1857 Hint Ayaklanması
Hint Ayaklanması, 1857, 10 Mayıs 1857'de Meerut şehrinde bulunan Britanya Doğu Hindistan Şirketi ordusuna bağlı olan sepoy askerlerinin isyanı ile başladı. Fakat bu ayaklanma İngilizlere bağlı olan, Yukarı Ganj Nehri ovası ve orta Hindistan, diğer Hindistan bölgelerindeki askerlere ve sivil halk arasında yayıldı.[1] Esas askeri çarpışmalar günümüzdeki Hindistan eyaletleri olan Uttar Pradeş, Bihar, kuzey Madhya Pradeş ve Delhi'de oldu.[2]
1857 Hint Ayaklanması | |||||
---|---|---|---|---|---|
1857 Hint Ayaklanmasında önemli çatışmaları gösteren Kuzey Hindistan haritası | |||||
| |||||
Taraflar | |||||
Babür İmparatorluğu
|
Büyük Britanya ordusu
Bengal Hükümet İdaresi tarafından toplanan sivil asıllı İngiliz ve Avrupalı gönüllü askerler
| ||||
Komutanlar ve liderler | |||||
II. Bahadır Şah |
Hindistan Başkomutanı:
|
Bu ayaklama İngiltere'nin Hindistan'da ana idare yetkilisi görevi yapan Batı Hindistan Şirketi'nin özellikle yukarı Ganj ile merkezi Hindistan bölgesine yayılmış olan iktidarını büyük ölçüde sarsıntıya soktu.
1857'deki olayların en önemli niteliği olayların ciddiyeti, büyüklüğü ve yaygınlığı ile bir kısa dönem için Britanya'nın büyük Ganj Nehri ovası üzerinde olan siyasi hakimiyetini tehlike altına sokmasıdır.
Bu ayaklanmanın Britanyalılar tarafından kontrol edilmesi ancak 20 Haziran 1858'de Britanyalıların "Gwalior Devleti"'ni zaptetmelerinden sonra olmuştur.[2]
Fakat şu gerçek de doğrudur ki Hindistan'ın Doğu Hindistan Şirketi'nin doğrudan doğruya idaresi altında olan kısımları, Bengal, Bombay Hükümeti ve Madras Hükümeti bölgeleri ve Sih prensleri hükümdarlığı altında bulunan Pencab, Britanya şirketini hem askeri bakımdan hem de moral bakımdan desteklemişlerdir. Hindistan'da bulunan büyük preslik devletleri, yani Hayderabad Devleti, Mysore Krallığı, Travabcore ve Keşmir rajalıkları ve Rajputana gibi küçük devletler ayaklanmaya katılmadılar.[3] Ama Hindistan'ın bazı bölgelrinde, örneğin Avadh devletinde, ayaklanma Avrupalıların ve özellikle İngilizlerin Hindistan'da bulunmasına karşı bir millî Hint ayaklanması şeklinde görüldü.[4] Ayaklanmadan 50 yıl sonra Hindistan'da gelişen milliyetçilik ve bağımsızlık hareketi için bu ayaklanmada büyük rol oynayanlar, örneğin Jhansi Ranisi Lakshmibai, bir millî kahraman olarak görülmeye başlandı;[2] ama bu millî kahramanlar yeni bir Hindistan devleti için uygun ve koordineli bir ideoloji ortaya çıkartmadıkları için tenkit edilmektedirler.[5] Buna rağmen ayaklanma Hindistan'ın Britanya tarafından idaresinde bir devrim yaratmıştır. 1858'de "Doğu Hindistan Şirketi" lağvedilmiş ve Britanya devleti bu şirketin bütün yetkilerini üzerine almıştır. Bu tarihten sonra Hindistan tümüyle resmen Britanya Krallığı hükümetine bağlanmıştır ve bölge krala bağlı devlet yeni bir adla Britanya Raj'ı olarak isimlendirilmiştir.[6] Britanya devleti Hindistan askeri sisteminde, devletin mali kontrol sisteminde ve merkezi ve yerel hükûmet dallanı derinlemesine etki eden reformlar uygulanmıştır.[3]
İngiliz ve Avrupa tarihçileri bu olayların meydana gelip ciddileşmesini bir bakıma küçümsemek amacı ile bu ayaklanmaya "Sepoy İsyanı" veya "1857 Hint İsyanı" adını vermekle beraber, Hindistan tarihçilerinin çoğu bu olayları ve ortaya çıkan gelişmeleri kolonicilere karşı Hindistanlıların başkaldırmaları olarak görmekte ve "Birinci Hindistan Bağımsızlık Savaşı", "1857 Bağımsızlık Savaşı" ve "Büyük Ayaklanma" adlarını kullanmaktadırlar.
