Bulgar direniş hareketi
Bulgar direniş hareketi, Bulgaristan'ın müttefiki Nazi Almanyası'nın Sovyetler Birliği'ni işgal etmesine tepki gösteren komünistlerin oluşturduğu direniş hareketi. Bazı bölgelerde Rus göçmenlerde bu harekete katıldı.
Bulgar direniş hareketi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
II. Dünya Savaşı | |||||||
Bulgaristan'nın Tran kentindeki heykel | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Bulgar partizanlar |
Bulgaristan Almanya | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Georgi Dimitrov Tsvyatko Radoynov Emil Markow † Kristo Mihailov † |
III. Boris Teodosi Daskalov Nikola Mihov Rusi Rusev Nicolas Geshev | ||||||
Güçler | |||||||
Aktif olarak 7000 partizan | 100.000 asker | ||||||
Kayıplar | |||||||
2740 partizan öldürüldü |
Arka planı
Almanların Avrupa'da etkisi arttıkça ülkelerde faşist hükûmetler kuruluyordu. Bunun bir örneği Bulgaristan'da olmuş ve Çar III. Boris, 1940 başlarında faşistlerden oluşan bir hükûmet kurup başkanlığına da Alman hayranı Prof. Bogdan Filov'u getirmiştir. Kurulan yeni hükûmet halka yönelik anti-demokratik önlemler almaya başladı. Nisan’da Sivil Seferberlik Yasası ilan edildi. Ülkede Almanların etkisi yaz aylarında ülkeye gizlice gelen Alman askeri ile artmaya başlıyordu. Etkinin artmasıyla Faşist gençlik örgütleri kurulmuş ve bunlar “Brannik” adı altında toplanmıştı. Bunun yanında 1941 başında toplama kampları kurulmaya başlatılmıştı.
Tepkilerin artması
Bu önlemler aslında anti-faşist hareketin gelişip güçlenmesini önlemeye yönelikti. Bulgaristan İşçi Partisi ise ülkede gizli olarak bulunan Alman faşistlerinin derhal kovulması ve Sovyetler Birliği ile yardımlaşma anlaşmasının imzalanması sloganlarını yükseltiyordu. Yapılan propaganda sonucunda, sanayi ve tarım işçilerini, geniş halk yığınlarını harekete geçirmiş ve binlerce kişinin katıldığı gösteriler ve grevler örgütlemişti. Bu gösteriler o kadar artmıştı ki, 1 Mayıs 1940'ta işçi gösterileri ve grevleri yasaklanmış, greve katılanlara 8 yıla yaklaşan ağır hapis cezaları verilmişti. Bunun yanında Bulgaristan, Almanya ile birlikte Yugoslavya’yı daha sonra da Yunanistan’ı istila etmeye başladı. Bunun sonucunda Bulgaristan, Trakya ve Makedonya'da toprak kazandı. Ancak Bulgar halkı bundan memnun değildi. sosyalistlerin öncülüğünde halk Yugoslav ve Yunan savaş esirlerine yardım ve onları kurtarmaya yönelik çalışmalar organize ediliyordu.
Propaganda
23 Temmuz 1941 tarihinde komünistler yasa dışı olarak bir radyo istasyonu kurdu. Adı da "Hristo Botev"di ("Христо Ботев"[1].) 7 Ekim 1941 yılında ise komünistler yasa dışı olarak ikinci bir radyo istasyonu kurdu. Bunun adı da "Naroden glas" ("Народен глас".)
