Reşit İmrahor
Reşit İmrahor, Ahmet Güntan[1][2], İzzet Yasar[3][4] ve Mustafa Irgat[5][6]'ın ortaklaşa kullandıkları mahlastır. Enis Batur[7][8] ve Cenk Koyuncu[9] da aynı mahlasla eserler vermiş, İsmail Yerguz bu mahlasla çeviriler yapmıştır.
İmrahor 35 yılı aşkın bir süredir Türk edebiyat çevrelerini meşgul eden bir edebiyat fenomeni haline gelmiştir.
Reşit İmrahor vakası
İlk şiirleri
Reşit İmrahor’un şiirleri ilk kez Tan dergisinin Nisan 1983 sayısında görülür. "Şehirde İyilik", "Pişmanlık", "Gilles de Retz", "Duke of Bedgord" ve "Sad Eyed Jehanne of Darkness" adlı 5 şiirlik yayını aynı derginin, Haziran 1983, Ekim 1983 ve Aralık 1983 sayılarında yer bulan "Son Arzusu", "The Purloined Letter", "Karşı Aruz I-VII" ve “Karşılanmış Arzu 1-6” adlı şiirler izler.
İmrahor’un ilk şiirleri edebiyat dünyasında büyük heyecan yaratır. Ece Ayhan önemli bir genç şair olarak bahseder İmrahor’dan. Ahmet Oktay, Yazko Edebiyat’ın Temmuz 1983 sayısında "Görünmekle Gizlenmek" başlıklı uzun bir yazıyla şiirini analiz eder ve şairin gelişini selamlar.
Yaklaşık 5 yıllık suskunluğun ardından Gergedan dergisinin Nisan 1988 sayısında yer bulan bir mesajla Reşit İmrahor yeniden ortaya çıkar.
Derginin Post-Restant bölümünün alt köşesine sıkıştırılmış mesaj şöyledir: "Ahmet Güntan; sende kalan şiirlerimi bir an önce iletmezsen skandal çıkaracağım. REŞİT İMRAHOR" Ahmet Güntan bu mesajın gereğini yerine getirmiş olmalı ki, Gergedan’ın, Mayıs 1988 tarihli 15. sayısında İmrahor’un “İki Gecikmiş Beşlik” üst-başlıklı iki şiiri yayımlanır.
İmrahor’un, özgeçmişinde şu bilgilere yer verilmiştir: "29.02.1953 / İstanbul-İzmir-İstanbul-Tripoli-İstanbul/Alman filolojisi, küçük küçük satranç, yarı-didaktik tiyatro denemeleri/İlk yayımlanan şiirler: Tan, 1983/İkametgâh, aranıyor." Oysa 1953 yılının Şubat ayı 29 çekmez, sayfada yer alan profil fotoğrafı da Fernando Pessoa’nın bir gençlik fotoğrafıdır. Bununla birlikte fotoğrafın Ahmet Güntan’a benzerliği dikkatli gözlerden kaçmaz. Reşit İmrahor’un aslında var olmadığı, Ahmet Güntan’ın ta kendisi olduğu yorumları yapılır. Gültekin Emre, "Resit İmrahor, şiir dünyamızda kendine kalıcı bir yer edinmiş görünüyor. Gizemli, gizli kalsa da, bir başka şiirle değişik bir 'selam' sunuyor şiirseverlere" diye yazar.
Nisan 1989'da, Ankara'daki Gece Yayınları, Michel Tournier'in Gilles ile Jeanne kitabını Melis Ece’nin çevirisiyle yayımlar. Şair Levent Yılmaz, İmrahor’un "Gilles de Retz" şiirinden bir dizeyi kitaba yazdığı önsöze alıntılar: "Beyazlar giymiş iki kız kardeş./Biri oğlan, biri erkek." Ancak Levent Yılmaz’ın bu dizeye düştüğü dipnot da gizemi aydınlatıcı olmaktan uzaktır.
