Toprak kirliliği
Toprak kirliliği, katı, sıvı ve radyoaktif artık ve kirleticiler tarafından toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerinin bozulmasıdır. Topraklarda meydana gelecek tüm olumsuz değişimler insan yaşamını kuvvetle etkileyecek güce sahiptir. İnsanların geçmişten gelen ve geçmişte zararları fark edilmemiş olan alışkanlıkları, bu gün toprak kirlenmesi ve bununla birlikte ortaya çıkan yer altı ve yüzey sularının kirlenmesine sebep olmaktadır.Toprak kayaçların parçalanmasıyla oluşur. Oluşumu çok uzun sürede gerçekleşen toprak insan eli ile çok kısa sürede tahrip edilir. Tarımın yapılabilmesi için temel unsur verimli tarım arazileridir yani topraktır. Daha çok ürün elde edebilmek için kullanılan gübreler,tarım ilaçları sağladıkları yararın yanı sıra toprak kirliliğinin önemli sebepleri arasında yer almaktadır. Çevreye gelişigüzel atılan çöpler,evsel atıkların ve sanayi atıklarının arıtılmadan toprağa karıştırılması da toprağı kirleten etkenlerdendir.[1]
Toprak kirliliğinin sonuçları
Erozyon ile toprağın kayması, yer değiştirmesi bir toprak kirliliği etkenidir. Kentleşme, sanayileşme ve tarımsal faaliyetler toprak kirliliğine neden olan başka faktörlerdir. Yer seçiminin yanlış yapılması, sanayi atık sularından ve fabrika bacalarından çıkan zehirli gaz ve partiküller toprağın kirlenmesine neden olmaktadır. Sadece toprak üzerindeki uygulamalar değil, atmosferden kaynaklanan olumsuzluklar da toprak kirlenmesine ayrı bir etkendir. Tarım topraklarının büyük ölçüde sanayide kullanımı, geriye dönüşü zor olan kirlenmeler meydana getirmektedir. Tarım teknolojisindeki gelişmelerin sonucu mineral gübrelerin, tarım ilaçlarının kullanılması, endüstri atıklarının toprağa sızması veya atılması da toprak kirliliğini doğurur. Ayrıca gelişigüzel çevreye dökülen çöp, ev küçük işletme artıkları da toprağı kirletmektedir. Ev atıkları dediğimiz yemek, sebze,kâğıt, plastik, kumaş artıkları, küçük işletme ve endüstri atıkları, ahır, mezbaha, kombina gibi yerlerin atıkları bilhassa yerleşim birimleri ve civarında toprak kirliliği yaratmaktadır.
Toprak kirliliğinin etkileri
Tarım ilaçlarından ileri gelen toprak kirliliğinin etkileri
Tarım ilaçları; toprağın biyolojik dengesini bozarak verimliliğini düşürmektedir. Ayrıca birçok zararlıya da direnç kazandırmaktadır. Bu direnç kalıtımla devam etmektedir. Günümüz tarımında bu denli yoğunlaşan tarım ilacı kullanımının çevrede ve tabiatta birikmesi, hayvanlar ve besinler için zararlıdır. Tatbik edilen ilaçların kısa sürede ışık, ısı ve nem tesiri ile parçalanıp kalıntı bırakmayacağını düşünmek imkânsızdır. Her ilaç formülünün bitkiye tatbik edildikten sonra, etkili olabileceği bir süresi vardır. İlaçlar hem bitki hem de insan sağlığına zararlı olmaktadır. İlaçlanmış sebze ve meyvelerin sonucu, vücuda kalıntı geçtiği gibi, başta süt olmak üzere ilaçlı yemlerden ve otlardan hayvanlara geçen tarım ilaçları kalıntıları da vücuda geçmekte ve birikmektedir. Kalıntı problemlerinin dışında tarım ilaçlarının insan sağlığına etkilerinden başlıcaları; akut, sub, kronik zehirlenme, alerjik, zeka bozuklukları, spesifik olmayan etkiler.
Gübrelemeden ileri gelen toprak kirlenmesi etkileri
Toprağın fiziksel özellikleri gübrelemeden elde edilecek sonuçları etkilemektedir.Fiziksel özellikleri iyi olan topraklara yapılan gübrelemelerden yüksek randıman alınmakta, aynı zamanda toprak, gübrelerin zararlı etkisinden de korunmaktadır.Oysa çok ince ve çok kaba tek türlü topraklarla, çok sıkışık veya gevşek topraklara uygulanan gübrelemeler de bitkiler, gübrelerden yeteri kadar istifade edememektedir. Dolayısıyla toprakta gübre birikmekte ve zararlı etkiler ortaya çıkmaktadır. Aşırı gübreleme sonucu toprakta ortaya çıkan problemlerin başında asitlenme gelir.
