Ura
Ura; güney Anadolu'da, Akdeniz kıyısında, Geç Bronz Çağı'nda ve Demir Çağında var olmuş, o dönemlerin çok önemli bir limanıdır [1]. Muhtemelen modern Mersin ilinde, Silifke'nin yakınlarında, ya da Gilindere'nin (Aydıncık) batısında bulunuyordu.
Geç Bronz Çağı'nda Tarhuntassa'ya bağlıydı. Yeni Babil kralı Neriglissar'dan kalan belgelere göre; Pirundu kralı Appuashu'nun başkenti idi. Pirundu; Yeni Asur döneminde Hilakku olarak anılan krallığın, daha sonra Yeni Babil dönemindeki adıydı.[1].
Ura, Geç Bronz Çağı'nda, Hitit İmparatorluğu'na Ugarit yoluyla Mısır ve Kenan ülkelerinden getirilen tahılın giriş limanıydı. Hitit İmparatorluğunun sorunlu zamanlarında Ura limanının açık olması ve denetlenmesi Hitit için yaşamsal öneme sahipti [2].
Bu bölgede yoğun olarak yaşayan Luviler'in dilinde "ura" sözcüğü ; "büyük" anlamına geliyordu.[3]. Bu liman gerçekten büyük olmalıydı.
Ura'nın MÖ 8. yüzyılda Helen kolonyalistlerin doğu Akdeniz'de kurdukları kentlerden biri olan Soli (daha sonra Pompeipolis) ile aynı kent olduğu düşünülüyor.[4].
Kaynakça
- Trevor Bryce, The Peoples and Places of Ancient Western Asia,Routledge, Oxon, 2011, sayfa.746,
- Trevor Bryce, The Kingdom of Hittites, Oxford Univercitiy Press, New York, 2005, sayfa 331,
- Emmanuel Laroche, Dictionaire de la Langue Louvites, sayfa .102
- Trevor Bryce, The Peoples and Places of Ancient Western Asia,Routledge, Oxon, 2011, sayfa.662,
Kaynakça
Trevor Bryce, The Peoples and Places of Ancient Western Asia,Routledge, Oxon, 2011, ISBN 978-0-415-69261-8
Trevor Bryce, The Kingdom of Hittites,Oxford Univercity Press, New York,2005, ISBN 978-0-19-928132-9