Ömer Osman Erendoruk
Ömer Osman Erendoruk (1934 - 2006), Bulgaristan doğumlu Türk yazardır.
Koşukavak kasabasının Karakuz Köyü doğumludur. 1955'ten 1980'e kadar Türkçe öğretmeni olarak çalışmıştır.
Bulgar komünistlerinin Türkleri eritme politikasına kalemiyle direniş göstermiş, ancak romanları, piyes ve şiirleri polisin eline geçmiştir. Bu yüzden beş yıl ağır hapis cezasına çarptırılmıştır.
Ömer Osman Erendoruk, Bulgar zulmünün darbesini Türkçe eğitiminin ve Türkçe yayın hayatının sona ermesiyle alır. Edebiyat hayatına, Bulgarca diline fazlasıyla hakim olmasına rağmen Bulgarca'yı kullanmayarak devam etmiş ve Bulgar zulmünün önündeki en büyük edebi isim haline gelmiştir.
"Bulgarca şiir, hikâye yazmak, Türkçeye ihanet etmek, Türkçeyi konuşanlara sırt çevirmek, Türk dilini 'ölü dil' sırasına koymak demektir." cümlesi bu özelliğini en iyi şekilde yansıtır.
Erendoruk, 1985'te Belene Ölüm Kampı'na gönderilmiş, oradan da sürgün edilmiştir.
1989'da sınırdışı edilen yazar, Türkiye'ye sığınmış ve öğretmen olarak çalışmıştır. Türkiye'de emekli olmuştur.
Kalp yetmezliği sebebiyle 19 Ekim 2006 yılında hayata veda eden Erendoruk'un ölümünden sonra, "Sevgi Kırınıtıları arıyorum yollarda" adlı, ölmeden önce yazdığı kitap, 2007 yılının Ocak ayında çıkmıştır.
Kitapları
- Yaralı Güvercin (hikâyeler)
- İlk Sevgi ve Sonrası (hikâyeler)
- S.O.S. veya Üçüncü Mezar (şiirler)
- Ölmeden Ölmek (şiirler)
- Sabır Duası (şiirler)
- Dilim Dilim Yürek (şiirler)
- Buruk Acı (roman)
- Uçurum (roman)
- Buram Buram Yalnızlık (şiirler)
- Ağlatmayın Çocukları (şiirler)
- İzmir Sokakları (şiirler)
- Ağlatırsa Mevlâm Yine Güldürür (Roman)
- İçimizdeki İnci Taneciği (Roman)
- Toprağa Kan Düştü (Roman)
- Sevgi Kırıntıları Arıyorum Yollarda (Hatıraları)
- Bir Başkadır Bizim Eller
Şiirleri
S.O.S. VEYA ÜÇÜNCÜ MEZAR
Türkçe söylemek yasak, Türkçe yürümek yasak
Türkçe işitmek yasak, Türkçe bakmak dünyaya
Türkçe sevinmeyecek, Türkçe gülmeyeceksin
Alnından akan teri Türkçe silmeyeceksin.
Türkçe bağlamak yasak ayakkabı bağını
Türkçe ayırmak yasak, solunu ve sağını
Sofrada ekmeğini Türkçe dilmeyeceksin,
Türkçe yaşamayacak, Türkçe ölmeyeceksin.
İthamname
Sofranda bol bol içki,kuş ciğerinden börek
Sabah sabah Jivkov’ un önünde diz çökerek
Beklersin memnun olup olmadığını sorup ...
Eşek derisi yüzün terler de vıcık vıcık
Uçarsın sevincinden gülümserse azıcık
Ve bir kitap yazarsın yalan dolan uydurup