Britanya Doğu Hindistan Şirketi'nin Hindistan'da genişleyip yayılması
Britanya "Doğu Hindistan Şirketi" Hindistan'a ilk girdiği zaman ticaret maksatları ile kurulan "fabrika alanları"'nı işletmekle uğraşmaktaydı. Ama şirketin kurduğu özel ordu ile 1757'de Plassey Muharebesi'ni kazandıktan sonra Doğu Hindistan'da bir devlet konumunu aldı. Şirketin bu yeni şekli, Şirket'in özel ordusunun 1764'te (Bihar'da) Buxar Muharebesi'ni kazandıktan sonra daha da pekiştirilmiş oldu. Bu muharebede ordusu yenik düşen günün Babür İmparatorluğu İmparatoru II. Şah Alam Şirkete Bengal, Bihar ve Orissa eyaletlerinde "vergi toplama imtiyazı" vermek zorunda kaldı. Bundan sonra Şirket yayılarak kontrolü altında tuttuğu Hindistan arazilerine liman üsleri olan Bombay ve Madras etrafındaki geniş bölgeleri de ilhak etti. 1766-1799 döneminde "Doğu Hindistan Şirketi" İngiliz-Mysore Savaşları ve 1772-1718 döneminde İngiliz-Maratha Savaşları ile Hindistan'da Narama Nehri güneyinde bulunan çok büyük toprakları kontrolü altına aldı.
Şirketin bu yayılıp genişlemesine, kontrolü altına aldığı Hindistanlı halk direniş göstermemiş değildi. 1806'da Vellore Ayaklanması sırasında "Doğu Hindistan Şirketi"'nin ordusunda bulunan hem Hindli hem de Müslüman sepoy askerler İngiliz kumanda heyetinin yeni üniformalar giyme kuralları koymasına aksi tesir göstermiş ve isyan etmişlerdi.[7]
19. yüzyıl başlarında Şirket arazilerinde Genel Vali olan Birinci Wellesley Markisi Richard Wellesey, Şirketin kontrolü altına aldığı arazileri daha hızla genişletmek için yeni bir strateji ve politika uygulamaya başladı. Bu strateji ve politika 20 yıl kadar uygulandıktan sonra Şirket'in kontrolü altındaki arazilerin hızla genişleyip hemen hemen tüm Hindistan'ı kapsaması gerçeğini ortaya çıkarttı.[8] Bu stratejinin uygulaması ilk safhasında ya Şirket ile yörel devlet idarecileri arasında bir "Alt-üst hükümdarlık tanımı antlaşması" imzalanması ile Şirket'in üst hükümdar olmasının kabul edilmesi ya da doğrudan doğruya askeri çatışma, işgal ve ilhak şeklinde yapıldı. "Alt-üst hükümdarlık tanımı antlaşması" imzalanması ile Şirketin üst hükümdarlığının kabul edilmesi politikası ile bir sıra Hindu mihraçeler ve Müslüman nevablar tarafından idare edilen "Yerli Devletler" veya "Prenslik Devletleri" ile ortaya çıkartıldı. Buna karşılık Pencap Bölgesi, Puştun Kuzey-Batı Sınırlar Vilayeti ve Keşmir'de 1849'da yapılan İkinci İngiliz-Sikh Savaşı sonunda Şirket ordusunun askeri galibiyeti neticesi olarak bu bölgeler Şirket doğrudan doğruya idare ettiği arazilerine ilhak edildiler. Ancak 1850'de yapılan bir antlaşma ile önceden ilhak edilmiş Keşmir arazileri Jamnu bölgesinde hüküm süren Dogra Hanedanı'na satıldı ve Keşmir, böylece Şirketin üst hükümdarlığı altında bir alt Prenslik Devletine dönüştü. 1801'de ortaya çıkan Nepal ile Şirket arasındaki sınır anlaşmazlıkları gittikçe ciddileşerek 1814-1816 İngiliz-Nepal Savaşları'na yol açtı. Bu savaşta Şirket ordularının galibiyeti, sonradan Britanya ve Hindistan koloni ordusunda çok özel rol oynayacak askerler olan Gurkha'ların Britanyalılar kontrolü altına geçmesine neden oldu. 1854'te Berar Bölgesi Şirket arazilerine ilhak edildi ve iki yıl sonra Avadh devleti arazileri de Şirket'e ilhak edildi. Böylece pratikte "Britanya Doğu Hindistan Şirketi" bir Britanya'dan imtiyaz almış olan şirket olmaktan çok ileri giderek, Hindistan'ın hemen hepsini kontrol eden bir özel hükümetli bir devlet şekline bürünmüş oldu.
