Seyyan Hanım
Seyyan Oskay (d. 1913, İstanbul - ö. 16 Mayıs 1989, Maltepe, İstanbul), Türk tangocudur.
İlk Türkçe tango olan Mazi Kalbimde Bir Yaradır'ı seslendiren ilk kişidir. Tango, rumba ve foxtrot icra eden Oskay, seslendirdiği yüzlerce eser arasında en çok tangolarıyla ün kazanmıştır.
Yaşamı
Oskay 1913 yılında İstanbul'da doğdu. İlk öğreniminin ardından İstanbul Konservatuvarı'na devam etti ve orada Talariko Bey'den dersler aldı. Konserlerinde gösterdiği üstün ses rengi ve gücü ile parlak başarılar elde etti. Konservatuvar yıllarında yabancı dillerde (İtalyanca-Fransızca) söylediği şarkıları bir süre sonra Kadıköy Opereti'nde (Şimdiki Süreyya Sineması'nın olduğu bina) söylemeye başladığında daha 16 yaşındaydı. Yabancı kökenli şarkılar yanında "Efem", "Çoban Yıldızı (Pole Star), "Akşam Garipliği (Night Gloomy)", "Zavallı Aşk (Poor Love)" gibi özgün Türk müziği örneklerini de icra etti. 1930'lu yıllarda yorumladığı eserlerden bazıları, hocası Kaptanzade Ali Rıza Bey ve Columbia tarafından kaydedilmiş ve günümüze ulaşmaları sağlanmıştır. İlk Türk tangosu "Mazi Kalbimde Bir Yaradır" Necip Celal tarafından bestelendikten hemen sonra onun sesiyle dinleyicisi ile buluşmuştur. Bu sırada İstanbul'da Moulin Rouge (Kırmızı Değirmen)'de şarkılarını icra etmektedir (1930-1932). Teğmen Sait Oskay ile evlenerek Oskay soyadını aldıktan sonra, eşinin görevi dolayısıyla Anadolu'nun birçok farklı ilinde yaşayan Seyyan Hanım, bu dönemde ancak uzun ve yorucu seyahatlerden sonra İstanbul'a gelerek ses ve müzik çalışmalarını devam ettirebilmiştir. Katıldığı birkaç radyo programı da vardır. 16 Mayıs 1989'da Maltepe'deki evinde 76 yaşında ölmüştür.
Kendi sözlerinden hayatı
"Ben aslında ilk değil ama ilklerdenim. Benden önce, Fikriye Hanım ve Afife Hanım vardı".
"Kırmızı Değirmen"de tanıştım Fikriye Hanım'la. Benden hem yaş hem cüssece büyüktü. Necip Celal Andel şarkıları için sesi çok uygun değildi. O da mesela Muhlis Sabahattin Bey'in şarkılarından "Ayşe" gibi şarkıları söylüyordu.. Sabahattin Bey de istedi şarkılarını söylememi ama kabul etmedim. O başka bir hayat tarzı gerektiriyordu."
"Ben orada söylerken kimse dans etmezdi. Sadece konser dinlemeye gelmişler gibi dinlerlerdi. Annemle giderdik sonra onunla beraber dönerdik."
"Oradan beni ayıran mekan değil, oradaki hayat tarzına ayak uyduramayışımdı."