Direnişçiler ayrıca yasa dışı olarak gazeteler çıkararak propagandayı büyüttüler. Bunlar[2]:
- Rabontnichesko delo (Работническо дело)
- Naroden drugar (Народен другар)
- Naroden glas (Народен глас)
- Istina (Истина)
- Naroden partizanin (Народен партизанин)
- Partizanska borba (Партизанска борба)
- Otechestven front (Отечествен фронт")
Barbarossa Harekatı'ndan sonra
Bütün bunların yanında Almanlar Barbarossa Harekâtı ile Sosyalist Anayurda karşı bir cephe açmış bulunuyordu. Harekâttan 2 gün sonra yani 24 Haziran 1941’de Bulgaristan İşçi Partisi bir oturum düzenledi. Bu oturumda Alman yanlısı hükûmete karşı silahlı mücadele kararı alındı. Mücadele biçimi olarak partizan eylemleri olarak belirlendi. Burada dikkati çeken nokta savaş için hazırlıkların hızlı bir şekilde yapılmasıdır. Sadece iki gün sonra ilk partizan grubu kurulmuştu bile.İlk gerilla grubu "Cheta"dır. Bu grup Razlog'da 26 Haziran 1941 yılında kuruldu. ilk partizan komutanı Nikola Parapunov'dur. İkinci grup Ağustos 1941'de kuruldu. İlk gerilla müfrezeleri nispeten küçük idi. Ve bu müfrezelerin ilk oluştuğu yerler Pirin, Rodop ve Sredna gora dağlarıydı. Bulgaristan'da bilinen ilk partizan İvan Kozarev oldu. Partizan grupları üç veya beş, bazen daha fazla kişiden oluşan savaş ve sabotaj grupları ile silahlı faaliyet yürütmeye başladı. Polisin resmi kayıtlarına göre yürütülen silahlı faaliyetler 1941 ortalarından 1942 sonuna kadar beş yüzden fazlaydı. Bunun yanında işçiler, kendi hakları ve talepleri için de eylemler düzenliyor, birçok işyerinde grev ilan ediyorlardı.
Direnişin ilk yılında ağırlıklı olarak silah, giysi ve yakıt depoları, iletişim, fabrikalar ve ulaşım hatlarının kundaklaması ve yıkımı da dahil olmak üzere eylemler, gerçekleştirildi. Partizanlar, faşist Bulgar siyasetçileri, ordu ve polis liderlerini ve Wehrmacht memurları öldürüldü.
Ordu içerisindeki faaliyetler
Silahlı mücadelenin dışında Bulgaristan İşçi Partisi, ordu içerisinde de faaliyet yürütüyordu. Başlangıçta Doğu Cephesi'ne tek bir asker vermeyelim ve Yugoslav partizanlarıyla kardeş olalım sloganlarıyla ordu içerisinde faaliyetlerine başlatıldı. Bu slogandan sonra orduda hükûmet karşıtı propaganda başlatıldı.
Diğer ülkelerdeki partizanlara destekler
Bulgaristan'nın işgal ettiği Yunanistan ve Yugoslavya'daki partizan hareketlerini destekleme çağrısı yapıldı. Yapılan propagandanın pek çok asker üzerinde olumlu etkisi oluyordu. Savaşmak için giden Bulgar askerleri Yugoslav partizanlarına birlikler halinde katılıyor, yine aynı amaçla gönderilen kimi Bulgar askerleri Yunanlarla iş birliği yapıyordu. Hatta Yunan partizanlara katılan bazı askerler Yunan direnişinin en önemli aktörü olan Yunanistan Komünist Partisi'ne katılıyordu.
Emre itaatsizlik olayları
Bunun yanında birçok asker siyasi mültecilerle karşılaştığında görmezlikten geliyor ve emre itaatsizlik ediyordu. Askerlerin dışında astsubaylarda üst kademelerden gelen emirlere itaatsizlik ediyordu.
Ordudan partizanlara katılanlar
Yapılan faaliyetler sonucunda önemli ölçüde ordudan partizanlara katılımını sağladı. Böylece silah konusunda sorun yaşayan partizanlar bu katılımlar ile bu sorunu hafifletti. En önemli asker-partizan komutanlar Ditcho Petrov ve Atanas Rusev'di.
Hükümetin tepkisi
Orduda meydana gelen olaylar hükûmetin tepki vermesine yol açtı. Bu propaganda hareketini yürüten Bulgaristan İşçi Partisi üyelerine operasyonlar düzenliyor ve yakalanan komünistler ağır cezalara çarptırıldı. Bu operasyonlara toplam 100.000 polis katılmasına rağmen bu faaliyetler durmamıştır. Hatta operasyonlara katılanların bir kısmı partizanlara katıldı. Bunun sonucunda Çar Boris, Nisan 1942’de Bogdon Filov’un başkanlık ettiği hükûmeti düşürdü. Bulgar ordusu artık devletin ordusu olmaktan çıkıyordu. Tran, Rodop ve Sredna gora'da partizanlar, hükûmeti daha da tehdit eder duruma geldi.