Ayaklanmanın nedenleri
Genel görünüm
1857 Hindistan Ayaklanması, tek bir olay neticesinde ortaya çıkmış değildir ve zaman içinde birçok faktörün birleşip toplanmasından dolayı ortaya çıkmıştır.
"Sepoy"lar, Şirket'in silahlı kuvvetleri için, çoğunluğu Hindu ve Müslüman dininde olan, yerel bölgeden toparlanmış askerlerdi. Ayaklanmadan hemen önce bu Şirket silahlı kuvvetlerinde 50.000 Britanya'lı asıllı askerin yanında, 200.000 sayıda "sepoy" askeri mevcut bulunmaktaydı. Bu Şirket silahlı kuvvetleri üç "Başkanlık Ordusu"'na bölünmüş idi: Bombay Başkanlık Ordusu; Madras Başkanlık Ordusu ve Bengal Başkanlık Ordusu. "Bengal Başkanlık Ordusu"na alınan sepoy askerleri Lucknow şehri civarındaki"Avadh" bölgesinde ve Bihar bölgesinde yaşayanlardan kontrat ile toplanmakta ve askere alınacaklarda Hint kast sistemi'mi içinde, "Brahmin" ve "Rajput" gibi, yüksek kastlara bağlı olmaları şart aranmaktaydı. Hatta toplanan askerlerin mutlaka daha düşük kastlara ait olmamaları hakkında bir genelge yayınlanmış ve asker toplayıcılarının bu genelge şartlarını çok sıkı olarak uymaları emirleri hazırlanmış ve her asker toplayıcı grubun bu emirlere çok sıkı uymaları gerçekleştirilmişti. Buna karşılık, Bombay Başkanlık Ordusu ve Madras Başkanlık Ordusu için toplanan askerin kast aslına bakılması kabul edilmemişti ve bu ordulara dahil olan sepoy askerlerin yüksek kast asıllı olmaları gerekmediği için, bu ordular her türlü kasttan olan Hindistanlı sepoy askeri kabul etmekteydi.[9] "Bengal Ordusu"'nda kast sisteminin büyük rol oynaması ayaklanmaya önayak olan ilk sepoy isyanlarında önemli etkenlerden başında gelmiştir. Bu orduya katılan sepoy askerlerde sadece belirli yüksek kasta dahil olma niteliği aranmaya başlanmıştı ve bir asker için en önemli nitelikler olan fiziksel uygunluk; askeri emirlere itaat etme; emirlere karşı daima iyi tabiatlı karşılık verme; cesaret gibi nitelikler hiç asker seçiminde aranan nitelikler olmamaya başlamıştı.[9]
Warren Hastings 1772'de ilk defa "İngiltere Hindistanı Genel Valisi" olarak görevlendirildiği zaman ele aldığı ilk siyasi tedbir Şirket Silahlı Kuvvetlerinin gücünü hızla artırmak olmuştu. Fakat Warren Hastings ve Britanyalılar Plassey Muharebesi ve Buxar Muharebesi'nde Britanyalılara karşı cesaretle direnip savaşmış olan Rajput ve Awadh ve Bihar'lı olan yüksek kastlı kişileri Bengal ordusuna almaktan çekinmeye başlamışlardı. Bunun için Warren Hasting'in idaresinin ilk yıllarında ve bunu takip eden 75 yıl içinde Britanyalılar Bengal ordusu için sepoy askeri toplamak için seçilen askerlerinin daha batıda bulunan bölgelerdeki yüksek kastlı kişiler olmasını tercih etmekteydiler. Fakat bu sepoy askerleri arasında çıkacak sosyal sürtüşmeleri önlemek için, Şirket, askeri geleneklerin, toplanan askerlerin dini inançları ve ibadet uygulamaları ile çatışmasını önlemek için büyük dikkat göstermekteydi. Bunun için değişik dinde ve değişik kasta mensup olan sepoy askerleri için ayrı ayrı yemekhane ve değişik karavana sistemleri uygulamaktaydı. Ayrıca yüksek kastlı kişilerin "dinsel kirlenme"lerini önlemek amacı ile de bu askerleri Hindistan dışına göndermemeyi tercih etmekteydi ve bu şart asker alınma kontratları içinde önemli bir yer almaktaydı. Ayrıca Şirket'in "Bengal Ordusu" Hindu'ların dinsel festival ve bayramlarını kutlamalarını resmi olarak kabul etmişti. Böylece imtiyaz kazanan yüksek kastlı sepoy askerleri bu imtiyazlarının geri alınması gibi gördükleri ve imtiyazlarını ihlal eder gördükleri her yeni askeri uygulamaya karşı çıkmaya ve bu karşı çıkmalarda da çok şiddetli olarak, hatta askeri isyana varacak şekilde, protesto etmeye başlamışlardı.
