Arş

Arş (Arapça: العرش), Arapçada taht ve koltuk anlamlarına gelen bir kelimedir, Tanrı'nın tahtı veya daha ayrıntılı anlatımlarda taht odası; İbrahimî dinlerde gök katlarının üzerinde, tek Tanrı'nın dünyayı idare ettiği yerdir. Yahudilikte Araboth, İslam'da Arş olarak isimlendirilir. "Arş-ı Âlâ" Allah'ın tahtı anlamında özel isim olarak kullanılmaktadır.

Hadislerde Allah’ın arşı dışında Muhammed’in, Cebrail’i gökle yer arasında bir arş üzerinde otururken gördüğü, şeytanın da Allah’ın arşı gibi deniz (veya su) üzerinde bir arşı bulunduğu, çevresinin yılanlarla çevrili olduğu ve şeytanın insanları saptırmak üzere yardımcılarına emirleri buradan verip yeryüzüne saldığından söz edilir.[1]

Tanrı'nın tahtı tasviri, 1696.

Anlamları

  1. Çardak, gölgelik, sayvan, çatı, kubbe.
  2. Taht, koltuk, serîr, erîke.
  3. Tanrı'nın dokuzuncu kat gökte tasavvur olunan tahtı, Arş-ı Âlâ.
  4. Eski astronomide yıldızlardan boş olduğu düşünülen dokuzuncu ve en Alâ felek; Felek-ül-eflâk, Felek-i Âzam veya Felek-i Atlas.

Etimoloji

Arş sözcüğü Arapçada taht, göğün dokuzuncu tabakası anlamlarına gelmektedir. Aramice ve Süryanicede taht şeklinde yatak anlamına gelip özellikle Baal tapınağında bulunan taht için kullanılıyordu. Akatçada "erşu" biçiminde söylenen sözcük, Mezopotamya'da açık havada yatmak için kullanılan taht şeklinde yatak anlamına geliyordu.[2][3] Ayrıca Palmira'da bir tanrının adı Arş (Arşu, Arsu) olarak geçer.[4] Ares/Mars kelimesi de Arş ile akraba bir sözcüktür.

Yahudilikte

Yahudilikte Araboth olarak ifade edilen arş, Yahweh’in taht odası veya göksel taht odası şeklinde ayrıntılı olarak anlatılır ve ilahi mahkeme yerini de ifade eder.

Hristiyanlıkta

Kitabı-ı mukaddesteki ifadelerden ötürü özellikle Hristiyan kiliselerinin fresk ve mozaiklerinde, İsa çoğu kez bir taht üzerine otururken tasvir edilir. Tanrının tahtı olarak çevirebileceğimiz bu kelime "Arş-ı Âlâ" olarak kabul edilebilir. Tanrının tahtının görünür olduğu tasvirlerde çoğunlukla yanında İsa yanında Vaftizci Yahya ve Meryem bulunmakta ve insanların günahlarının affedilmesi adına af dilemekte iken tasvir edilirler. Literatüre Deisis olarak geçen bu sahne Ayasofya kilisesinde de bulunmaktadır.

İslami literatürde

Allah melekler tarafından taşınan ve kendisine övgüler sunularak etrafında dönülen arş adı verilen bir tahtta oturur. [5] Âlemin idaresi de buradan yapılmaktadır.[6] Arş koç veya insan, arslan, öküz, kartal yüzlü meleklerce taşınır. Bazı rivayetlerde sayıları dört olan taşıyıcıların sayısının ahirette bazı peygamberlerin de katılmasıyla sekize ulaşacağı, Allah’ı tesbih ederken Arapça, diğer zamanlarda ise Farsça konuştukları rivayet edilir. [7]

Malzeme ve ebad
Rivayetlere göre arş nurdan, nur suyundan veya yakuttan yaratılmış büyük sütunları bulunan bir tahttır.[8] Arş altı, üstü, sağı, solu, ağırlığı, gölgesi, köşeleri, sütunları olan, kubbe şeklinde büyük bir nesnedir. [9] Yedi gök ile yer, kürsüye göre çölün ortasına atılmış bir yüzük halkası, Arşın kürsüye göre büyüklüğü ise, çölün halkaya olan büyüklüğü kadardır. [10]
Yeri
Arş yedinci göğün üzerindeki firdevs/ adn cennetinin üstünde, Allah da arşın üzerinde bulunmaktadır. Güneşin yörüngesi arşın altındadır ve güneş ışığını arşın nurundan alır.[11]

Bazı alimler, “Allah vardı, ondan önce hiçbir şey yoktu ve arşı su üzerinde idi.”[12] “Allah hiçbir şey yaratmadan önce arşı su üzerinde idi” [13] hadislerine dayanarak arşın Allah’ın zatı gibi ezeli olduğu görüşünü ifade ederler.

Kelamcılar Taha-5 ve Araf-54 gibi ayetlerde "Rahman arş üzerine oturdu" şeklinde geçen ifadeleri mecaz olarak değerlendir ve ayetlere antropomorfik anlamlar yüklenmekten kaçınırlar.

Hinduizm

Hinduizmde Tanrı Vişnu şeşa isminde bir tahtta oturur.

Kaynakça

  1. https://islamansiklopedisi.org.tr/ars--kelam
  2. "Arşivlenmiş kopya". 20 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2014.
  3. http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:DJPIAvoFM4sJ:http://www.nisanyansozluk.com/%3Fk%3Dar%25C5%259F2%2BAr%C5%9F+ni%C5%9Fanyan&hl=tr&gbv=1&ct=clnk
  4. "Arşivlenmiş kopya". 16 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2012.
  5. Taha 5; Zümer 75; Mü'min 7; Hakka 17
  6. Ahmed b. Hanbel, s. 102; İbn Teymiyye, resail, IV, 111-112
  7. Taberi, XXIV, 19, 26; XXIX, 33; Zemahşeri, III, 415; Kazvini, I, 86
  8. Buhari, Halku efalil ibad, s. 194; Tirmizi, daavat, 79; İbn Hacer, 239
  9. Buhari, tevḥid 22, 23; Müslim, iman 327, tevbe 14, zikir 61-63; Tirmizi, tefsir 41
  10. İbn Belban, el-İhsân fî takrîbi Sahîhi İbni Hibbân, II, 66, nr. 361
  11. Buhari, tevḥid 23; Müslim, iman 250-251
  12. Buhari, tevḥid 21; Tirmizi, tefsir 6, 58, 68
  13. Darimi, Red alel-Cehmiyye, s. 12
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.