Mayıs 1989’da 5. Sayısı çıkan Şiir Atı dergisi, “Şiir Atı Kitap/6'da, Neler Olacak?” başlıklı bölümünde İmrahor’a meydan okuyan bir mesaj yayımlar "Reşit İmrahor kim olduğunu biliyoruz! Elma dersek çık!":
Tempo dergisinin soruşturması
Tempo dergisi Reşit İmrahor’un gizemini çözmek üzere harekete geçer. Derginin 20 Ağustos 1989 sayısında “Reşit İmrahor Sahiden Yaşadı mı, Patron?” başlıklı bir yazı kaleme alan gazeteci Ümit Bayazoğlu, Reşit İmrahor’un, Ahmet Güntan, İzzet Yasar ve Enis Batur’un ortak kullandıkları bir mahlas olduğunu iddia eder. Aynı yazıda Enis Batur, Gergedan’da yayımladığı iki İmrahor şiirinin hikâyesini şu sözlerle anlatır: "Bir gün sekreterim kapıdan başını uzattı, 'Reşit İmrahor adında garip bir bey geldi,' dedi. Gelsin dedim, konuşkan değildi. Şiirlerini usulca masama bıraktı. Fotoğraf istedim, vermek istemedi. Ama bu bizim dergimizin geleneği, resimsiz olmaz, deyince, gönülsüz kabul etti. Sonra da çekip gitti."
Bu yazının hemen ardından, Tempo dergisinin 34. Sayısında Reşit İmrahor imzalı “Ben Kendimim” başlıklı yazı yayımlanır. Yazıya, 1989 yılında, Ankara’daki Ortek Yayınları’ndan çıkmış Kuvve adlı şiir kitabının kapağı eşlik etmektedir. İmrahor tartışmalara cevap niteliğindeki bu yazıda Bayazoğlu nezdinde edebiyat dünyasına sitem eder. Varlığından şüphe edilmesine dair duyduğu kırgınlığı anlatır. Kuvve adlı kitabının bulunamıyor oluşunu “Ben şairim, baş bayi değilim” sözleriyle kınar. Ahmet Güntan’ı da, İzzet Yasar’ı da şahsen tanımadığını sadece Ahmet Güntan ile gurbetten yazıştıklarını söyler. İkisine de konu hakkında çekimser kaldıkları için sitemde bulunur. Enis Batur’u ise açıklamalarından dolayı “ciddiyetsizlikle” itham eder. Yazı şu sözlerle noktalanır: “Tempo'nun yayını beni derinden sarstı. Belki, bundan sonraki şiirlerimi takma isimle yayımlamak zorunda kalacak kadar kabuğuma itildiğimi hissediyorum. Artık fotograf çektireceğimi de sanmıyorum. Çünkü genç ve alımlı hatırlanmak istiyorum.” Bu yazıyla birlikte Reşit İmrahor Vakası iyiden iyiye alevlenir.
Tempo’nun bir sonraki sayısında Ahmet Güntan’ın Los Angeles’tan yolladığı, “Ben Seni Reşit İmrahor Sanmıştım” başlıklı bir mektup yayımlanır. Reşit İmrahor’un tavrını ironik bir şekilde eleştiren mektup provoke edici bir dille onu ortaya çıkmaya çağırır. Güntan mektubu şu sözlerle sonlandırır: “Ben seni bir Reşit İmrahor sanmıştım, ama sen maalesef bir Lautréamont çıktın.” Yazı bir açıdan Ahmet Güntan’ın, İmrahor’un varlığına şahitlik ettiğini düşündürürken diğer yandan Comte de Lautréamont’a (Gergedan dergisinin Reşit İmrahor şiirlerini yayımladığı sayısı da bir Lautréamont özel sayısıdır) yapılan gönderme nedeniyle kafaları karıştırır. Zira Comte de Lautréamont da, Isidore Lucien Ducasse’ın kullandığı bir mahlastır. Dahası kimi yorumlara göre Ducasse’ın mahlası aslında “Başkası, benimdir” (lautréamont = l'autre est à mon) anlamına gelmektedir.
