Arpazlı ailesi
Arpazlılar (veya Arpaz ailesi veya Arpazlı ailesi) Osmanlı Devleti'nde merkezi yönetimin zayıflayarak bölgesel derebeylik lerin ön plana çıktığı 18. ve 19. yüzyıllarda Aydın çevresinde hakimiyet kurmuş iki aileden biridir. Arpazlıların hakimiyeti Nazilli merkezli, diğer derebeylik soyu olan Cihanoğulları ise Aydın merkeze 22 km. uzaklıktaki Koçarlı çıkışlı olmuştur.
Aile içi rivayetlere göre, Aydın bölgesi ile özdeşleşmiş olmalarına rağmen, soy aslen Osmanlı, başka bir deyişle İstanbul kökenlidir. Fatih Sultan Mehmet'in planladığı İtalya seferinin ilk ayağı olarak Otranto Çıkarması'nı gerçekleştiren ve İtalya çizmesinin topuğuna bir süre hükmettikten sonra İstanbul'a dönerek Sadrazam olan Gedik Ahmet Paşa Arpazlı ailesinin atası olarak anılmaktadır. Müstakbel Sultan II. Beyazıt'ın bir konuyu tahta çıktıktan sonra görüşmelerini istemesi üzerine, 'Siz tahta çıkınca ben belime kılıç bile kuşanmam' gibi bir karşılık vermesi nedeniyle, oracıkta saray aşçı ve çırakları tarafından boğdurulmuştur. Ancak sofu, barışçı ve vicdanlı bir kimse olan II. Beyazıt sonradan bu yaptığına pişman olarak Gedik Ahmet Paşa'nın iki oğlunu "sipahi beyleri" olarak atamış, Nazilli'nin kenarından geçen Büyük Menderes Nehri bir hudut, Karacasu nun Nargedik köyü bir hudut olmak üzere arada kalan toprakları onlara bağışlamıştır.
Nazilli'nin yanıbaşındaki Karyalılar'dan kalma Harpassa kalesinin eteklerindeki Arpaz kasabası bu şekilde kurulmuş ve sipahi beyleri soylarını burada devam ettirmişler. Bu durum, Atçalı Kel Mehmet Efe'nin çağdaşı olan Arpazlı Hacı Hasan Bey 'e kadar süregelmiştir. Aynı zamanda Arpaz kulesini ve konağını yaptıran kişi olan Islahat Kumandanı Arpazlı Hacı Hasan Bey, rivayete göre, konağında sığır çobanlığı yapan Atçalı Kel Memet'i bir kabahatinden dolayı, döverek konaktan kovmuştur. Bir başka rivayet de, Atçalı Kel Memet'in Arpazlı beyinin kızına âşık olduğu ve anasını kızı istemeye gönderdiği, fakir bir yetim olan Kel Memet'e kızın verilmesinin söz konusu olmadığı gibi, cüretinden dolayı da kendisine sıkı bir dayak atıldığı, Kel Memet'in de bunun üzerine dağa çıkarak tarihin Atçalı Kel Mehmet Efe'si olduğu, ve günün birinde intikam için gelerek Hacı Hasan Bey'in oturduğu büyük konağı, onun bulunmadığı bir sırada ateşe verdiği şeklindedir.
Her halükarda, Atçalı Kel Mehmet Efe ile, başka bir deyişle Aydın İhtilali ile başedemeyen Arpazlı Hacı Hasan Bey Padişah'ın gazabına uğrayıp, Rodos'a sürülmüştür. İsyanın bastırılmasıyla dönüşünde beraberinde Rodos'tan yapı ustaları getirmiş ve bugünkü Arpaz Kulesi ve Arpaz Konağı bu ustaların hünerleriyle yükselmiştir. Güvenlik kulesi, ambarı, ahırları ve müştemilatı ile bir şatoyu andırmaktadır.
10 Aralık 1910 günü Arpazlı Osman Ağa'nın yıkılmış bulunan ve halkın kullandığı Menderes Köprüsü'nü tamir ettirmemesi üzerine Çakırcalı Mehmet Efe Arpaz köyünü basmış, ağanın evini ateşe verip, ağayı kaçırmıştır. Kılavuz olarak kullandığı bir çobanın takip edilmesi (kimi kaynaklara göre ihbarı) üzerine yakındaki Karıncalı Dağları Düzce ve Adapazarı bölgeleri Kafkas göçmenlerinden toplanmış ve Rüştü Kobaş komutasındaki bir gönüllü zaptiye birliğince kuşatılır. Çıkan çatışmada Çakırcalı ölür. Çakırcalı'nın cesediyle birlikte Osman Ağa'nın cesedi de bulunur.
Aile fertleri günümüze kadar uzanmıştır. Ayrıca, Arpazlı zeybeği Ege Bölgesi'nde oynanan bir halk dansı çeşididir.