Buzul jeomorfolojisi

Buzullar kendi ağırlığı altında yavaş yavaş hareket eden sıkıştırılmış kardan oluşan büyük buz kütleleridir. Buzullar şekillerine ve altındaki topoğrafyaya göre; örtü ve küçük örtü (takke) buzulları ve şelf buzulu olarak sınıflandırılırlar.[1]

Beardmore Buzulu, Antarktika.

Buzul tipleri

Vadi (Alp tipi) buzulları: Yüksek dağlık bölgelerde binlerce nispeten küçük buzul mevcut olup bunlar genellikle daha önce akarsuların bulunduğu vadileri takip ederler. Daha önce bu vadilerde akan akarsuların aksine buzullar belki günde sadece birkaç santimetre kadar yavaş ilerler. Bulundukları yer nedeniyle bu hareketli buzul kütlelerine vadi buzulu veya Alp tipi buzul denir.[2]

Antarktika'nın uzaydan çekilmiş bir görüntüsü.
Perito Moreno Buzulu, Patagonya, Arjantin.

Örtü buzulları: vadi buzullarının aksine örtü buzulları çok daha büyük boylara sahiptir. Geçmişte birçok buzul örtüsü olmasına karşın sadece iki tanesi varlığını sürdürmüştür. Kuzey Yarım Küre’de Grönland ve Güney Yarım Küre’de büyük Antarktika buz örtüsü. Büyük boyutları nedeniyle bu buzullar kıtasal örtü buzulları olarak adlandırılmıştır.[2]

Takke buzulu: Platoları ve dağların yüksek kesimlerini tamamen örten buzul kütlelerine takke buzulu denir. Örtü buzullarına benzerler ve bulundukları alanı tamamen örterler fakat kıtasal ölçekte örtü buzullarından daha küçüktürler.[2]

Saçak buzulları: Genellikle takke buzulları ve örtü buzulları saçak buzullarını beslerler. Buz dili şeklinde saçak buzullar, büyük buz kütlelerinin kenarlarından dışarıya doğru uzanan vadilerden aşağıya doğru akış gösterirler. Bu diller aslında takke buzullarından veya örtü buzullarından çıkıp dağlık araziden denize doğru gerçekleşen buz hareketi olup bir tür vadi buzullarıdır.[2]

Dağeteği (Piedmont) buzulları: Vadi yamaçlarıyla sınırlandırılan bir ya da daha fazla vadi buzulu birleşip sarp dağların etek kısımlarındaki, geniş düzlükleri işgal ederler. Burada ilerleyen buz geniş bir yelpaze oluşturacak şekilde yayılır.[2]

Buzulların aşındırma yöntemleri

Çeşitli ve farklı boyutlardaki buzul aşınım şekillerinin meydana gelmesinde birbirinden farklı aşındırma yöntemlerinin rol almış olduğu düşünülmektedir. Aslında bütün buzul aşındırma şekilleri üç temel süreç ile gerçekleşmektedir. Bunlar; buzul abrazyonu, buzul koparması, buzul altı drenajı etkinliği.[3]

Buzul abrazyonu Buzul ağırlığının zemine yaptığı basınç kuvveti ve hareketi sırasındaki sürtünme kuvveti ile taşıdığı malzemeleri kullanarak zeminde, yamaçlarda çizme, törpüleme, zımparalama etkisi yapar. Bu olaya buzul abrazyonu adı verilir. Bu olayda ağırlıktan kaynaklanan sıkıştırma basıncı ne kadar güçlü olursa zemindeki çizilmeler o oranda derin, törpülenme o derece şiddetli olur.[3]