Reşit İmrahor’un, Ahmet Güntan’ın mektubuna cevabı gecikmez. Tavrından geri adım atmayan İmrahor kinayeli sözlerle özellikle de Enis Batur’u kastederek konuya taraf olan şairleri tiye alır. “Yolunuz açık olsun” cümlesiyle sona eren mektup onun bilinen son açıklaması olacaktır.
Kasım 1989'da ilk sayısını çıkaran Hokka dergisinde, "César Paladión'a Saygı" adlı Jorge Luis Borges ve Adolfo Bioy Casares çevirisiyle İmrahor ilk kez çevirmen kimliğiyle ortaya çıkar. Üstelik bu çeviriler, “1990 baharında Kıyı Yayınları'nda basılmak üzere Reşit İmrahor'un hazırladığı kitaptan alınmıştır" dipnotuyla yayımlanır. Böyle bir kitap hiçbir zaman yayımlanmaz.
5. sayısında Reşit İmrahor’a meydan okuyan Şiir Atı’nın, Nisan 1991’de yayımlanan 6. Kitap’ında İmrahor’la ilgili hiç bir bilgiye rastlanmaz. Ancak bu sayıda, "Öğretici Şiirler'den" üst başlığıyla "Hayat Bilgisi" adlı şiiri görülür. Aynı yılın sonlarına doğru çıkan Beyaz dergisinin 17. sayısında 5 kolaj'a imza atan Reşit İmrahor, derginin 1992 yılı baharında çıkan 18. Sayısında da "Babamname” ve “İkili Havlamalar" adlı şiirlerini yayımlar.
1993’te, Yapı Kredi Yayınları’ndan Unutulmuş Şiirler Antolojisi çıkar. Antoloji, İlhan Berk’ten Ece Ayhan’a, Cemal Süreya’dan Edip Cansever’e, Ülkü Tamer’den Metin Eloğlu’na, Özdemir Asaf’tan, Güven Turan’a pek çok ismin, kitaplarına almadıkları şiirlerden ve şiirle ilişkisini kesmiş birçok tanıdık ismin, dergi sayfalarında kalmış şiirlerinden oluşur. Kitabı yayına hazırlayan kişinin Enis Batur olduğu sonradan anlaşılır. Nitekim Batur, 2008 yılında yayımladığı Suya Seng adlı kitabında da bunu açıkça ifade etmiştir.[10]
Kuvve'den Fiil'e kitabının çıkışı
Reşit İmrahor 23 Ekim 1993’te, TRT2’de Enis Batur ve Cem Akaş’ın birlikte hazırladıkları Okudukça programına “konuk” olur. Fakat sırtı kameralara dönük olarak! İmrahor bu programda “Kuvve’den Fiil’e” kitabının Mitos Yayınları'ndan çıkacağının haberini verir. Bir şair olarak tavrını ise “Yok sayılmak istiyorum!” cümlesiyle ifade eder.
Gerçekten de aynı yıl Mitos Yayınları, Reşit İmrahor’un ilk kitabı "Kuvve’den Fiil’e”yi yayımlar.
İmrahor’un dergilerde yayımlanmış tüm şiirlerini de içeren kitap 1000 adet basılır. İlk elli nüshası imzalı olan kitabın tamamı numaralandırılmıştır ve ilk yüz adedi satış dışı tutulmuştur. "Kuvve’den Fiil’e”nin kapak içinde Reşit İmrahor’un Öteki Yapıtları başlığı altında “Kuvve - Ortek Yayınları, 1989” notu yer almaktadır. Ancak ne böyle bir kitabın ne de bu isimde bir yayınevinin olduğuna dair kanıt bulunmamaktadır.
