Naif sanat
Naif sanat, çocuksu bir basitlik taşıyan bir sanat türüdür. Tür olarak primitif sanatla oldukça benzeşir. Naif sanatın çok az sanat eğitimi almış, ya da hiç eğitim almamış insanlar tarafından yaratılmış olduğunu söylemek bu türü fazlasıyla basite indirgemek olur.
Özellikleri
Naif sanat adı özellikle resimde kabul gören bir akademi ve okullu resim biçimi olduğunu var sayar. Ancak pratikte de naif sanatçıların okulları vardır. Zaman içinde bu tarz kabul görmeye başlamıştır.
Naif sanatın özellikleri, resmin resmi özellikleriyle tuhaf bir ilişki içindedir. Çizimde veya perspektifte yapılan hatalar, çoğunlukla taze bir görünüm ortaya çıkarmaktadır. Bu resimlerde dokuların büyük yer bulduğu, ham renklerin kullanıldığı, ve incelikten çok basitliğin öne çıktığı görülebilir. Ancak bu tür öyle popüler ve tanınır hale gelmiştir ki, şimdiki örneklerinin çoğuna sözde naif denebilir.
Naif sanat, aslında Henri Rousseau ve Alfred Wallis gibi bir sanat okulu ya da akademide resmi eğitim görmemiş sanatçıların eserlerini tanımlıyor olsa da, 'sözde naif' ya da 'sahte naif' sanatta sanatçının daha ne yaptığını bilen, taklitçi denebilecek bir üslupla çalıştığı ve ortaya çıkanların da orijinalden çok başka eserleri andırıyor olduğu söylenebilir.
Primitif sanat da resmi eğitim görmemiş kişilerin ortaya çıkardığı sanatı tanımlamak için kullanılan bir diğer terimdir. Bu, primitivizmden farklı bir akımdır. Naif sanatla birebir olmasa da benzeşen bir diğer tür de folk art'tır.
Kutsal Yürek ressamları
İlk naif sanat sergisi Wilhelm Uhde tarafından 1928'de Paris'te düzenlendi. Bu sergide, grup olarak "Kutsal Yürek" ressamları adı verilen Henri Rousseau, André Bauchant, Camille Bombois, Séraphine Louis ve Louis Vivin'in eserleri yer alıyordu.
Naif sanatın temsilcileri
- Edward Hicks (1780-1849)
- Séraphine Louis (1864-1942)
- Henri Rousseau (1844-1910)
- Dominique Peyronnet (1872-1943)
- Niko Pirosmani (1862-1918)
- Alfred Wallis (1855-1942)