Buzul koparması Buzul abrazyonundan farklı olarak, buzulun hareketi sırasında şekil ve büyüklüğünün belli formatı olmayan bir parçanın ya da parçaların ana karadan koparılıp-sökülüp götürülmesi şeklinde gerçekleşir. Buzul abrazyonu için çizme görevini üstlenen malzemeye gereksinim varken, genellikle sökülme, sürüklemede bu tür bir ihtiyaca gerek yoktur. Sökülme- sürükleme işlemi zemini oluşturan kayanın cinsine de bağlı olarak kabaca iki safhada gelişir. İlk safhayı; buzullaşma öncesi ya da buzul örtüsü altında ana kayanın yüzeyinden itibaren çatlamaların olması ve kayanın dış yüzeyinin zayıflaması, enkaz meydana gelmesi oluşturur. Sonraki aşama ise, zayıflayan parçanın buzul içine dahil edilerek veya edilmeyerek, sürüklenerek taşınmasıdır.[3]

Buzulaltı direnajın etkinliği Buzulaltı direnaj etkinliği sıcak tabanlı ılıman buzulların altında yıllık sıcaklık değişikliklerine bağlı olarak meydana gelen buzul erimelerinden kaynaklanmaktadır. Ilıman buzulların tabanında büyük oranda buzul erime suyu oluşur. Buzul tabanında meydana gelen erime suyu buzul aşındırmasında birkaç yolda etkili olur. Bunlardan biri; erime suyunun enkaz içinden geçip, ana kaya çatlaklarına sızarak orada donma-çözülme marifeti ile mevcut çatlakları genişletme ve derinleştirme, yeni çatlaklar oluşturma rolüdür. Erime suyunun diğer bir rolü ise, tabansal kayma şeklindeki buzul hareketine imkân vermesidir. Böylece, tabansal kaymanın etkinliği artar ve aşındırma taşıma faaliyetleri şiddetlenir. Buzulaltı drenajın bir başka etkinliği ise basal zon adı verilen buzulun taban kısmında enkaz içindeki kil, silt ve kum gibi ince taneli malzemelerin taşınmasını sağlamasıdır.[3]

Buzul aşındırmasında etkili olan faktör

Buzul aşındırmasında etkili olan faktörler; zaman, yatak eğimi, ana kayanın yapısal özellikleri, çizilen malzemenin sertlik derecesi, buzulun kalınlığı, buzulun hareket hızı, buzul altı malzeme temini ve buzul tabanının sıcaklığı gibi faktörlerdir.[3]

Buzulların oluşturduğu aşınım şekilleri

Nunatak, Antarktika.

Üç temel buzul aşınım faktörünün kontrolü altında oluşan buzul aşınım şekillerinin büyüklükleri dikkate alınarak; küçük aşınım şekilleri ve büyük aşınım şekilleri olarak iki aşınım şekli sınıfı oluşturulmuştur[3].

Küçük aşınım şekilleri Büyük aşınım şekilleri
Buzul çizikleri

Buzul cilaları

Çentikler

Oluklar

Kanallar

Çukurlar

Piramidal zirve

Asimetrik tepeler, sırtlar ve hörgüç kayalar

Aret

Eşik ve sürgü

Yatak içi çukurlar ve göller

Nunatak

Sirk

Tekne vadi

Asılı vadi

Üçgen yüzeyler

Basamaklar

Fiyordlar

1. Küçük aşınım şekilleri

Genellikle boyutları metre ölçeğinden daha küçük olan buzul aşınım şekilleridir.[3]

Buzul çizikleri: Buzullar doğrudan ağırlıklarıyla çizme etkisi yapamazlar, bünyesinde taşıdıkları kaya parçalarının kenar ve köşeleri zemindeki ya da yamaçlardaki ana kayaya sürter veya bazen de buzul içindeki bu parçalar birbirine sürtünürler. Buzulun bu hareketi sonucunda ortaya çıkan aşınım şekillerine buzul çizikleri adı verilir.[3]

Buzul cilaları: Buzul cilaları, buzulun çok yoğun olarak ince çizikler yapmak suretiyle meydana getirdiği bir aşındırma şeklidir. Çiziklerin ince ve çok olması kaya yüzeyinin belirgin aşınım izlerinden yoksun, pürüzsüz bir satıh haline gelmesine neden olur.[3]

