İdeoloji teorisi
İdeoloji kuramı ya da teorisi, bir bilinç formasyonu olarak ideolojinin yapısı, işleyiş mekanizmaları, ideolojinin fonksiyonları ve öteki (toplumsal) bilinç biçimleriyle (bilim, felsefe, din vs.) ilişkileri ve ayrımlarını konu edinen ve kuramsal olarak bu alanı açıklamaya çalışan teorik çabaların toplamını ifade eder. Tek tek ideolojilerle ilgilenmektense, genel olarak ideoloji denilen şey ile ilgilenmektedir.
Birçok farklı ideoloji teorisi söz konusu olmakla birlikte, genel olarak bu alanda iki temel/ana eğilim olduğunu söyleyebiliriz. Destutt de Tracy'den itibaren ideoloji teorisi bu iki ana yönde önemli gelişmeler kaydetmiş ve her iki eğilim de önemli argümalar geliştirmişlerdir.
Bunlarda biri, ideolojiye pozitif yaklaşımdır, ki buna göre ideoloji toplumsal bir bilinç biçimi olarak zorunlu bir yapıdır ve doğruluk-yanlışlık meselesiyle ilgili degildir. Bu yaklaşım doğruluk-yanlışlık, ideoloji-bilim vs. noktasında ideolojiyi değerlendirmenin olanaklı olmadığını ileri sürer. İkinci yaklaşım bunun tam tersi olarak, meseleye epistemoloji düzleminde yaklaşmaktadır.Buna göre, ideoloji bir yanlış biliş meselesidir, yani yanlış bilinçtir. Dogal olarak bu yanılsamalı bilincin karşısına, hakikatın temsilcisi olan başka bir düşünce yapısı çıkarılır.Bilim-ideoloji ayrımının temeli de bir anlamda budur.
İdeoloji adlı kitabıyla,hem ideolojinin açıklanması hem de ideoloji teorisinin kapsam ve niteliğinin ortaya konulmasında önemli bir çalışma ortaya koyan Terry Eagleton'da, epistemolojik ideoloji anlayışı ve sosyolojik ideoloji anlayışı olarak iki ana geleneğin tarihini ortaya koymaktadır. İlki, doğru-yanlış meselesine odaklanır, ideolojiyi yanılsama, yanlış biliş ve mistifikasyon bağlamında değerlendirir.İkinci yaklaşım ise, ideolojinin toplumsal rolü ya da işlevini ele alır ve değerlendirir. Eagleton, her iki yaklaşımın güçlü ve zayıf oldukları yanları, etkileşimlerini ve içerdikleri kuramsal sorunlarını en ince detaylarına kadar göstermektedir bu çalışmasında.
Marksist ideoloji teorisinin belirgin bir şekilde (özellikle Marks'ın başlangıç metinlerinde ve buna dayanan Marksizm yorumlarında) ideolojiye yaklaşımın bu bağlamda durduğu söylenebilir. Marx'ın kuramsal çalışmasında farklı yönelimler gösterir ideoloji teorisi.Bunlar farklı Marksizmlerde ya da Marksizm-dışı değerlendirilmelerinde kendilerine belli bir alan bulurlar. Antonio Gramsci ve Louis Althusser gibi isimler, Marksist ideoloji teorisini ortodoks olmayan bir yönde gelişmeye zorlamışlardır ve önemli açılımlar (özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında önemli olmak üzere) ortaya koymuşlardır. İdeolojinin epistemeoloji-dışı değerlendirilmesinde bu iki isim oldukça belirgin bir yer tutarlar. Ama yine de temel tez, yani ideolojinin yanlışlıkla ilgi olduğu tezi devam etmektedir.Bu açıdan, ideoloji teorisinin özellikle Marx'a ve Marksizme çok şey borçlu olduğu görülür.
Karl Mannheim'ın İdeoloji ve Ütopya çalışması, ideoloji teorisi açısından öncü çalışmalardan birisidir. Hem konunun derlenip toparlanması hem de meselelere ışık tutulması bakımından bir temel kaynak sayılabilir. Epistemolojik ve epistemoloji-dışı ideoloji değerlendirmesinin izini süren ve bu eğilimlerin yürüttüğü tartışmalar doğrultusunda ideoloji teorisini belirgin bir çerçeveye oturtan, ilk olarak Karl Mannheim olmuştur.Bahsedilen bu iki ana eğilim, Marx'tan Foucault'ya gelindiğinde, yani bir anlamda Modernizm'den Postmodernizm'e ulaşıldığında birkaç yön değiştirmiş, başka bağlamlarda yeniden değerlendirilmiş ve her zaman önemini korumuştur. Psikanaliz, antropoloji ve dilbilim disiplerinin gelişiminden sonra ise, ideoloji teorisi, çok daha derinlikli bir yer edinmiştir.
İdeoloji teorisinin önemi, onun çok yönlü içerimleriyle ilgilidir esas olarak. Her zaman disiplinlerarasılığı şart koşan bir içeriktir bu. Ayrıca farklı düşünce yapılarının kesişim noktasında duran bir kuramsal alana tekabül etmektedir ideoloji teorisi ve gerçek önemi de buradan gelmektedir.Bilim-felsefe-ideoloji ve bunların alt-başlıkları olabilecek meselelerin tamamı, neredeyse, ideoloji teorisi başlığı altında değerlendirilmesi gereken meselelere dönüşmektedir. Değer yargıları, inançlar, bilgi, bilim, kimlik, Özne'lik, Din, Felsefe, Bakış açısı, Dünya görüşü, vb.türde kavram ve kategorilerin tamamı bir şekilde ideoloji ile ilişkilidir ve bu nedenle de ideoloji teorisinin içinde değerlendirilmeye tabi tutulurlar.
Kaynakça
- İdeoloji ve Ütopya, Karl Mannheim.
- Marx'tan Foucault'ya İdeoloji, Michel Barret,Sarmal Yayınları
- İdeoloji, Şerif Mardin, İletişim yayınları
Ayrıca, hem ideoloji teorisinin bütün bir tarihi seyrini ve tartışmalarını kavramak ve hem de özgün bir ideoloji teorisi ile karşılaşmak üzere bakınız:
- İdeoloji, Terry Eagleton, Ayrıntı yayınları.