Lolita
Lolita veya az bilinen adı ile Beyaz Irktan Dul Bir Erkeğin İtirafları, Vladimir Nabokov'un İngilizce romanı. 1955'te Paris'te ilk baskısı yapılmıştır. Daha sonra yazarı tarafından Rusça'ya çevrilen roman 1962'de Stanley Kubrick tarafından yine Lolita adı ile sinemaya uyarlanmıştır.
Lolita'nın Rusça kapağı | |
Yazar | Vladimir Nabokov |
---|---|
Ülke | Fransa / Britanya |
Dil | İngilizce |
Tür | Roman |
Romanın konusu
Roman, ana karakter Humbert Humbert'in su pericikleri adını verdiği ergenlik çağındaki genç kızlara karşı cinsel tutkusunu konu eder.
Humbert Humbert, Amerika'ya yerleşmiş, orta yaşlı, Fransız bir dil profesörüdür. Çocukluğunda bir tatil sırasında aile dostlarının kızı ile aralarında geçen kısa süreli bir ilişkinin ardından birkaç ay sonra sevgilisinin ölüm haberini alır. Bu talihsiz ve yaşanamamış ilişkinin ardından, genç hatta çocuk yaştaki kızlara karşı ilgisini yıllar sonra da üzerinden atamaz. Başından geçen bir evlilikten sonra, Amerika'ya yerleşir. Tesadüfen pansiyoner olarak yerleştiği evde Bayan Haze'nin on iki yaşındaki kızı Dolores Haze'i görür ve yıllar boyunca güçlü belleğinden hiç silmediği çocukluk aşkını Dolores Haze ile özdeşleştirir. Romanda L, Lo, Lola, Lolita, Dolly takma adları ile çağrılan Dolores ile Humbert Humbert arasında böylece bir aşk başlar.
Humbert'e âşık olduğunu her hali ile belli eden Bayan Haze ise bir süre sonra Humbert'e aşkını itiraf eder. Humbert evlenmeyi kabul etmediği takdirde Lolita'yı görmekten mahrum kalacağından bu evliliği kabul eder. Haze ile evlenir. Bu arada Lolita'ya duyduğu ilgiye günlüğünde yer vermektedir. Bu günlüğü ele geçiren Haze delirmiş halde evden çıktığında bir trafik kazası geçirip ölür. Humbert'in istediği olmuştur. Yaz kampındaki Lolita'yı alır ve o günden sonra Amerika'da eyalet eyalet seyahatler ve kaldıkları otellerde yaşadıkları gönüllü veya zoraki aşklar başlar. Humbert artık Lolita'ya bağlanır ve onsuz edemez hale gelir. Gittikleri bir şehirde Lolita okula yazılır ve eğitimine devam ederken, oynadığı bir tiyatro oyununda, oyunu izlemeye gelen tiyatro yazarı ile tanışır. Gezilerine kaldıkları yerden devam etmek üzere yola çıkan Humbert daha ilk durakta Lolita'yı kaybeder. Aradan geçen birkaç yıl sonra Lolita 17 Yaşına geldiğinde Humbert kendisinden ödünç para istemek için gönderilen bir mektup alır. Lolita'yı, kaldığı yerde Dick adında bir gençten hamile halde bulur. Oyun yazarı ile sapıkça ilişkiler yaşadığını öğrenir. Oyun yazarının evine gidip onu öldürür ve teslim olur.
Ek
Amerikalı-Rus yazar Nabokov'un en çok sevilen ve tanınıp ses getiren romanı olma özelliğini taşıyan Lolita, trajikomik bir romandır. Hikâyedeki ölümlerin, küçük bir kızın annesiz kalışı ile duyduğu üzüntünün arasında okur, yazarın nükteli anlatımı sayesinde kendisini gülmekten alamaz. Oldukça özgün ve eğlenceli bir dille yazılan Lolita Nabokov'un sanat hakkındaki görüşlerini dile getirdiği bir epilogla sona erer. Nabokov bu epilogun sonunda özgün anlatımının sırrını şu çarpıcı sözle verir:
“ | Hiçbir dilin sihirbazı, elinde dudak ısırtan bir ayna, siyah kadife perdeler ve örtük çağrışımlarla gelenekler olmadan, bir dilin sınırlarını frakının kuyruğunu sallayarak aşmayı başaramaz. | „ |