Çentikler: Değişik boyutlarda ve şekillerdeki çentikler buzul çizikleri ve cilalı yüzeylerle iç içe birlikte bulunurlar. Çizilmeye neden olan sürtünme kuvveti ve çizen unsurların etkisiyle ana kaya üzerinde oluşan, kabuk ya da plaka şeklindeki kopmalarla meydana gelir.[3]

Oluklar: Sert ana kaya yüzeyinde açılan çizgisel aşınım kanallarıdır. Genişlikleri ve derinlikleri cm, uzunlukları ise metreler ile ifade edilen yiv karakterindeki örnekler (buzul aşınım yivleri) buzul kökenli erozyonal oluşumun önemli türünü oluştururlar. Buzul aşınım yivlerinde çizmenin izleri çok belirgindir.[3]

Kanallar: Sert ana kaya üzerinde buzul hareketi sırasında meydana gelen farklı boyut ve şekillerdeki aşınma şeklidir. Gelişmiş alanların iki metreye kadar derinliklerde, birkaç on metreden yüz metreye kadar uzunluklarda olabilir. Oluşumlarında buzul altı drenajı da etkili olabilir ve buzul yatağı ana kayası yüzeyinde kanal açılabilir.[3]

Çukurlar: Buzul altı drenajının yaygın erozyonal etkilerinden biridir. Buzul yatağında, buzul tabanındaki su hareketlerinin ana kayda açtığı, yuvarlak şekilli, dik kemerli, derin, flüviyoglasiyal aşındırma şekilleridir. Buzul altı drenajı ile taşınan malzemelerin ana kaya yüzeyindeki bir çentik ya da kopma oyuntusu içindeki dairesel hareketi ile bir aşıma meydana getirirler. Bu aşınma bir oyma şeklinde, zamanla derine doğru gelişir.[3]

2. Büyük aşınım şekilleri

Nigardsbreen Buzlu ve buzul vadisi, Norveç.

Bunlar buzulların ana kaya üzerinde meydana getirdikleri, boyutları onlarca metre hatta kilometrelerle ifade edilen aşınım şekilleridir.[3]

Pramidal zirve, İsviçre.

Piramidal Zirve: Bir dağın farklı yamaçlarında oluşan üç ya da daha fazla sayıdaki sirkin, dağın yamacını geriye doğru aşındırması ile piramidal zirveler meydana gelir.[3]

Sirk, Yosemite Milli Parkı.

Sirk: Dağ buzullarında birikim zonu olarak kabul edilen neve safhasında, basit bir kar birikimi yamaçta tutunur ve zamanla hacmi artar, niteliği değişir. Başlangıçta nivasyon sirki durumundadır. Daha sonra, nivasyon sirki içindeki kar örtüsü zamanla neve buzu ve buzul buzu kütlesine dönüşür. Bu kütlenin zeminle uyguladığı ve ağırlığından kaynaklanan sıkıştırma basıncı ve neve buzunun buzul buzuna dönüşüp harekete geçmesi zeminde kuvvetli bir buzul aşındırması yaratır. Aşındırma daha çok buzul çanağının derinleşmesi ve çanağının çapının büyümesi şeklinde gerçekleşir. Sirkin derinleşmesi ve giderek çapının büyümesi yamaç profili nedeniyle buzul çanağına hilal şeklinde bir görünüm kazanmasına neden olur.[3]

Aret: Dağ buzullarında sirkleri ve buzul vadilerini birbirinden ayıran bıçak sırtı ya da testere ağzı gibi keskin kenarları sırt veya morfolojik duvarlardır.[3]

