Arkhe
Arkhe (ἀρχή) (Yunanca'da "başlangıç," "ilk"), Batı felsefesinin ve Sokrates öncesi Eski Yunan Felsefesinin en önemli kavramlarından biri. Felsefenin ana disiplini sayılan metafiziğin ve genellikle Bilimin, özellikle de fizik biliminin gelişmesinde önemli rolü olmuştur.
Sözcük, felsefe geleneği içinde, "fizikçiler" de denen, Batı Anadolu kıyılarındaki kentlerde yaşamış Sokrates öncesi filozofların kullanımlarıyla, "ilke", "temel", "ana madde" anlamlarını kazanmıştır.
Bilinen tarih içinde sözcüğü felsefi anlamda ilk kullanan, Batılı anlamda ilk filozof sayılan Thales'tir. "Her şeyin arkhe'si su'dur" düşüncesini dile getirmesiyle felsefenin kurucusu sayılan Thales, sözcüğü, her şeyin "ana madde"si, "dayandığı ilk", "çıktığı kaynak" gibi anlamlarda kullanıp, doğayı ve doğadaki gelişmeleri kendi içlerinde bulunan, doğaötesi açıklamalar gerektirmeyen bir kaynağa geri götürme çabasıyla, aynı zamanda bilimsel düşüncenin de öncüsü sayılır. Felsefe geleneği içinde, Thales'in bu düşünceye, yüksek dağlarda bulduğu deniz canlısı fosillerinden yola çıkarak, vardığı söylenir.
Geleneği sürdüren Thales'in öğrencisi ve izleyicisi Anaksimandros, varlığın arkhe' sini nitelemek için "su" gibi belirgin bir madde yerine, soyut bir kavram kullanır: apeiron. "Sınırsız", "sonsuz", "belirsiz" gibi anlamlara gelen bu kavram, Anaksimandros'un kullandığı tümceler içinde şöyle aktarılmıştır: "Varolan şeylerin arkhe'si apeiron'dur. Ama doğumları nereden gelmişse, ölümleri de zorunlu olarak oraya gider.".Daha sonra Anaksimendros'un genç yoldaşı Anaksimenes arkhenin hava olduğunu, kosmosun, düzenli evrenin, havanın sıkışıp genişlemesiyle meydana geldiğini söyler.
Bu düşünceyle bir yandan, bir düzen barındıran evrenin (kosmos) süreçlerden oluştuğu ve bunların düzenli bir biçimde yinelenerek sürüp gittiği gibi bilimsel bakışın temel bir varsayımı ortaya konmakta, bir yandan da düşünce tarihine metafizik düşüncenin temel bir bakış biçimi, olup bitenlerin temelinde hangi olumlu ya da olumsuz niteliklerin bulunduğunu ve dünyanın bir bütün olarak nasıl bir değer taşıdığını görme çabasını içeren bakış biçimi katılmaktadır. Öte yandan arkhe'nin yalnızca bir "ilk" kaynak değil, aynı zamanda değişimlerin temelinde yatan bir "ilke" olduğu düşüncesi de ilk kez belirmektedir.