İşgücü ile imha

İşgücü ile imha, ya da emek yoluyla imha, (Almanca: Vernichtung durch Arbeit), Nazi Almanyası'ndaki zorunlu kamplarda esirleri çalıştırarak öldürme uygulamasıdır.[1] Nazilerin Sovyet savaş esirlerine karşı işledikleri suçlar kapsamında çok sayıda esir bu yöntemle öldürüldü.

Yukarı Avusturya'daki Mauthausen-Gusen toplama kampı ocağındaki Todesstiege ("Ölüm Merdivenleri"). Mahkûmlar merdivenlerden ağır kayaları taşımak zorunda bırakıldılar.

Terminoloji

Emek yoluyla imha (Vernichtung durch Arbeit) terimi, genel olarak SS tarafından kullanılmamıştır, ancak ifade, 1942'nin sonlarında, Albert Bormann, Joseph Goebbels, Otto Georg Thierack ve Heinrich Himmler arasında gerçekleşen esirlerin toplama kamplarına nakledilmesi müzakerelerinde özellikle kullanılmıştır. Thierack ve Goebbels terimi özellikle kullandı.[2] İfade, savaş sonrası Nürnberg denemeleri sırasında tekrar kullanıldı.[2]

1980'lerde ve 1990'larda tarihçiler, terimin uygun kullanımını tartışmaya başladılar. Falk Pingel, ifadenin tüm Nazi esirlerine uygulanmaması gerektiğine inanırken, Hermann Kaienburg ve Miroslav Kárný, "emek yoluyla imha edilmenin SS'nin tutarlı bir amacı olduğunu ifade etti. Jens-Christian Wagner de Nazi mahkûmlarının hepsinin imha ile hedef alınmadığını savundu.[2]

Nazi Almanya'sındaki uygulamalar

Naziler ırkları, siyasi ilişkileri, sakatlıkları, dinleri ya da cinsel yönelimleri yüzünden birçok kişiye zulmetti.[3][4] Almanya’daki çoğunluk nüfusunun marjinalleştirdiği gruplar; birçok çocuğa sahip olan aileleri, "serseri" ve "işe yaramaz" olarak yaftalanan kişileri, alkolikleri ve fahişeleri içeriyordu. Bu insanlar "Alman kanlı" olarak kabul edilirken, aynı zamanda gereksiz (Ballastexistenzen) yanı sıra "sosyal uyumsuzlar" (Asoziale) olarak da sınıflandırıldılar. Sivil ve polis makamları tarafından listelerde (eşcinseller gibi) kaydedildiler ve toplama kamplarında zorunlu rehabilitasyon ve nihayetinde hapis cezası içeren sayısız devlet kısıtlaması ve baskıcı eylemlere maruz kaldılar . Nazi rejimine komünistler, sosyal demokratlar, demokratlar ve vicdani retçiler gibi açıkça karşı çıkan herkes hapishane kamplarına gönderildi.[3]

Bu gruplar kendilerini Nazilerin dikkatinden kaçırabilmelerine karşın Adolf Hitler'in dünya görüşünde Yahudilere yer yoktu, ancak Almanya Yahudilerin Filistin’e ve 1933’ten 1941’e kadar Haavara Anlaşması ve Madagaskar Planı gibi düzenlemelerle göç etmelerini teşvik etti ve destekledi. 1942'deki savaş sırasında Nazi liderliği Wannsee Konferansı'nda “Yahudi sorununun son çözümü” olarak adlandırılan konuyu tartışmak için toplandı. Bu buluşmanın metni, tarihçilere, Yahudilerin gelecekteki yıkımının ayrıntılarını tasarladıkları gibi “nihai çözüm” ün bir bileşeni olarak emek yoluyla imha kullanımı da dahil olmak üzere, Nazi liderliği düşüncesine dair fikir vermektedir.[5]

Zorunlu çalıştırılan Yahudiler küreklerle yürüyorken Mogilev, 1941

Nazi kamplarında, “emek yoluyla imha”, temel olarak köle temelli bir işçi organizasyonu aracılığıyla gerçekleştirildi; bu nedenle, yabancı iş güçlerinin zorunlu çalışmasının aksine, Nürnberg Duruşmaları'nda “köle işi” ve "köle işçiler" terimleri kullanıldı.[3]

Çalışma koşulları çeşitli yollarla karakterize edildi: Hiçbir ücret verilmedi; işçiler sürekli gözetim altında tutuldu; fiziksel olarak zorlu işgücü dayatıldı (yol yapımı, çiftlik işleri, fabrika çalışmaları, özellikle silah sektöründe çalıştırılma); aşırı çalışma saatleri uygulandı genellikle günde 10 ila 12 saat); minimum beslenme sağlandı, hijyen eksikliği mevcuttu; kötü tıbbi bakım ve bunun sonucunda çeşitli hastalıklar ortaya çıktı; yetersiz kıyafet verildi (örneğin kışın bile yazlık giysilerle çalıştırıldılar).

İşkence ve fiziksel istismar da kullanıldı. Torstehen (Kapı duruşu) yöntemi ile birlikte esirler kollarını kaldırır vaziyette çıplak durmaya zorlandı. Yıkıldıklarında veya bayıldıklarında, pozisyonu tekrar alana kadar dövüldüler. Ayrıca Pfahlhängen (Arkadan bağlama) denilen yöntemle esirlerin elleri arkadan bağlandı ve daha sonra elleriyle uzun bir kazıkla astılar. Bu işkence yolu esirlerin kollarının çıkmasıyla sonuçlandı, bedenleri kollarından ayrıldı ve basınç saatler içinde ölümcül noktalara geldi (Filistin Askısı).

Kaynakça

  1. European History Quarterly, 2009, Vol. 39(4), 606–632. doi: 10.1177/0265691409342658.
  2. Buggeln, Marc (2014). Slave Labor in Nazi Concentration Camps. Oxford University Press. ss. 63-. ISBN 9780198707974. Erişim tarihi: 19 Ağustos 2015.
  3. Robert Gellately; Nathan Stoltzfus (2001). Social Outsiders in Nazi Germany. Princeton University Press. s. 216. ISBN 978-0-691-08684-2. 9 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Eylül 2019.
  4. Weikar, Richard. Hitler's Ethic, s. 73.
  5. Wannsee Protocol, January 20, 1942. 19 Eylül 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. The official U.S. government translation prepared for evidence in trials at Nuremberg.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.