Eşik ve sürgü: Buzullaşmanın ileri aşamalarında, buzul, çanağını genişleterek aretleri aşındırır. Sirkleri birbirinden ayıran keskin kenarlı yükseltiler buzul erozyonu ile yuvarlaklaştırılır ve sirklerin arasındaki alçak yuvarlak sırtlar, eşikler haline gelir. Bu gelişme özellikle basamak sirklerde çok sık gerçekleşir. Eşikler, sirkleri birbirinden ayıran yükseltiler olmasına karşın, sürgüler de buzul vadileri veya örtü buzulu sahalarındaki, çevrelerine göre alçak çukurları birbirinde ayıran, onların arasındaki sırtlardır.[3]

Asimetrik tepeler ve sırtlar: Buzulun, bir sırtı ya da ana kaya çıkıntısını aşarken gerçekleştirdiği farklı aşındırma yöntemleri nedeniyle asimetrik sırtlar oluşur. Asimetrik sırtların yüzey özelliklerinde de farklılıklar görülür. Buzulun sırt ile ilk temas ettiği yamaçta pürüzsüz, düz bir yüzey oluşurken, sırtın aksi yönündeki yamaçta pürüzlü ve dik bir yüzey meydana getirir.[3]

Hörgüç kayalar: Hörgüç kaya da bir tür asimetrik sırttır. Ancak boyutları daha küçüktür. Hörgüç kayalar, buzulların buzul yatağı içindeki ana kaya çıkıntılarının ilerleme istikameti doğrultusunda törpüleme yapması ile oluşan asimetrik ve yüzey deformasyonları farklı olduğu küçük engebeliklerdir. Değişik şekil ve boyutlarda olabilir.[3]

Sirk Buzulu, Lower Curtis Buzulu, Cascartes Miili Parkı.

Yatak içi çukurlar ve göller: Özellikle vadinin aşınıma karşı dirençsiz kayalardan oluşan bölümlerinde donma ve çözünme ile bir ayrışma faaliyetini gerçekleştirir. Ayrışma ürünü enkazın buzul tarafından taşınması ile vadinin bu bölümünde ana kaya içinde çukurlar meydana gelir. Vadi tabanındaki bu çukurlar daha sonra su ile dolarak göllere dönüşebilir.[3]

Tekne vadi, Noatak Nehri, Alaska.

Tekne vadiler: ‘’U’’ şekilli tekne vadiler karakteristik buzul vadileridir. Buzullaşma öncesi interglasiyal veya interstadial döneme ait ‘’V’’ şekilli akarsu vadileri, buzullaşma koşulları etkin olduğunda, morfoloji ve eğim özellikleri nedeniyle buzullar tarafından işgal edilir. ‘’V’’ şekilli vadi içine yerleşen buzul zamanla vadiyi yana ve derine aşındırarak ‘’U’’ şekilli bir profil kazandırır. Buzulların erimesiyle birlikte vadi içinden buzullar çekilir ve U şekilli tekne vadi ve ana buzula eklenen yan buzul kolların açtığı vadiler ise asılı vadi olarak ortaya çıkar.[3]

Asılı vadi: Asılı vadiler, ana buzul vadisine bağlanan yan kolların açtığı buzul vadileridir. Asılı vadilerin genişlikleri ve derinlikleri ana buzul vadisinden daha küçük olup, yan kol buzul vadilerinin vadi tabanı ile ana buzul vadisinin tabanı arasında yükselti farkı vardır. Bu fark yan kolun ana yatağa bağlandığı yerde eğim kırığı ile belirgin olarak ortaya çıkar.[3]

Üçgen yüzeyler: Vadi buzullarında, ana buzulun yatağını genişletmesi sırasında yan kolları birbirinden ayıran aretleri dik açıyla keser. Buzul eriyip çekildikten sonra, buzul vadisinin her iki yamacında asılı vadileri birbirinden ayıran üçgen şekilli dik yüzeyler ortaya çıkar.[3]

Basamaklar: Bu aşınım şekli buzul yatağının yamaçlarında törpülenmiş, cilalanmış yüzeyler şeklinde gelişebileceği gibi ayrıca buzul yatağının tabanında da meydana gelebilir. Oluşumlarında buzul aşındırmasının etkinliği temel faktör olmasına karşın ana kayadaki litolojik farklılıklar, tektonik yapı ve önce morfolojik özellikler önemli rol oynar.