Doğu Hindistan Şirketi 1856'da Awadh ülkesini eline geçirip kendilerine bağladıkları zaman, bu ülke asıllı sepoy askerleri, toprak sahibi olan sınıflardan geldikleri için, toprak üzerindeki imtiyazlarının zayıfladığını ve Şirketçe ele geçirilen ülkede toprak üzerinden alınan vergilerin artırılacağından ve artırılmaması halinde bile mevcut vergilerin daha etkin olarak toplanması ile eskisinden daha yüksek toprak vergisi vermelerini gerekeceğinden tedirgin olmuşlardı.
Diğer tarihçiler ise sepoy askerlerinin, İngiltere'den gelen Hristiyan misyonerlerin ordu komutanları üzerinde etkilerini görüp artan misyoner sayısının Britanyalıların Hristiyanlık propagandasına başlayıp Hindu ve Müslüman dininden olan askerleri Hristiyanlığa çevirmeye hazırlandıklarından kuşkulanmaya başladıklarını belirtmişlerdir. 1830'larda Hristiyan misyonerlerden olan William Carey ve William Wilberforce başarılı olarak (örneğin kocası olen Hindu dullarının kocasının cesedi ile birlikte yakılması geleneğinin kaldırılması gibi) sosyal reform tedbirlerinin uygulanmasını sağlamış olmalarına rağmen, bu "iyi Hristiyan" hareketlerinin tek bir sepoy askerinin Hristiyanlığa dönmesine önayak olduğuna dair tek bir delil ortada bulunmamaktadır. Fakat Britanyalı Hristiyan misyonerler yine de Hindistan'ı Hristiyan yapma emellerinden vazgeçmiş değillerdi.
Fakat bu genel gelişmeler yanında sepoy askerini etkileyen daha önemli askeri özel uygulama etkenleri ve askerleri tedirgin eden profesyonel askeri faaliyetler bulunmaktaydı. Doğu Hindistan Şirketi askerler tarafından çok yabancı görülen bölgelerde (örneğin 1856 Britanya-Burma Savaşı ile Burma'da veya Çin'de) faaliyet göstermesi gerekmekteydi. Açıkça bir "yabancı ülke" hizmeti olan bu askeri faaliyetler için Şirket "daha önce yaptıkları gibi" "yabancı ülke hizmeti" primlerini ve ekstra maaşları vermekteydi. Ama Şirket'in askeri başarılarından ve arazi ilhaklarından sonra bu buralardan kullandığı sepoy askerlerine bu ekstra ödemeleri yapmaktan kaçınmaya başlamışlardı. Halbuku sepoy askerleri bu ekstra ödeme ve maaşın kendilerinin bağlı oldukları kontrata göre "hukuki hakkı" olduğuna inanmaktaydılar.
Askeri tedirgin eden diğer bir mali uygulama ise yeni "Genel Hizmet Kanunu" dolayısıyla ortaya çıktı. Bu yeni kanuna göre Şirket yeni olarak silaha aldığı askerlere emekli oldukları zaman "emeklilik maaşı" vermemeyi kararlaştırmıştı. Britanyalı idareciler bu "emeklilik maaşından imtina" kurallarının sadece yani alınan askerlere uygulanacağını belirtmekteydiler. Ama Britanyalı idarecilerin daha önce Hindistanlılara karşı gösterdikleri "sözlerini tutmama" tutumlarından dolayı, Şirket idarecilerinin bu uygulamayı genelleştirip eskiden alınmış sepoy askerine de emekli maaşı vermekten imtina edecekleri sepoy askerleri arasında yaygın olarak inanılmaktaydı.
