Çimpe Kalesi
Çimpe Kalesi, 14. yüzyılın ortalarında Osmanlı Ordusu tarafından fethedilen, Balkan topraklarının güneydoğu kesiminde Gelibolu Yarımadası’nda yer alan bir kaledir. 1352[1] yılında Osmanlı tarafından fethedilmiştir. 14. yüzyıl ortalarında Osmanlı Türklerinin Çimpe Kalesi’ni alarak Rumeli'ye geçişi Balkanlar'ın tarihinde oldukça önemli bir dönüm noktası olmuştur. Belgelerde kalenin adı “Cinbi”, “Çinpi” olarak da geçer.[1]
Kalenin Fethi
Rumeli’de yerleşme, İstanbul'un Fethi gibi, tarihte yeni bir dönem açan bir olaydır. Sultan Orhan’ın büyük oğlu Süleyman Paşa’nın gayretiyle, Osmanlılar, 1352’de ilkin Tsympe (Türkçede Cinbi) Kalesi’ni ele geçirmişler, iki yıl sonra, büyük stratejik önemdeki Gelibolu’yu fethetmiş ve beş yıl içinde Trakya’nın güney bölgesini fethederek, Anadolu’dan asker ve halk getirip yerleştirmişler; böylece kısa zamanda Avrupa yakasında güçlü bir köprü-başı kurmuşlardır. Bu köprü-başı, Osmanlıların Avrupa’da Viyana önlerine kadar yayılan imparatorluklarının başlangıcıdır. 1329-1344 yıllarında İzmir’den donanması ile Trakya’ya deniz seferleri yapan Aydınoğlu Umur Bey, Balkan fetihlerini hazırlayan ilk büyük gazi beydir. 1357-59 yılları içinde Anadolu’dan Rumeli’ye göç devam edecek, Rumeli ucu güçlenecektir. Orhan’ın Süleyman için Bolayır’da yaptırdığı imarete ait 1360 tarihli vakfiyede bu bölgede Türkçe adlar taşıyan birçok köy ve çiftliğin kurulmuş olduğunu görüyoruz.[1]
Bazı tarihçiler ve tarih kaynakları, Orhan Bey'in oğlu Süleyman Paşa'nın Edirne'yi kuşatan Bulgar ve Sırp kuvvetlerini bozarak Doğu Roma'ya yardım etmesi sonucunda kalenin hediye edildiği belirtilmiştir. Bu olay ile Osmanlı Devleti ilk kez Rumeli yakasında bir kale almıştır. Orhan Bey Çimpe Kalesi'ni Balkanlar'da askerî üs olarak kullanmıştır.
Konum
Kale Gelibolu'da olup, hem Çanakkale Boğazı'nı hem de Saros Körfezi'ni görmektedir.
Kaynakça
- Halil İnalcık, Devlet-i !Aliyye, Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar-I, Klasik Dönem (1302-1606): Siyasal, Kurumsal ve Ekonomik Gelişim, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2009, s. 49-53. ISBN 978-9944-88-465-1