Nunatak haritası.

Nunatak: Buzul örtülerinin yaygın olduğu sahalarda buzulların içinde yükselen sivri, yerli kaya tepelerine nunatak adı verilir.[3]

Fiyord.
Lousi Sirk Gölü, Kuzey Kaskades Milli Parkı.

Fiyordlar Okyanus ve deniz kıyılarındaki; karadan deniz içine ilerleyen dar, derin ve dik yamaçlı buzul vadileridir. Glasiyal dönemde; buzullar yüksek dağların arasında kendilerine yamaçları dik ve derinlikleri fazla olan ‘’U’’ şekilli tekne vadiler kazarlar. Buzulun tabanı deniz seviyesinin altına iner hatta buzul denizde de ilerlemesine devam eder. Buzullar eriyip çekildiğinde tabanı deniz seviyesinin altında kalan buzul vadisi deniz suyunun istilasına uğrar. Böylece fiyortlar oluşur.[3]

Buzul birikinti şekilleri

Kenarlı, köşeli farklı boyut ve şekillerdeki ana kaya parçaları ile birlikte ince taneli malzemeler, buzullara tarafından taşınan yükü oluşturur. Buzulların erimesi ve çekilmesi sırasında buzul tarafından taşınan farklı tane boyutundaki bu malzemeler buzul yatağı tabanında çevresinde veya önünde depolanarak farklı buzul birikinti şekillerini meydana getirir.[3]

1. Tabakalaşmamış birikinti şekilleri

Till: Boylanma ve derecelendirme göstermeyen, tabakasız ve doğrudan buzul marifetiyle meydana gelmiş, kil, silt, kum ve kenarlı köşeli ana kaya parçalarından oluşan düzensiz depolara genel olarak till adı verilmektedir. Ayrışma, kütle hareketleri ve aşındırılarak taşınma till malzemelerinin kökensel kaynaklarıdır. Buzulun taban kısmında taşınan malzemeler, yükün fazlalaşması ya da ablasyonun kuvvetlenmesi gibi sebeplerle, buzulun taşıma yeteneğinin ortadan kalkması sonucu vadi tabanına ya da zeminine biriktirilir.[3]

Loise Gölü yukarısında buzul moreni, Alberta, Kanada.

Moren depoları: Hem örtü buzulları hem de dağ buzullarının birikim şekilleri olmaları sebebiyle en yaygın buzul biriktirme şekilleri moren depolarıdır. Glasiyal sediment birimi olan ve sırt, tepe, teras vb. kabartı şekilleriyle belirginleşen moren depolar; oluşum mekanizmaları, şekilsel özellikleri ve bulundukları yer farklılıkları ile birbirinden ayrılır ve farklı isimlerle tanımlanırlar. Genel olarak beş farklı moren türü vardır; yan morenleri, orta morenleri, cephe morenleri, taban morenleri ve ablasyon morenleridir.[3]

Drumlin.
Buzul birikim şekilleri.1. anakaya, 2. moren, 3. buzul, 4. esker, 5. drımlin, 6. terminal moren, 7. sandur, 8.kame, 9. kettle.

Drumlinler: Bunlar, inlansisler gibi büyük örtü buzullarının karakteristik birikim şekilleridir. Şekilsel özellikleri; ters çay kaşığı formunda olup, uzunlamasına birikim tepeleridir. Genellikle uzun eksenleri simetrik, yükseklik eksenleri ise asimetriktir. Birbirine kabaca paralel uzanışlı, kümeler veya grup halinde bulunurlar ve bu araziler drumlin topografyası olarak tanımlanır. Her bir drumlin uzun ekseni buzul ilerleme yönüyle paralellik gösterir.[3]

Taşınmış bloklar: Buzullar; kil, silt, kum, çakıl ve daha iri boyutlardaki malzemeleri çeşitli şekillerde taşırlar ve daha sonra bu yüklerini bırakarak buzul birikinti şekillerini oluştururlar. Taşınmış bloklar, buzulların yükleri içindeki malzemeler arasında boyutları ve kökenlerinin farklılığı ile dikkat çekerler.[3]

Esker.

