Fıkra
Fıkra, latife, nükte veya nekre, özlü bir anlatımı olan, nükteli ve güldürücü kısa hikâye. Nasreddin Hoca fıkraları, Karadeniz fıkraları ve Bektaşi fıkraları bunlara örnektir. Hikâye şeklinde olmayan güldürücü sözlere espri veya nükte denir. Espri anlamında da kullanılan şaka kavramı ise güldürücü hareketleri de kapsar.[1] Milletlerin ortak hayat görüşünü, zekâ ve hazırcevaplılığını yansıtmaktadır.[2] Sözlü edebiyatın ürünleri olan fıkralar zamanla anonimleşerek iç içe girmiş giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşarak tek bir olayı içinde barındırmaktadır.
- Sözcüğün diğer anlamı için Köşe yazısı maddesine bakınız.
Örnekler |
---|
Bir İngiliz, bir Fransız ve bir Alman birlikte bara girmişler. Barmen, "Yine mi siz?" demiş. |
Kullanımı
Latife ve daha sonraki adlandırılışıyla fıkra anlatım bakımından hikâye, güldürme yönünden de gülmece karakteri taşıdığı için bu iki tür arasında görülmüştür.[3] Kâşgarlı Mahmud'un küg ve külüt kelimeleriyle karşıladığı fıkra "halk arasında ortaya çıkıp insanları güldüren şey, halk arasında gülünç olan nesne" şeklinde açıklanmıştır. XVI. yüzyıldan sonra Osmanlı Devleti'nde terim olarak kullanılmış ve fıkraların toplandığı eserlere de "letâif, letâifnâme" denmiştir. Latife sözcüğü XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren fıkra, nükte, nekre vb. kavramlarla eş anlamlı olarak kullanılmaya başlanmıştır. XX. yüzyıl ile halk edebiyatının bir ürünü olarak ele alınmış ve "latife"ye oranla "fıkra" adı yaygın olarak kullanılmıştır.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Öğretici Metinler 28 Aralık 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Erişim tarihi: 26 Mayıs 2016
- Altunel, İbrahim (2003). "Latife" (PDF). TDV İslâm Ansiklopedisi. Cilt 27 (109-110). Erişim tarihi: 16 Mayıs 2017.
- Levend, Agâh Sırrı, Türk Edebiyatı Tarihi, Ankara, 1973, I, s. 156