Kitabı yayına hazırlayan Cen Koyuncu uzun önsözünde Reşit İmrahor’a dair o ana kadar bilinen her şeyi bir araya getirir. Önsözünü “Ne olursa olsun, bir yüz, bir kimlik, bir insan gizli kalmak istiyorsa bunu kurcalamamak gerekir. Bir şair, 'Karı-koca' gibidir, geceleri çekildiği yatak odasının gözetlenmemesi gerekir. Bu kitaptaki şiirlerin dergilerde kalmasına gönlüm razı olmadığı ve Reşit İmrahor’un yazdıklarına inandığım için soyundum bu işe. Çıplaklığımın güzelliği, çirkinliği bana aittir…“ sözleriyle bitirir.[11]
Koyuncu aynı önsözde, “Reşit İmrahor’un bu konuşma metni, programda kesilerek yayınlanmıştır” notunu düşerek İmrahor’un Okudukça programdaki konuşmasının tam metnini de verir.[12] 15 yıl sonra Suya Seng kitabında Enis Batur, programa çıkan, arkası dönük kişinin Cenk Koyuncu olduğunu açıklamıştır.[13]
Kitap sonrası dönem
1995’te Georges Bataille’ın Gözün Öyküsü (Histoire de l'œil) İmrahor’un çevirisiyle çıkar. Kitabın önsözünü yine Enis Batur’un yazdığı görülür. Bataille da bu romanını 1928’de Lord Auch müstearıyla yayımlamıştır. Çok sonraları, Yom Sanat’ın Kasım/Aralık 2002 Enis Batur Özel Sayısı'nda, Reşit İmrahor imzalı “Bend/E/Nis” başlıklı bir yazıya rastlanacaktır.
Cenk Koyuncu, Şiir-lik’in Şubat 1998 sayısında İmrahor’un “Hamiş” başlıklı şiirini, Mayıs 1998 sayısında ise “Karşı Yakada Gol” şiirini yayımlar. Bunu “Nil güneşin altında yeni bir şey yok 1993-1994” adlı şiir dosyası izler. Koyuncu’nun aktarımıyla, İmrahor, dosyanın ekindeki mektubunda şunları yazmaktadır: "Harf be harf yaşayarak yazmak zorunda kaldığım ‘Nil güneşin altında yeni bir şey yok 1993-1994’, sadece akvaryumun, fanusun dışına çıkmak olarak değerlendirilmemeli: Nerval’in kendisini bir sokak lambasına asması, bugün bizlerin peygamberlerin düştükleri tuzağı tanımamız ne yazık ki pek bir şey değiştirmemize yetmiyor. Bize kalan, olan karşısında kendi kendimize sonuna dek gitmek ve olumlu bir bağla bağlanmak.”
21. yüzyılda Reşit İmrahor
2001'de, Kitap-lık dergisinin "Vesikalık: Takma Adlar, Sanal Kimlikler" altbaşlıklı 45. sayısında Cem Akaş, "Reşit İmrahor: Sınırlarını Zorlayan Kollektif Yapma Kimlik" adlı bir deneme kaleme almıştır.[14]
İzzet Yasar’ın 2002 yılında yayımlanan Dil Oyunları adlı kitabı Reşit İmrahor vakasını aydınlatma adına önemli bilgiler içerir. Kitabın başında yer alan İlhan Berk imzalı yazıda şu bilgilere yer verilir: "Reşit İmrahor'u biliyor musunuz? Bir zamanlar üç cins şair böyle tek bir ad altında yazıyorlardı. Kısa sürede de ünlendiler: İzzet Yasar, Mustafa Irgat, Ahmet Güntan. Sonradan bu Mustafa Irgat'ın yerini Enis Batur aldı. ("Nil" şiirini unutamıyorum.) Bilinmezlik bir ilkeydi onlar için: belki de Pessoa'yı okumuşlardı. İzzet Yasar, Mustafa Irgat gibi kapalı bir şairdir. Neredeyse ikisi de şimdiye değin kullanılmayan bir dille yazıyorlar. İzzet'in poetikası da böylece giderek dil oldu. (Lacan'ın "Yazılar"ımını cebinden düşürmemesi boşuna değildir.) Bugün İzzet Yasar bir başına kapalı, çetin, lanetli bir şiiri sürdürüyor. Neredeyse, anlaşılmak, paylaşılmak istemiyor gibidir. Ya gerçek mi? Onun için şiirde asıl gerçek, gerçek olmamakta yatar çünkü." Bu metinle İzzet Yasar, Reşit İmrahor’un bir mahlas olduğunu teyit etmiş görünür. Ahmet Güntan ve Enis Batur ile birlikte ilk kez, Mustafa Irgat’ın da baştan beri Reşit İmrahor mahlasını kullananlardan birisi olduğu ortaya çıkar. Gizem büyük ölçüde açıklığa kavuşmuştur. Bununla birlikte aralıklarla Reşit İmrahor imzalı ürünler görülmeye devam eder.