Esker: Avrupa ve Kuzey Amerika'nın geçmişte buzullarla kaplı olan bölgelerinde bulunan kum, çakıl ve buzultaş katmanlardan oluşan uzun, yılankavi çökelti yığınlarıdır.

Buzul dili: Buzul dili buzulun içinde biriktiği çukurdan (sirk ya da buzyatağından) çıkıp vadi boyunca hareket eden kısmıdır.

2. Tabakalı birikinti şekilleri

Buzul yüzeyi flüviyal depoları: Buzul yüzeyindeki göller içinde veya akarsu yataklarında tabakalanarak birikmiş, dik yamaçlı konik tepeler veya taraçalardır. Flüviyal kökenli depolar olarak buzulun erimesiyle buzul yatağı tabanında veya yatağı sınırlayan yamaçlarda teraslar halinde ortaya çıkar. Kame, Kame taraçaları, Kame deltaları olarak da adlandırılırlar. Buzul yüzeyi flüviyal depoların diğer türü ise dere ya da göl içindeki sedimentlerin oluşturduğu tabakalı birikim şekilleridir.[3]

Buzul altı flüviyal depoları:

Buzul içinde ya da altında oluşan dar ve uzun çizgisellik gösteren flüviyal sedimentlerden oluşan sırtlardır. Bunlar, yaygın olarak inlandsisler gibi büyük örtü buzullarının içinde veya altında buzul erime suyunun oluşturduğu drenajın taşıyıp geliştirdiği ve biriktirdiği, tabakalı, iyi elenme gösteren birikim şekilleridir.[3]

Buzul yarığı depoları: Kısmen bir elenme gösteren, 30-50 metre uzunluğunda ve 10 metreye kadar yüksekliklere ulaşabilen, ayrışma ürünü enkaz malzemesinden oluşan ve buzul yüzeyindeki yarığın karakterine bağlı olarak çizgisellikler gösteren, buzul yatağı içindeki brikim şekilleridir.[3]

Kaçkar Buzulları

Türkiye’nin en yüksek dördüncü zirvesi Kaçkar Dağı (3932 m) Rize’nin 50 km güneyinde yer alır.[4]

Kaçkar Dağları uydu görüntüsü.

Doğu Karadeniz Dağları buzul bölgesinde bulunan buzullar sirk ve vadi buzulları olarak Rize Dağları, Gâvur Dağları Ve Giresun Dağlarının yüksek kesimlerinde zirvelerde bulunur. Kaçkar buzul bölgesi Rize Dağları üzerinde yer alır.[3]

Doğu Karadeniz Dağları’nın en büyük buzulları Rize Dağları üzerindedir. 29 Ağustos 2004 tarihinde elde edilen ASTER görüntüleri ışığında bölgede, 13 kaya buzulu ve 6 dağ buzulu belirlenmiştir. Kaçkar dağlarının kuzey yamacında 6 büyük buzulun 3 adeti bulunur: Kaçkar I, Kaçkar II ve Kaçkar III buzulları. Bölgenin en büyük buzulu 3140 metreye kadar inen, 930 m uzunluğundaki Kaçkar I buzuludur. Bu buzulun 300 m kuzeydoğusunda bulunan Kaçkar II Buzulu 410 metre uzunluğundadır. Kaçkar II 3177 metreye kadar ulaşır. Bu buzullardan 700 metre kuzeydoğuda farklı bir sirk içinde Kaçkar III Buzulu bulunur. Kaçkarların zirvesinde güney kısmında küçük bir sirk içinde, Ludwig Krenek' atfedilen Krenek Buzulu bulunur. Krenek Buzulu, 3597 metreye kadar ulaşan, 350 m uzunluğunda küçük bir buzuldur[4].