Diğer taraftan Bengal Başkanlığı Ordusu askerleri maaşlarının Şirketi'nin diğer orduları olan "Madras Ordusu" ve "Bombay Ordusu" askerlerine verilen maaşların altında olduğu gerçekti. Bu haksızlığı uygulayan Britanyalı idarecilerin diğer maaş haksızlıkları da uygulayacakları (örneğin tüm emeklilik maaşlarını vermekten çekinecekleri) sepoy askerleri arasında yaygın inanç haline gelmişti.[10]
Sepoy askerleri arasında çıkan önemli bir şikayet konusu ise Britanyalıların 25 Temmuz 1856'da yeniden yürürlüğe getirdikleri "Genel Hizmet Asker Alma Kanunu" oldu. Bengal Ordusu'na alınan askerler için o zamana kadar sadece yürüyerek gidebilecekleri bölgelerde hizmet görecekleri bir asker alma kontratı şartı idi. Bu kontrata göre alınan sepoy askerlerini yabancı ve denizaşırı ülkelerde hizmet görmeleri gerekmemekteydi. Britanyalılar Bengal Ordusunda bulunan 6 "Genel Hizmet" Taburu için alınan askerlerle yapılan kontratlarda "denizaşırı hizmet" öngörülmüştü ve ona göre değişik maaş ve bu hizmet için özel prim almaktaydılar. Yine Bengal Ordusu yanında daha küçük olan "Madras Ordusu" ve "Bombay Ordusu" için alınan askerlerin denizaşırı hizmet görmeleri hizmet kontratlarında bulunmaktaydı. Fakat "Doğu Hindistan Şirketi" ancak denizden gidilebilen "Burma" 'ya ve "Çin"'e kolonici ve istismarcı elini uzatmış ve buralarda eline geçirdiği menfaat ve imtiyazlarını korumak üzere bu bölgelere Hindistan'da bulunan silahlı kuvvetlerinden birlikler göndermişti. Bu birlikler arasında Bengal Ordusu birliklerinin bulunması bu ordunun asker alma şartlarına göre imkânsızdı. 1848-1856 dönemine "Hindistan Genel Valisi" olan "James Broun-Ramsay; 1. Dalhousie Lordu" bu ayrımı uygunsuz görüp İngiltere'deki Şirket merkezinden de pozitif yanıt alıp yeni bir "Genel Hizmet Asker Alma Kanunu" hazırlatmış ve bu kanun 1856'da yeni Genel Vali "Charles Channing" tarafından imzalanıp yürürlüğe girmişti. Bundan böyle Bengal Ordusu'na alınacak sepoy askerlerinin deniz aşırı bölgelerde de hizmet görmesi askere alma şartları arasına alınmıştı. Bu tarihten önce alınan sepoy askerlerinin bu yeni şartlara uymaları gerekmediği açıklanmıştı. Ama Britanyalı idarecilerinin Hindistanlıra verdikleri sözlerini hiç tutmadıklarını gayet iyi bilen sepoy askerleri bunda da Britanyalı idarecilere inanmamaktaydılar.[11]
Bengal ordusu sepoy askerlerinin bir diğer korkusu da eskisi gibi baba ve oğulların geleneksel olarak Hindistan Bengal Ordusu askeri olmasını Britanyalı idarecilerinin uygulamayacağı ve oğulları ve onların oğullarının eski geleneksel Bengal Ordusu hizmetine giremeyecekleri idi.