2003’ün Eylül ayında tek sayı çıkan Beduh adlı fanzin “Sanctis Spiritus” adlı bir İmrahor şiirini yayımlar.
6 yıl sonra, 2009 yılında Sel Yayıncılık, Cinsel Seri'den Reşit İmrahor çevirisiyle 3 kitap çıkarır.[15] Guillaume Apollinaire’den Genç Bir Don Juan'ın Maceraları, Enderûnlu Fâzıl’dan Güzel Oğlanlar Kitabı (Hûban-nâme) ve anonim bir eser olan Görgülü ve Bilgili Bir Burjuva Kadınının Mektupları. 2015’de Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sistemi’nde XVIII. Yüzyıl Türk Edebiyatı dersi Güz dönemi ara-sınavında Enderûnlu Fazıl’ın Hûban-nâme eseriyle ilgili olarak bir soru sorulur. “D” şıkkında “Fransızcaya çevrilen eser Reşit İmrahor tarafından günümüz Türkçesine kazandırılmıştır” ifadesi yer alır.[16] Oysa Genç Bir Don Juan'ın Maceraları müstehcenlik iddiasıyla yargılanmış[17] ve kitabın çevirmeninin İsmail Yerguz olduğu 2013’te ortaya çıkmıştır.
Ücra şiir dergisinin 2011 yılında yayımlanan, 27 Şubat tarihli 2. Sayısında, 1 Mart tarihli 8. Sayısında ve 19 Haziran tarihli 40. Sayısında Reşit İmrahor imzalı şiirlere rastlanır.[18]
2013 yılında Oğlan Bizim Kız Bizim Fanzin, seçici kurulunda İzzet Yasar’ın da yer aldığı, parodi niteliğinde Reşit İmrahor Şair ve Hikâyeci Nasir Ödülleri’ni organize eder.[19] Hikâyeci nasir dalında Ahmet Büke, şair dalında ise İsahag Uygar Eskiciyan ödüllendirlir.[20] 2014’de ikinci kez organize edilen ödül bu kez T.C. Resmî Gazete’ye verilir.[21]
2014 yılında Palas Pandıras Fanzin’de Reşit İmrahor imzalı bir kapak tasarımına rastlanmıştır.[22] Aynı yıl Temmuz ayında çıkan Magna Nebula’nın pilot sayısında da İmrahor imzalı "Panarion" başlıklı bir şiirsel metin yayımlanır. Metnin altına “Ocak 2014, Karaburun” notu düşülmüştür.