Anadolu'nun diğer yüksek dağlarında olduğu gibi Pleistosen buzullaşması, Kaçkar Dağı’nda (3932 m) da belirgin izler bırakmıştır. Pleistosen’deki kalıcı kar sınırı 2700 m olan Kaçkar’da buzul izleri kuzeyde 2000, güneyde 2200 m’lere kadar rahatlıkla izlenebilmektedir. Burası, bugün de Anadolu’nun en önemli güncel buzul alanlarından birisidir. Kaçkar Dağı’nın, daha çok kuzey yamaçlarında yer alan, güncel buzullarının dilleri 3000-3200 metrelerdedir.[5]

Türkiye güncel buzul alanları bakımından zengin değildir. Pleistosen’e ait önemli buzul alanlarının varlığı sadece yüksek dağlık kesimlerde bıraktığı izlerle belirlenebilmektedir. Ülkemizde Pleistosen’e ait buzul izleriyle beraber güncel buzullaşmanın birlikte görüldüğü ender yerlerden birisi de Doğu Karadeniz Bölümü’ndeki Rize Dağları’nın, Kaçkar Dağları ünitesidir. Kaçkar Dağları’nın başlıca doruklarını oluşturan Dilek, Bulut ve Soğanlı Dağları’nın arasında yer alan Kaçkar Dağı (3932 m) da diğerleri gibi Pleistosen buzullaşmasına ait izler taşımaktadır.[5]

Kaçkar Dağında buzul şekilleri

Kaçkar Dağındaki buzul şekilleri dört büyük tekne vadi ve onlara kavuşan pek çok yan kolda toplanmıştır. Buzul vadilerinden, Hastaf ve Dübe, güneybatıdan kuzeydoğuya, Ceymakcur vadisi güneydoğudan kuzeybatıya, Kavran vadisi ise güneyden kuzeye uzanmaktadır.

Hastaf Vadisi: Bu Vadi, Kaçkar Dağı'nın güney yamaçlarına ve Soğanlı Dağı’nın kuzey yamaçlarına yerleşen çeşitli boyutlardaki sirklerle başlar. Kaçkar Dağı’nın güney yamacında yer alan sirkler içerisinde birbirinden farklı büyüklükte aktüel buzullar da yer almaktadır. Vadide küçük bir dil çanağı gölü de vardır, bu göl alanın en büyük gölüdür. Hastaf vadisinin, Soğanlı Dağı’nın kuzey yamaçlarında üç büyük sirki vardır. Bu sirklerin hemen önünde genç moren sırtları ile düzensiz moren yığınları birlikte bulunmaktadır. Vadi belirgin yan moren sıraları ve eşiklerle ana buzul vadisine kavuşur. Hastaf vadisine güney yamaçlarından kavuşan 3 buzul vadisi, asılı karakterdedir. Bunlar ana buzul vadisi tabanından 300 m kadar yüksektedir.[5]

Dübe Vadisi: Hastaf vadisine paralel olarak uzanan ve Kaçkar Dağı’nın doğuya bakan yamaçlarındaki sirklerle başlayan, Dübe vadisinin uzunluğu yaklaşık 5 km’dir. Bu vadinin kökünde, taban seviyesi 3130 m olan sirkin, kuzeye bakan yamacında küçük bir buzul vardır. Bu sirkin önünde düzenli sıralar halinde bulunan genç moren depoları oldukça geniş bir alana yayılmıştır. Dübe vadisinin kuzeye bakan yamaçlarında yer alan sirkler ana vadiye ulaşabilmiş, güneye bakan yamaçlardakiler ise vadiye bağlanamamışlardır.[5]