Sepoy askerlerinin bir son şikayeti ise Bengal Ordusu içinde, hizmet yılına bağlı olan, terfi meselesi idi. Bu orduya asker yazılanlar yıllar boyunca hizmet gördükçe uygun ve düzgün bir şekilde asker ve subay rütbeleri arasında terfi etmeleri öngörülmüştü ve sepoy askerleri bunun uygulanacağını düşündükleri için asker yazmayı kabul etmekteydiler. Fakat 19. yüzyıl ortasında Şirket idarecileri ordularına özellikle birçok Avrupa asıllı subay almışlar ve Hindistan asıllı terfi sırası gelmiş olan Hindistanlı asker ve subayların terfilerini geciktirmeye başlamışlardı. Bu gelişim sadece Hindistanlı sepoy askerlerinin rütbe terfilerini geciktirilmesi ile kalmamakta ve bu sepoy askerlerinin yüksek rütbeye geçme imkânlarının da önü alınmakta idi. Buna ek olarak birçok emekli edilen sepoy askeri düşük rütbelerden emekli oldukları için aldıkları emeklilik maaşları da umup beklediklerinden daha düşük olmaktaydı.[12]
Yağlı kurşun
Sivil halkın hoşnutsuzluğu
Bu ayaklanmaya katılan sivil halkında Britanyalılar idaresinde büyük hoşnutsuzlukları bulunmaktaydı. Bu konu büyük tartışmalara ve "taraflılık" ithamlarına yol açmaktadır. İngiltere ve kolonici tutumlarını kabul edenler için 1857 Hint Ayaklanması sadece bir askeri isyandır ve çeşit çeşit açıklamalar yapılarak Hindistan sivil halkının hoşnutsuzluğu ya hiç ele alınmamaktadır veya hoşnutsuzluklara özel şahsi garez olarak açıklanmaktadır. Diğer taraftan Hindistan milliyetçileri ve Marksist politikacı ve tarihçiler bu ayaklanmayı bir halk hareketi; bir sınıf savaşı; bir ülkenin kolonicilere karşı direnmesi ve bağımsızlık kazanması içinde bir büyük aşama olarak görmektedirler. Burada tarafsızlık prensipleri uygulanmasına mümkün olduğu kadar çalışılacaktır ama bu tutumun devamlı tenkitlere de uğrayacağı gayet tabi olduğu kabul edilmektedir. Gerçek veriler incelenirse 1857 Hint Ayaklanması'na sivil halkın katılmasının geografik olarak homojen olmadığıdır. Örneğin birbirine komşu olan "Muzaffarnagar" ile "Meerut" bölgeleri verilebilir. "Muzaffarnagar" bölgesinde Şirket tarım enfrasturukturine destek verip sulama tesisleri yaptırmıştı; bu nedenle bölgedeki halk nispeten zengindi; Şirket idaresinden memnundu ve bu bölgede ayaklanma sırasına hiçbir çatışma olmamıştı. Ama bu arazilere komşu olan Meerut bölgesi ayaklanmanın nüvesini sağlamıştı.[13]
Özellikle isyana katılan hoşnutsuz sivil halk üç değişik kısımdan ele alınabilir:
- devlet idarecilerin ve soyluların hoşnutsuzlukları'
- kırsal alanlarda büyük toprak sahiplilik hakları olanlar;
- köylüler.
İsyana katılan devlet idarecileri
İsyana katılan sivil devlet idarecileri Şirket'in ilk "Hindistan Genel Valisi" Dalahousie tarafından ortaya konulan "Hak Kaybetme Doktrini (Doctrine of Lapse)" uygulanmasından çok şikayetçilerdi. Bu doktrine göre Şirket bir bölgeyi arazisine ilhak ettiği zaman veya bir antlaşma ile Doğu Hindistan Şirketi bir üst idareci devlet olarak kabul edildiği zaman eski veraset usulleri uygunlaması genel olarak sona ermekte ve haklar Doğu Hindistan Şirketi eline geçmekte idi.
Bu hakların kaybedilmesi özellikle bir devlet idarecisinin haklarının devlet idarecisinin erkek oğul varisi olamadığı hallerde; yani doğrudan baba-çocuk arasında "vareset" ile mirasçı veya veriş olmazsa; Şirketin o devlete ait topraklar üzerindeki idarecinin haklarını ve devlet idaresini eline geçirmesiydi. Bu çok şikayet doğurmakta idi. Hindistan'da geleneksel olarak doğrudan doğruya varisi olmayan devlet idarecileri idarecilik haklarını "evlatlık" olarak edindiklerine geçirmekte idiler. Bu yeni doktrinle Hindistanlı idareciler ülkelerinin idaresini miras olarak verme ve devretme haklarını kaybetmekte idiler. Şirket bu yeni doktrini kullanarak prenslik devletleri olan Satara (1848); Jaipur ve Sambalpur (1849); Nağpur ve Jhansı (1854); Thanjavur Maratha Krallığı (1855); Arcot (1855); ve Udaipur (1856) devletlerini ilhak etmişti.