2017 yılında çıkan İletişim Yayınları’nın Resimli Türkçe Edebiyat Takvimi’nde, “katkıda bulunanlar” arasında Reşit İmrahor’un adı da geçer.[23]
Hikâyenin aslı
Ahmet Güntan’ın ve İzzet Yasar’ın dost çevresine yaptıkları açıklamalardan “Kuvve’den Fiil’e”nin muhayyel şairinin gerçek olmadığı, Mustafa Irgat’ın da parçası olduğu bu ekip tarafından yaratılmış bir mahlas olduğu bugün artık kesinlik kazanmıştır. Güntan resmen bir açıklamada bulunmadıysa da Yasar, Dil Oyunları kitabına aldığı İlhan Berk’in yazısıyla durumu teyit etmiştir. Seyhan Erözçelik, Mehmet Günsür'ün İçeriye Bakan Kim? adlı kitabına yazdığı önsözde İzzet Yasar'dan "Reşit İmrahor adlı var olmayan bir şairin yaratıcılarından biri" olarak söz eder.[24] Enis Batur’un da baştan itibaren bu kurgunun parçası olduğu, özellikle Gergedan’ın editörüyken Reşit İmrahor’a hamilik yaptığı bilinmektedir. “Kuvve’den Fiil’e”de yer alan şiirlere katkısı olup olmadığına dair kesin bir bilgi bulunmasa da kendisi de bu mahlasla eserler verdiğini pek çok kez dile getirmiştir.[25] Cenk Koyuncu ise “Kuvve’den Fiil’e”nin yayına hazırlanması sürecinde vakaya dahil olmuştur. Bunun yanı sıra, İmrahor’un şiirleri Ahmet Güntan’ın, İzzet Yasar’ın ve Mustafa Irgat’ın şiir anlayışlarıyla da uyum içindedir. Kaynağını Lautréamont ve Pessoa’da bulan bu anlayış, edebi açıdan İmrahor'un şiirlerinde, felsefi açıdan kimliğinde cisimleşir.
Reşit İmrahor’un edebi meselesi
Dünya edebiyat tarihinde, Émile Ajar (asıl adı, Romain Gary) gibi, mahlasla yazmayı tercih etmiş pek çok yazar bulunmaktadır. Türk edebiyatında da bunun pek çok örneğine rastlanır. Ancak Reşit İmrahor vakası bundan çok daha fazlasına işaret eder.
Reşit İmrahor bir mahlas olduğu kadar bir ideadır. Reşit İmrahor’u yaratan ekip, vakanın başından itibaren, “şair kimdir, kendi olmak ne demektir” sorularına cevap aramıştır. İmrahor bir anti-kahraman olmayı seçmiş, “kendini silerek yapıtını var etmeyi” denemiştir. Şiirin güzel söz oyunu olmadığını, hayatın ta kendisi olduğunu imlemiştir. İmrahor’a göre şairin eseri kadar duruşu da edebiyatın ta kendisidir.
İmrahor’a hayat veren şairlerden Ahmet Güntan’ın daha sonra Gösteri dergisinde “Türk edebiyatı beni neden kabul etmiyor?” başlıklı bir yazı kaleme almış olması ayrıca dikkat çekicidir.[26] Reşit İmrahor’a, Los Angeles’tan yolladığı mektupta ortaya çıkmasını salık verirken, Türk edebiyatının en özgün isimlerinden birisi olarak bizzat kendisi edebiyat çevreleri tarafından uzun süre görmezden gelinmiştir.
Günümüzde Reşit İmrahor
“Kuvve’den Fiil’e”nin yayınıyla birlikte çekirdek ekip Reşit İmrahor mahlasını kullanmayı bırakmıştır. Hikâyeye doğrudan dahli olan isimlerden Mustafa Irgat, İzzet Yasar[27] ve Cenk Koyuncu sonraki birkaç yıl içinde sırayla hayata veda etmiştir. Reşit İmrahor ise geride bıraktığı şiirlerle Türk edebiyat tarihinde yerini almıştır.
