Hep O Şarkı
Hep O Şarkı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun 1956 tarihli son romanıdır. Ancak romanlarının taşıdığı zamansal bütünlük bakımından zincir romanlarından ilki olarak düşünülmelidir. Yakup Kadri, bu romanıyla diğer romanlarında tükettiği, defterini kapattığı saraya yakın, eski İstanbullu üst zümrenin hayatını anlatır ve zincirin diğer halkası romanları için giriş yapar. Ne yazık ki, bu romanı ön plana çok çıkmamıştır ama Yakup Kadri'nin bütünselliğini anlamak için Hep O Şarkı'yı okumak ve anlamak çok önemlidir.
Yazar | Yakup Kadri Karaosmanoğlu | |||
---|---|---|---|---|
Ülke | Türkiye | |||
Dil | Türkçe | |||
Tür | Roman | |||
Yayım | 1956 | |||
Seri | ||||
|
Konu
Roman, Abdülaziz, V. Murat ve Abdülhamit'in hükümdarlık zamanlarında geçer. Bu açıdan Kiralık Konak'tan önce geldiği düşünülebilir.
Romanın diğer bir özelliği olarak, Yakup Kadri olayları sadece bu romanında bir kadın karakterin birincil ağzından aktarır. Münire, kendi hayatını anlattığı bir kitap yazmaktadır ve aslında bu kitap “Hep O Şarkı” dır.
Münire, romanı yazdığında artık yaşlı ve dul bir kadındır. Romanda hayatını anlatır ama hayatı aslında bütün hayatı boyunca âşık olduğu ve hayatı boyunca da kavuşamadığı Cemil Bey ile aralarındaki aşktan ibarettir. Münire, 50 yaşını geçmiş artık hayatın geride kalan kısmına bakarak yaşayan, yaşanmamışlıkları düşünerek kalan hayatını geçiren sade bir dul kadın; Hep O Şarkı da pişmanlıkları anlatan acıklı bir aşk romanı.
Romandaki karakterler sıradandır. Diğer romanlardaki karakterler gibi hayatlarında büyük fırtınalar yaşamazlar. Yaşasalar da bunlar romanın bütünlüğü açısından kitapta yer bulamaz.
Yakup Kadri'nin diğer romanları gibi Hep O Şarkı, toplumsal olayları anlatma kaygısını diğer romanlarına göre daha az taşır. Bu tür toplumsal vurguları yapıp Kiralık Konak'a son derece güzel bir giriş yapsa da ama aslında hep bireyselleşip olgunlaşamamış, hayata karşı Kiralık Konak'taki Seniha'nın yarısı kadar bile direnç göstermemiş bir kadınla hemen hemen aynı çizgide yaşamış bir adamın yarım kalmış duygusal ilişkisini anlatır.
Kitapta olaylar, mekan olarak yalı ve konakta geçerken yalıda iyimser, konakta ise daha karamsar olaylar aktarılarak yalı ve konak kavramlarına atıfta bulunur yazar. Bu yönden Kiralık Konak kitabına ilk selamını verir ama son işaret değildir. Cemil Bey'i üçüncü kez romana sokarken değişen İstanbul'u anlatmak için “redingot” tan bahseder ki bu da Kiralık Konak romanının girişinde İstanbul'un değişen çehresini anlatmak için seçilen sembollerdir. Aynı şekilde Nur Baba'daki Bektaşi yaşamına da Münire'nin halası aracılığıyla atıfta bulunur. Ayrıca çok ağır bir romandır.