Çöp ve diğer atıklardan ileri gelen toprak kirliliğinin etkileri
Çöp ve diğer atıklardan ileri gelen toprak kirliliği daha çok yerleşim birimleri ve yakın çevrelerde görülmektedir.Bilinçsizce atılan atıklar, zamanında toplanmayan çöpler,çevrenin temizliğini ve güzelliğini bozmakta hoş olmayan koku ve görüntüye sebep olmaktadır. Ayrıca bu atık ve çöp yığınları mikrop ve haşerelerin çoğalmasına uygun ortamı hazırlamakta, dolayısıyla toplum sağlığına olumsuz etkileri de bulunmaktadır. Ev ve küçük işletme atıkları insanlarda, çocuk felci, sarılık, iltihap, difteri, verem, tifo, para tifo, gıda zehirlenmesi, dizanteri, kolera gibi hastalıklara sebep olan mikroplarla; bağırsak solucanı, şerit, tirişin,amipli dizanteri oluşturan amip gibi bağırsak parazitlerinin ve kara sineklerin yumurta ve larvalarını taşımaktadır. Küçük işletmelerden çıkan atıklar da, hayvanlarda yavru atma hastalığı, verem, kolera, para tifo, şarbon, veba, şap, kuduz gibi hastalıklara sebep olan mikropları taşımaktadır.
Toprak kirliliğine karşı alınacak kişisel tedbirler
- Tarım ilaçlarının toprağa zarar vermeyecek şekilde kullanılması,
- Toprağın gübrelenmesinde bilinçli hareket edilmesi,
- Çöplerin toprağı kirletemeyeceği bir yerde ve şekilde toplanması,
- Deterjanlı ve diğer atık suların belirli yerlere dökülmesi,
- Toprağı kirletenlerin ve kirlenmesine sebep olanların uyarılması.
Bitki örtüsünü tahrip eden sebepler ve etkiler
Bitki örtüsünün tahribine hava, su, toprak kirliliği, bilinçsiz kentleşme, orman yangınları, ormandan bilinçsizce yararlanma, aşırı hayvan otlatma gibi durumlar sebep olmaktadır. Fakat bunların içinde en tahripkar olanları endüstrileşmeden kaynaklanan toprak, hava ve su kirliliğidir. Bir yörenin bitki örtüsü, ortam şartlarının sınırlayıcı etkisi altında yayılış gösterir. Özellikle toprak ve iklim üzerine bitki örtüsünün de önemli etkileri vardır. Bu sebeple her bitki topluluğunun kendine özgü toprak ve iklim koşullarından söz edilir. Bitki örtüsünün tahribi aynı zamanda iklim ve toprak özelliklerini de değiştirdiğinden doğada geri dönüşümü güç bozulmaların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Ayrıca, bitki-insan hayatının birbirine çok sıkı bağlarla bağlı olması sebebi ile bitki örtüsünün tahribinin ekonomik ve sosyal yönleri de vardır. Bitki örtüsünün önemli bir sorunu da bazı bitki türlerinin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olmasıdır. Bu durum, özellikle çok sınırlı yayılışa sahip türleri daha çok etkilemektedir. Ticari amaçlı toplamaların yanı sıra yangınlar, erozyon ve çevre kirliliği bu türlerin yaşama şansını gittikçe azaltmakta, böylece çok yönlü amaçlarla kullanılabilecek birer güç kaynağı olan türler yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Ve Türkiye de bu kirlilik türü çok bulunmaktadır.
Ormanların tahribi
Bundan 15-21 yıl önce "ormanları kim yok ediyor?" sorusu karşısında kalan bir kimsenin ilk aklına gelebilecek cevap "yangınlar, baltalar, keçiler" olurdu. Gerçekten de tarihin ilk çağlarından beri, yukarıda belirtilen üç etken ormanların azalmasının, seyrekleşmesinin ve daralmasının sebepleri olmuştur. Ormanların tahrip edilerek yok olmasında insanların da olumsuz rolleri olduğu bilinmektedir. Özellikle kırsal bölgelerde yaşayan kişilerin geçim sıkıntısı içerisinde olduğu ve ormandaki ağaçları yemek pişirmek ve ısınmak için kullandıkları, çiftlik sahiplerinin ise hayvanlarına otlak için ağaçları kestikleri bilinmektedir.Yıllardır bilinçsizce yapılan tarımcılık, hayvancılık, kerestecilik ve madencilik ile toprak üstü ve toprak altının delik deşik edilmesi de ormanların büyük ölçüde zarar görmesine yol açmıştır.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Milli Eğitim Bakanlığı Sevgi Yayınları 5.Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 181-182