Vatan Cephesi'nin kuruluşu
Bulgaristan'daki faşist hükûmete karşı mücadeleyi yürüten partiydi. 1941 yılının sonbaharında Bulgaristan İşçi Partisi, bütün anti-faşist gençleri Vatan Cephesi’nde birleşmeye çağırıyordu. Parti bununla yetinmedi. 17 Temmuz 1942’de, kendilerine ait olan ve yurt dışından yayın yapan ‘Hristo Botev’ radyosu cephenin programını ilan ediyordu. Program on iki maddeden oluşuyordu. İlk beş madde; Bulgaristan’ın savaş katılmasına izin verilmemesi ve ülkeye gelen işgalci kuvvetleri çıkarılması; faşist devletlere yiyecek ve ham madde satışının durdurulması ve başta Sovyetler Birliği olmak üzere Balkan halkları ve barış yanlısı devletlerle dostluk ve dayanışma kurulmasına ilişkin konular yer alıyordu. Son yedi maddede ise; faşizme karşı savaşta esir alınanların serbest bırakılmaları, halkın siyasi hak ve özgürlüklerinin geri verilmesi, ordunun faşizmin bir askeri gücü olmaktan çıkarılması, bütün sivil-faşist örgütlerin kapatılması, Bulgaristan’ın ve Bulgar halkının özgürlük ve bağımsızlığının sağlanması gibi maddelere yer veriliyordu.
Hükümetin ele geçirilmesi
2 Eylül 1944 yılında Kızıl Ordu'nun ilerlemesi üzerine Alman yanlısı İvan Bagryanov istifa etti. Bunun üzerine batı yanlısı bir iktidar kuruldu. Hükûmet orduya Kızıl Ordu ile mücadele etmemesini emretti. Ardından Wehrmacht'a ülkeyi terk etmesini istedi. Wehrmacht ise bunu reddetti. Sağcı hükûmet komünistlere bakanlıklar sundu.
Teklifi kabul etmeyen Komünistler eyleme geçti. 6-9 Eylül 1944 yılında partizanlar, 170 köyü ele geçirdi. Partizanların komutanı Terpeshev, sadece dağlarda değil kentlerde hatta bütün iktidarı ele geçirebilmek için emir yolladı. 8/9 Eylül'de ordu içerisindeki devrimciler ile partizanlar hükûmeti ele geçirdi.
Ardından yeni oluşturulan devrimci hükûmet batı ve kuzeybatı sınırında konuşlanan Wehrmacht kuvvetlerine karşı taarruza geçti. Partizanlarda operasyona katıldı. Sonuçta Almanlar ülkeden çıkarıldı. Daha sonra ordu, Almanlarla birlikte işgal edilen topraklardan geri çekildi (Yugoslavya ve Yunanistan.)
Burada direnişin zafere ulaşmasından sonra buradaki bazı partizanlar Slovak partizanların yanında savaşa girmiştir[3][4]. Bu gruba girmeyenlerin bir kısmı ise Kızıl Ordu'ya yazıldı. Yazılanların 153'ü öldürüldü[5].
Partizanların verileri
Tarihçilere göre partizanların sayısı nihai sayısı 30.000 di.
Ayrıca toplama kamplarından kaçan insanlarda partizanlara katıldı. 68 Sovyet vatandaşı vardı. Ayrıca birkaç Sırp, ve bir Çek partizanda bu harekete dahildi.
Eylül 1944 başında 9 tane partizan tugayı vardı. 37 tane partizan birimleri mevcuttu.
Partizanlar, 1941 ve 1944 yılları arasında Hükûmet ve Alman kuvvetleri ile çarpışmalarında 2 740 partizan, işkence, infaz sonucu ya da çıkan çatışmalarda öldürüldü.
Kaynakça
- Говори радиостанция «Христо Ботев» (23 юли 1941 — 22 септември 1944). т. 1 — 7. София, 1950—1952
- Болгария // Советская историческая энциклопедия / редколл., гл. ред. Е.М. Жуков. том 2. М., Государственное научное издательство «Советская энциклопедия», 1961. ст.522-563
- Л.Н. Бычков. Партизанское движение в годы Великой Отечественной войны в 1941-1945 (краткий очерк). М., "Мысль", 1965. стр.385
- Й. Долежал, Й. Грозиенчик. Международная солидарность в Словацком национальном восстании 1944 года // журнал "Вопросы истории", № 7, 1961. стр.73-79
- А.П. Барбасов, В.А. Золотарев. О прошлом во имя грядущего. Традиции российско-болгарского боевого содружества. М., "Мысль", 1990. стр.229