsun Roma'nın kurulduğu lokasyon çeşitli bölgelerden gelen çiftçi ve taşralı Latinlerce iskan edilmişti. Bu çeşitliliği çanak çömleklerden ve ölü gömme adetlerinin farklılığından anlıyoruz.[9]:107

Yakın zamandaki araştırmalar özellikle Quirinus tepesinin antik zamanlarda oldukça önemli addedildiğini göstermektedir. Bununla beraber iskan edilen ilk tepe Palatinus tepesidir. Palatinus konum olarak da Antik Roma şehrinin tam göbeğinde bulunur. Quirinus'un üç tepe noktası (Germalus, Palatium ve Velia), Esquilinus'un üç tepe noktası ile (Cispius, Fagutal, Oppidus) ve Caelius ve Suburra tepelerinin üstündeki kasabalarla birleşir.

Bu tepeler ismiyle müsemma nevindendir. Caelius tepesi "Querquetulanus" (meşe anlamına gelen "quercus"tan) veya "Fagutal" (kayın anlamına gelen "fagus"tan) isimleriyle anılır, ki bu isimler tepedeki ağaçları göstermektedir. Yakın zamandaki keşifler gösteriyor ki Germalus tepesinin kuzey kesimi (MÖ 9. yüzyıla tarihlenir) dairesel veya eliptik şekilde dizayn edilmiş, köylerden müteşekkil bir sitedir. Kilden (belki odunla sağlamlaştırılmış) duvarlarla korunur ve Roma büyük ihtimalle burada kurulmuştur.

Bu federasyonun arazisi "pomerium" adı verilen kutsal bir sınırla çevrilidir ve Servius Duvarı'nı da kapsar.

Önceleri 11 Aralık'taki Septimonium (Yedi tepeye dair) Festivallerinin şehrin kuruluşu ile ilgili olduğu sanılırdı. Bununla beraber tüm efsanelerde 21 Nisan tarihi şehrin kurulduğu tarih olarak öne çıkar. Günümüzde, 11 Aralık tarihindeki Septimonium'da Roma'da kurulan ilk federasyonun kutlanmış olabileceği tartışılmaktadır. Esasen benzer bir federasyon İtalya'nın Cave kentinde Latinler tarafından kutlanmaktaydı.

Sonraki anmalar

İtalyan Rönesansı sırasında Roma Akademisi'ne mensup bir grup, antikçağa yönelik meraklarının peşinde koşmak için bir cemiyet kurdu. Her sene 20 Nisan'ı "Roma'nın doğum günü" olarak kutladılar. 1468'de, Papa II. Paulus akademiyi yasakladı. Onları "cumhuriyetçilik, paganizm ve kumpas" ile suçluyordu. Gelgelelim bundan on yıl sonra, Papa IV. Sixtus'un yönetiminde cemiyet tekrar kuruldu ve "Societas Literatorum S. Victoris in Esquiliis"  (Esquilinus'taki Aziz Victor'un Edebî Cemiyeti) adını aldı. Bu reforma uğramış yeni grup, azizlerden Victor, Fortunatus ve Genesius'un himayesine sığındı. "Genesius'un yortusu Palilia ile aynı güne denk geliyordu." Bunların "Palilia"sını Pomponius Laetus organize ediyordu ve içeriğinde şiir yarışmaları, nutuklar ve toplu yemek bulunuyordu.[11]

Kaynakça

  1. Livy (1797). The history of Rome. George Baker (trans.). Printed for A. Strahan.
  2. Livy (26 Mayıs 2005). The Early History of Rome. Penguin Books Ltd. ISBN 978-0-14-196307-5.
  3. "Turnus". Encyclopaedia Britannica. 29 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2013.
  4. Dionysius of Halicarnassus, Roman Antiquities, 1.74
  5. Dionysius of Halicarnassus, 1.75
  6. Gary Forsythe, A Critical History of Early Rome (Berkeley: University of California, 2005), p. 94
  7. Anthony Grafton and Noel Swerdlow, "Technical Chronology and Astrological History in Varro, Censorinus, and Others" 7 Ekim 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Classical Quarterly, N.S. 35 (1985), p. 454-65
  8. Cf. Jean-Jacques Rousseau, The Social Contract, Kitap IV, Bölüm IV, 1762. Burada verdiği dipnotta "Roma isminin Yunancadan geldiğini ve anlamının güç olduğunu" yazar.
  9. Baldi, Philip (2002). The Foundations of Latin. Walter de Gruyter.
  10. McGeough, Kevin M. (1 Ocak 2004). The Romans: New Perspectives. ABC-CLIO. s. 49. ISBN 978-1-85109-583-4. 29 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2016.
  11. Angela Fritsen, "Ludovico Lazzarelli's Fasti Christianae religionis: Recipient and Context of an Ovidian Poem," in Myricae: Essays on Neo-Latin Literature in Memory of Jozef Ijsewijn (Leuven University Press, 2000), pp. 121–122.

İleri okumalar

  • Carandini, Andrea (2011). Rome: Day One. Princeton, N.J: Princeton University Press. ISBN 978-0-691-13922-7.
  • Forsythe, Gary (2005). A Critical History of Early Rome: From Prehistory to the First Punic War. Berkeley: University of California Press. ISBN 978-0-520-22651-7.
  • Raaflaub, Kurt A. (2005). Social struggles in archaic Rome: new perspectives on the conflict of the orders. Malden, Mass: Blackwell Publishing. ISBN 978-1-4051-0060-1.

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.