Pera Palas
Tarihçe
Pera Palace Hotel’in hikâyesi, 19. yüzyılın sonlarında başladı. Dünyaca ünlü Orient Express, 1888 yılında Paris-İstanbul seferlerine başladığında, İstanbul’da Orient Express yolcularının alışkın oldukları yüksek standartları sunabilecek bir otel yoktu. Bu boşluğu, kısa süre sonra kuruluş çalışmalarına 1892 yılında başlanan, 1895’te ise açılış balosu yapılan Pera Palace Hotel doldurdu. Otel, Haliç’in muhteşem manzarasına hakim, kültürel faaliyetleri ve sosyal aktiviteleri nedeniyle ‘küçük Avrupa’ olarak bilinen Pera’nın Tepebaşı bölgesindeydi.
Orient Express’in o dönemki sahibi olan La Compagnie Internationale des Wagons-Lits et des Grands Express Européens, 1896 yılında kendi işletme şirketini kurarak Levanten mimar Alexander Vaullary’nin tasarladığı Pera Palace Hotel’in yarı mülkiyetini aldı. Otel, Birinci Dünya Savaşı’na kadar son derece parlak bir dönem geçirdi.
Pera Palace Hotel, İstanbul’un en ihtişamlı yapılarından biri olarak açıldığında, birçok ilkleri barındırıyordu; İstanbul’da Osmanlı sarayları dışında elektriğin verildiği, ilk elektrikli asansörün ve ilk akar sıcak suyun bulunduğu binaydı. Türkiye’nin Avrupa standartlarındaki ilk oteli olan Pera Palace Hotel, kuruluşundan itibaren tarihi olaylara tanıklık ederek kent kültürünün çok önemli simgelerinden biri haline geldi.
Pera Palace, 1917 yılından itibaren pek çok kez Mustafa Kemal Atatürk’ü de ağırladı. Cephe dönüşlerinde adeta evi gibi kullandığı, ülke için önemli kararlar aldığı ve üst düzey misafirlerini ağırladığı 101 numaralı odası, doğumunun 100. yılı olan 1981’de Atatürk’ün şahsi eşyalarının da sergilendiği bir müze oda haline getirildi. Bu niteliği nedeniyle, Pera Palace Hotel, Jumeirah bir ‘müze-otel’ konumundadır.
Atatürk’ün en sevdiği renk olan, diğer tüm evlerinde ve adına açılmış müze-evlerde de kullanılan gündoğumu rengi, ‘şafak’ pembesiyle yenilenen 101 numaralı müze oda, Pera Palace Hotel, Jumeirah’nın yenilenerek açılışından itibaren müzayedelerden temin edilen yerli ve yabancı nadide Atatürk kitapları, dönemin dergileri, imzalı fotoğraf ve kartpostallar, madalyalarla daha da zenginleştirildi.
Mülk olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait Pera Palace Hotel, Jumeirah’nın üst kullanım hakları, 1 Aralık 2012 itibarıyla Demsa Group yönetimindeki Maçka Konaklama ve Otel Hizmetleri A.Ş.’ye devredildi. Demsa Group, Pera Palace Hotel, Jumeirah’nın işletmesi için, dünyanın önemli otel zincirlerinden olan Jumeirah Group’u Türkiye’ye getirdi.
Mimari & Restorasyon
Pera Palace Hotel, İstanbullu bir Levanten olan Alexander Vallaury tarafından tasarlanmıştır. İstanbul’da önemli yapılara imza atmış olan Vaullary, Osmanlı Bankası, Arkeoloji Müzesi’nin de mimarıdır. Art Nouveau, Neo-Klasik ve Oryantalist mimari tarzları bir arada kullandığı Pera Palace Hotel, 19. yüzyıl sonu İstanbul mimarisinin tipik bir örneğidir. Planında ve dış görünüşünde neoklasist bir yaklaşım etkilidir.
46 x 28 metre boyutunda dikdörtgen biçiminde bir taban üzerine oturan Pera Palace Hotel, ikisi bodrum kat olmak üzere dokuz kattan oluşmaktadır. Otelin iç yapıları sistemin tam ortasındaki alanda oluşturulmuş büyük bir aydınlık boşluğu üzerine temellendirilmiş. Giriş katında büyük bir salon olarak düzenlenmiş olan bu boşluk, yani Kubbeli Salon; merkezi konumunun yanı sıra, tüm plan şeması bu mekana göre belirlendiği için binanın da kalbi durumundadır.
Pera Palace Hotel mimarisindeki Art Nouveau tarz, otelin en özgün parçalarından biri, İstanbul’un ilk elektrikli asansörü olan meşhur asansörü çevreleyen merdivenlerde özellikle dikkat çeker. Yapının ortasındaki boşluğun bulunduğu Kubbeli Salon ise, Oryantalist mimarinin kendini en çok hissettirdiği bölümdür. Kalan bazı bölümlerde yararlanılan Neo-Klasik stil de, otelin eklektik mimari yapısına katkıda bulunmaktadır.
Birinci derece tarihi eser statüsündeki Pera Palace Hotel’in restorasyon projesi, KA.BA Eski Eserleri Koruma ve Değerlendirme - Mimarlık Firması tarafından hazırlandı. Otelin iç dekorasyonunu Metex Tasarım Grubu üstlendi. Uygulama ise özel proje ekibi tarafından yürütüldü. Restorasyon, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ve yapısal güçlendirme, taşıyıcı sistem güvenliği, bilimsel koruma ve onarma, yangın güvenlik, mimarlık tarihi, geoteknik değerlendirme gibi bilimsel konularda bu proje için özel olarak bir araya gelen akademisyenlerden ve konusunda uzman profesyonellerden oluşan Danışma Kurulu’nun denetiminde gerçekleştirildi.
‘Müze-otel’ olarak tanımlanan Pera Palace Hotel’in restorasyon-renovasyon projesinin temel konsepti, otelin ‘özgün ve üst düzey bir konaklama deneyimi için en ideal atmosferi sunduğu’ fikri üzerine kuruldu. Pera Palace Hotel’in yenileme çalışmaları iki boyutta yürütüldü. Bir yandan binanın mimari özellikleri vurgulanıp özgün karakteriyle uyumlu çağdaş ögeler eklenirken, diğer yandan da otelin uluslararası standartlarda bir işletme olması için gereken teknik altyapı oluşturuldu. Bu çerçevede otelin tüm teknik altyapısı da yenilendi.
Restorasyon çalışmalarında tarihi asansör de tüm teknik altyapısı yenilenerek korundu. Pera Palace Hotel’in orijinal mimarisinde olmayan ve sonradan eklenen boya gibi niteliksiz eklemeler temizlenerek, yapının dönemin mimarisini yansıtan ilk haline döndürülmesi hedeflendi. Kubbeli Salon’un üzerinde bulunan ve önceki yıllarda havalandırma amaçlı olarak kullanılan altı kubbenin üzerindeki cam tavan, orta boşluktan tüm lobi katının doğrudan güneş ışığı almasını sağladı. Renovasyon sırasında yapılan bir diğer yenilik de, günümüz gezginlerinin seyahat ihtiyaçları dikkate alınarak tasarlanan 380 m² büyüklüğündeki SPA oldu. Otelin en büyük salonu durumundaki Galata da, yenileme çalışmaları sırasında eklenen bölümlerden bir diğeri.
Genel Bilgi
Türkiye’nin Avrupa standartlarındaki ilk oteli Pera Palace Hotel’in 16’sı süit 115 odası bulunuyor. Odalarının çoğundan eşsiz bir Haliç manzarası sunan binaya restorasyon sırasında eklenen SPA’da kapsamlı bakım hizmetleri verilirken, fitness salonu, kapalı yüzme havuzu, sauna ve buhar odası da, hem otel konuklarına hem de dışarıdan gelen misafirlere hizmet veriyor. Otelin gün ışığı alan, yüksek tavanlı tarihi salonları ise; davet, düğün ve toplantılara ev sahipliği yapıyor.
Konum
Galata’dan Haliç’e, Eyüp sırtlarından Tepebaşı’na uzanan manzarasıyla Haliç’e bakan Pera Palace Hotel Jumeirah; bir zamanlar İstanbul’un küçük Avrapa’sı olarak bilinen Taksim-Beyoğlu’nun Pera Bölgesi’nde konumlanmaktadır. Tarihi Pera ve günümüz dinamizmini yansıtan Beyoğlu; İstanbul’un tarihi, kültürel ve sosyal merkezinde yer almaktadır. Otel, Taksim Meydanı’na yürüme mesafesinde, tarihi Yarımada’ya 5 km. ve uluslararası Atatürk Havalimanı’na 20 km. uzaklıktadır.
Efsane Misafirler & Odaları
Atatürk Müze Odası
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Pera Palace Hotel’in gelmiş geçmiş en değerli misafiri olan Mustafa Kemal Atatürk, ismini Pera Palace Hotel’in konuk defterine ilk kez yazdığında, yıl 1917 idi. O yıldan sonra, savaş ve barış dönemlerinde defalarca Pera Palace Hotel’de kaldı Atatürk. Cephe dönüşlerinde adeta evi gibi kullandığı, ülke için önemli kararlar aldığı ve üst düzey misafirlerini ağırladığı 101 numaralı odası, doğumunun 100. yılı olan 1981’de, Atatürk’ün şahsi eşyalarının da sergilendiği bir müze oda haline getirildi.