Kitabın yayınından sonraki dönemde de, çekirdek ekipten bağımsız bir şekilde İmrahor mahlasını kullanan yazarlar ve çevirmenler görülmüştür. Günümüzde de Reşit İmrahor’u bir mahlastan fazlası olarak gören yazarlar hikâyeye kendilerince katkı yapmaya, Reşit İmrahor adını yaşatmaya devam etmektedir. Halen internette Reşit İmrahor adına açılmış bir blog sayfası ve aktif bir twitter hesabı bulunmaktadır.
Eserleri
Şiir
- Kuvve’den Fiil’e, Mitos, 1993 (Hazırlayan: Cenk Koyuncu)
Antoloji
- Unutulmuş Şiirler Antolojisi, Yapı Kredi Yayınları, 1993
Çeviri
- Gözün Öyküsü, Georges Bataille, Mitos Yayınları, 1995 (Enis Batur’un önsözüyle)
- Genç Bir Don Juan'ın Maceraları, Guillaume Apollinaire, Sel Yayıncılık, 2009
- Güzel Oğlanlar Kitabı (Hûban-nâme), Enderunlu Fazıl, Sel Yayıncılık, 2009
- Görgülü ve Bilgili Bir Burjuva Kadınının Mektupları, Anonim, Sel Yayıncılık, 2009
Kaynakça
- "Ahmet Güntan". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. 15 Aralık 2019. 1 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "Ahmet Güntan". Biyografya. 21 Şubat 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "İzzet Yasar". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. 26 Temmuz 2019. 1 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "İzzet Yasar". Biyografya. 15 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "Mustafa Irgat". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. 20 Kasım 2019. 30 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "Mustafa Irgat". Biyografya. 30 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "Enis Batur". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. 30 Aralık 2019. 30 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "Enis Batur". Biyografya. 7 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "Cenk Koyuncu". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. 27 Nisan 2019. 30 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- Enis Batur (2008). Suya Seng (İçbükeyler 2002-2007). Sel Yayıncılık. s. 325.
- Reşit İmrahor (1993). Kuvve'den Fiil'e. Mitos Yayınları. s. 18.
- Reşit İmrahor (1993). Kuvve'den Fiil'e. Mitos Yayınları. s. 17.
- Enis Batur (2008). Suya Seng (İçbükeyler 2002-2007). Sel Yayıncılık. s. 284.
- Cem Akaş (Ocak 2001). "Kitap-lık - Vesikalık: Takma Adlar, Sanal Kimlikler", 45. sayı. Yapı Kredi Yayınları. 2 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- Necmiye Alpay (26 Mart 2009). "Çokkimlikliler". Radikal. 30 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "XVIII. YÜZYIL TÜRK EDEBİYATI Ü3 - S1". YouTube. 27 Aralık 2016. 30 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "Türkiye Yayıncılar Birliği'nden 'Genç Bir Don Juan'ın Maceraları'yla ilgili karara tepki". 6 Ağustos 2013.
- "Reşit İmrahor". Ücra Şiir Dergisi. 2011. 28 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "Reşit İmrahor Şair ve Hikâyeci Nasir Ödülleri". Edebiyat Haber. 13 Kasım 2013. 17 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "RİŞHN Ödülleri_1". Oğlan Bizim Kız Bizim Fanzin. 15 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "2. Reşit İmrahor Şair ve Hikâyeci Nasir Ödülleri". Beri Gel Oğlan Beri Gel Fanzin. 30 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "palaspandıras 21". Issuu. 20 Aralık 2014. 30 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "2017 Resimli Türkçe Edebiyat Takvimi". İletişim Yayınları. 13 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- Mehmet Günsür (2006). İçeriye Bakan Kim? Bütün Hikâyeleri. Can Yayınları. s. 12.
- Enis Batur (6 Nisan 2017). "Yalan yanlış hayatın doğrusu: Bir klişenin serencamı". T24. 10 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- Ahmet Güntan (Nisan 1994). Türk edebiyatı beni niye kabul etmiyor?. Gösteri Dergisi.
- "Yazar İzzet Yasar hayatını kaybetti". Duvar. 13 Temmuz 2018.