Ceymakcur Vadisi: Dübe vadisinin güneye bakan yamaçlarındaki küçük bir buzul vadisinin kuzeyinden, 3250 m yükseklikteki Ceymakcur gediği aracılığı ile, Kaçkar Dağı’nın üçüncü büyük buzul vadisi olan Ceymakcur vadisine geçilir. Ceymakcur sistemi başlıca iki buzul vadisinden oluşur. Yaklaşık 3 km’lik boyu ile Kaçkar Dağı’ndaki diğer büyük buzul vadilerine oranla daha kısa olan Ceymakcur vadisi 2050 m ’de yer alan ön moren şeddi ile son bulur. Diğerlerine göre daha belirgin ve çok sayıdaki eşiğe sahip olan Ceymakcur vadisinin, ortalama eğimi % 16’dır. Vadi içindeki eşiklerin gerisinde irili ufaklı 10 kadar göl vardır. Ceymakcur vadisinde bulunan Yukarı Ceymakcur yaylası ile Aşağı Ceymakcur yaylası arasında ise moren depolarının yarılmasıyla oluşmuş fluvioglasiyal sekiler düzenli ve kesintisiz uzanışları ile dikkati çekmektedir.[5]

Kavran Vadisi: Kaçkar doruğunun kuzeybatısında yer alan vadi, güneyden kuzeye doğru uzanır. Uzunluğu yaklaşık 7,5 km, eğimi ise % 10 kadar olan bu vadi doğusundan iki kol yer alır. Vadinin doğuya bakan yamaçlarında ise sirkler dikkati çeker. Kavran tekne vadisi, güneyinde yer alan 2820-29C0 m’lerdeki sirklerle başlar. Bu sirklerin önündeki belirgin moren şeddinin gerisinde bulunan gölün yükseltisi 2855 m’dir. Yukarı Kavran yaylası doğusundan ana vadiye kavuşan 2 km uzunluğundaki kol, basamaklı bir görünümdeki iç içe sirklerle başlar. Bunlardan ikisinin tabanında göl vardır.[5]

Kaçkar doruğunun kuzeybatısındaki buzulların boyutları ve dillerinin ulaştıkları seviyeler farklıdır. Bunlardan en uzun olanı 1250– 1300 m uzunluğunda ve bu sistem içerisindeki tek vadi buzuludur. Dik bir yamaç önünde, tipik bir geri yarığı ile 3600 m'den başlayan bu buzul, 3000 m'ye kadar iner. Buzul dilinin son 100 m'si yamaçlardan dökülen enkaz örtüsü ile kaplanmıştır. Diğer buzullar vadi buzulunun doğusunda ve batısında yer alırlar. Batıda yer alan buzullardan büyük olanının dili 3080 m'ye, doğuda yer alan buzulun dili ise 3100 m'ye kadar iner.[5]

Deniz Gölü, Kaçkar Dağları.

Kaçkar Dağı’ndaki sirklerin dağılışı ve buzul vadilerinin uzanışlarında bazı yapısal etkiler de gözlenmiştir. Sirkler ve aktüel buzulların yerleştiği alanların, özellikle kolay aşınabilen serpantinleşme zonlarına uygun dağılışları dikkati çeker. Bunun en belirgin örneğini, Deniz Gölü’nün güneyinden başlayan ve güncel vadi buzuluna kadar izlenebilen, zayıf bir zona yerleşen göller ve güncel buzullar oluşturur.[5]

Kaynakça

  1. HUGGET,R,J.2015.Jeomorfolojinin Temelleri.Nobel Yayınları.İstanbul.
  2. LUTGENS,F,K ve diğ.2013.Genel Jeoloji.Nobel Yayınları.İstanbul.
  3. TUROĞLU,H.2011.Buzullar ve Buzul Jeomorfolojisi. Çantay Yayınları. İstanbul.
  4. SARIKAYA,M,A.2011.Türkiye'nin Güncel Buzulları.Türk Coğrafya Kurumu.Sayı:6.527-544.
  5. DOĞU, A. F.,ve diğ. "Kaçkar dağında buzul şekilleri, yaylalar ve turizm." AÜ Türkiye Coğ. Araş. ve Uyg. Mer. Der. S 2 (1993): 157-184.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.