Atatürk'ün kıyafet, şapka, ayakkabı ve gözlük gibi özel eşyalarının bulunduğu oda ziyaretçilere açıktır. Pera Palace Hotel Jumeirah, Atatürk'ün eşyalarını ve 20. yüzyılın başlarına ait kitap, dergi, halı ve madalya gibi ögeleri toplamaya devam ediyor.
Atatürk Müze Odası; her gün 11.00-12.00 ve 15.00-16.00 saatleri arasında tüm ziyaretçilere açıktır.
Agatha Christie Odası
Dünyanın en ünlü polisiye romanı yazarlarından Agatha Christie, 1926 ve 1932 yılları arasında birçok kez Pera Palace Hotel Jumeirah’da konaklamıştı. En ünlü romanlarından ‘Doğu Ekspresi’nde Cinayet’i, ziyaretlerinden biri esnasında 411 numaralı odasında yazdığı söylenir. Kayıp günlüğü ve kaldığı odanın esrarı günümüzde bile hâlâ çözülememiştir. Günlüğün daha sonra bu odada bulunan anahtarının replikası ile eski tip bir daktilo da, Christie’nin anısına bu odada sergileniyor. Antika mobilyalarla, siyah ve bordo renklerde döşenen odada, değişik dillerde ve farklı yıllarda basılmış nadide Agatha Christie kitapları da bulunuyor.
Diğer Efsane Misafirler
Pera Palace Hotel Jumeirah’ın ünlü konukları arasında İsmet İnönü, Kral VIII. Edward, Kraliçe II. Elizabeth, Avusturya-Macaristan İmparatoru Franz Joseph, Şah Rıza Pehlevi, Yugoslavya Devlet Başkanı Tito, General Franz von Papen, Zsa Zsa Gabor, Greta Garbo, Sarah Bernhardt, Alfred Hitchcock, Pierre Loti, Jacqueline Kennedy, Ernest Hemingway, Ninette de Valois, Mata Hari, Cicero, Mikis Theodorakis gibi isimler de yer alıyor.
Özel Alanlar
Tarihi Asansör Ünlü İngiliz yazar Daniel Farson, Türkiye'nin ilk elektirikli asansörünü şu sözlerle anlatıyordu; "Dökme demir ve ahşaptan yapılmış dünyanın en güzel asansörüdür. Bu asansör reverans yapan bir kadın gibi yükselir. Turistler gözlerini bu müthiş sevimli ve aristokrat asansörden ayıramazlar." Misafirlerimize 124 yıllık Türkiye’nin ilk asansörü ile odalarına kadar eşlik ediyoruz.
Agatha Restaurant Adını Pera Palace Hotel’in ünlü müdavimlerinden Agatha Christie’den alan otelin ana restoranı Agatha, Orient Express’in güzergahındaki en önemli duraklar olan Paris, Venedik ve İstanbul’dan hareketle, bu mutfakları bir araya getiriyor... Fransız, İtalyan ve Türk lezzetlerini yiyecek ve içecek alanında birleştirerek şık bir atmosferde misafirlerin beğenisine sunan Agatha, kahvaltıdan itibaren gün boyu açık. Agatha Restaurant, özellikle şeflerle sohbet edilebilen şov mutfağı ve restoranın girişindeki zengin şarap kavıyla iddialı…
Orient Bar Yıllar boyunca İstanbul aydınlarının buluşma noktası olan Orient Bar, saatler süren koyu sohbetlerin ev sahibi olmaya hazır. Unutulmaya başlanan gerçek bar keyfi, zengin şarap ve içki menüsü ve özgün kokteyllerle, yaz aylarında terası da bulunan Orient Bar’da yeniden hayat buluyor.
Patisserie de Pera Eskiden beri bir İstanbul klasiği olan Patisserie de Pera’da, özel Fransız pastaları, kuruvasanlar, makaronlar ve el yapımı çikolata bulunuyor. 24 kişilik oturma alanına sahip olan bu çok özel Fransız tarzı pastane; dantel perdeleri, gümüş şekerlikleri, nadide porselen takımları ile konuklarına her şeyiyle özel bir mekanda olduklarını hissettiriyor.
Kubbeli Salon Yüksek tavanlı mimarisi, kubbeleri ve parke zeminiyle geçmişin ihtişamını yaşatan Kubbeli Salon, haftanın her günü bu büyülü atmosfere eşlik eden canlı piyano müziğiyle akşamüstü çaylarına ev sahipliği yapıyor.
İletişim
Telefon: +90 212 377 40 00
Adres: Meşrutiyet Cad. No:52 Tepebaşı