Ayrıca Şirket, Avadh devletini 1856'da hükümdarının idare gücününü kötüye kullandığını iddia ederek "Hak Kaybetme Doktrini" kullanarak Avadh'i işgal edip ilhak etmişti.
Şirketin bu doktrini kullanarak eline geçirdiği arazilerden yıllık 4 milyon sterlin ekstra gelir kazanmayı başardığı belgelenmiştir.[14]
Hint Ayaklanması'nın baş idarecilerinden olan Nana Sahib "Maratha Konfederasyou Devleti" 'nin Peşvak adlı devlet başkanı olan "Baji Rao II"'nın resmi evlatlığı olup onun mirasçısı idi. Britanyalı Şirket bu devlet arazilerini ilhak etmiş; bunlara karşılık olarak Peşvak olan Baji Rao II'ya yılda £80.000 emeklilik maaşı taahhüt edip onu sürgüne göndermişti. Fakat Bajı Rao II sürgünde ölünce varisi olan Nana Sahib'e ne Şirket'in eline geçirdiği toprak hakları verilmişti ne de bunlara karşılık Şirket'in vermeyi taahhüt ettiği yıllık emeklilik maaşı verilmişti.[15]
Diğer bir soylu ayaklanma idarecisi Jhansı devletinin "Rana" adlı hükümdarının karısı olan "Rana Lakshmi Bai" idi. Bu kadın Jhansı Miharacesi olan Gangadhar Rao ile evlenmiş; çocukları öldükten sonra Miharece'nin kuzeninin oğlu olan Dumadar Rao'u evlat edinmişler ve onu mihraçe varisi olarak kabul etmişlerdi. Miharece ölünce Şirket bu veraseti "Hak Kaybetme Doktrini"'ni kullanarak kabul etmemiş; Dumadar Rao'yi mihraçe yapmamış ve bu devleti ilhak etmişti. Şirket mihraçenin dul karısı olan "Rana Lakshmi Bai"'yi de mihraçenin resmi ikameti olan kale/saraydan ayrılmasını emretmiş ve güya ona bir teveccüh olarak yıllık 40.000 rupi maaş vermeyi kabul etmişti.[16]
Şirketin "Awadh"' devletinin idarecisini kötü idarecilik ile itham edip bu doktrini uygulayıp "Awadh" ülkesini kendi askerleri ile işgal edip devleti ilhak etmesi ise bütün Hindistan prenslik devlet idarecilerini büyük endişeye sokmuştu. Awadh ülkesinde Şirketin bu politikası bu ülkedeki sadece devlet idarecilerinin değil; tüm soyluların ve toprak üzerinde hakları olanların ayaklanmaya katılmasına yol açmıştı.
Ayaklanmanın başlaması
Ayaklanma
Ayaklanma bastırılması sonuçları
Kaynakça
- Bose ve Jalal (2003) say.88–103
- Bandyopadhyay (2004), say. 169–172, Bose ve Jalal (2003), say. 88–103; Brown(1994), say. 85–87 ve Metcalf ve Metcalf (2006), say. 100–106
- Spear (1990), say.=147–148}}
- Bandyopadhyay (2004) say177; Bayly (2000) say.357
- Brown (1994) say.94
- Bayly (1990) say.194–197
- http://www.hindu.com/mag/2006/08/06/stories/2006080600360400.htm 10 Mayıs 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. The Hindu Ağustos-2006
- Ludden (2002), say.133
- Mazumder, Rajit K. (2003), The Indian Army and the Making of the Punjab, Delhi: Permanent Black, ss. 7-8, ISBN 81-7824-059-9
- Gregory Fremont-Barnes (2007), The Indian Mutiny 1857–1858, Essential histories , Osprey, s.25 (İngilizce)
- Philip Mason, A Matter of Honour – an Account of the Indian Army, its Officers and Men, , ISBN 0-333-41837-9, s. 261
- James Lunt (ed) From Sepoy to Subedar – Being the Life and Adventures of Subedar Sita Ram, a Native Officer of the Bengal Army', ISBN 0-333-45672-6, s. 172 (İngilizce)
- Brown (1994)' s.=92}}
- Wolpert, Stanley. (1989) A New History of India (3rd ed), s. 226-28. Oxford University Press.
- Kanpor olayları ve başliaca nedenleri hakkında websitesi
- Bandyopadhyay (2004) s.172; Bose (2003), s.91; Brown (1994) s.92
Ayrıca bakınız
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta 1857 Hint Ayaklanması ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |