Decameron
Decameron, Giovanni Boccaccio tarafından yazılmıştır. 1348'de Avrupa'da büyük bir veba salgını olur. Salgın boyunca tanık olduğu olaylardan etkilenen Boccaccio, 1348'de başlayıp, 1351'de bitirdiği Decameron'da salgın günlerinin Floransa'sını ele alır.
10 gün boyunca anlatılan 100 öyküden oluşur. Günde 10 öykü anlatılır. Her günü bir kral ya da kraliçe yönetir. Bunlar veba salgınından kaçmak için toplanan yedi genç kadınla (Pampinea, Filomena, Lauretta, Emilia, Ellisa, Fieametta ve Neifile) üç erkektir (Panfilo, Filostrato, Dioneo).
Bu gençler, gönüllerince yaşayarak gülüp eğlenmek, aklın sınırları dışına taşmayan zevkler tadabilmek amacıyla önce Fiesole dolaylarında bir evde, sonra bir şatoda konaklar. Her gün, Cuma ve Cumartesi dışında; öğleden sonra bir öykü anlatır. Öykünün konusunu, o gün kim kral ya da kraliçe olduysa o belirler. Birinci ve dokuzuncu günde ise herkes dilediği öyküyü anlatır. Böylece yüz öykü anlatılmış olur.
Mutluluklar, kadın erkek ilişkileri, gönül yaraları, yerinde verilen yanıtlar, çıkar peşinde koşan din adamları öykülerin başlıca konularını oluşturur.
Eserin adı
Yunan filolojisine düşkünlüğüyle bilinen Boccaccio, eserine verdiği "Decameron" adını da bu dilden devşirmişti: Yunanca: δέκα déka ("on") ile ἡμέρα hēméra ("gün") sözcüklerinin birleşmesiyle oluşturulmuş olan "Decameron", "on günlük bir olay" anlamına gelmektedir. 100 öyküden oluşan eserde de günde 10 öykü anlatılır ve öyküler 10 günde sona erer.
Türkçe çevirileri
Boccaccio'nun Decameron'unu daha önce de bazı Türkçe çevrileri yapılmış olmakla birlikte, ilk kez Rekin Teksoy tarafından eksiksiz olarak Türkçeye çevrilmiştir. Birinci baskısı 1996 yılında "Oğlak Yayıncılık"ın "Oğlak Klasikleri" serisinden çıkan kitap 6. baskıya erişmiştir. Daha önce de İtalyanca'dan önemli çeviriler yapan Teksoy, bu çevirisi nedeniyle İtalya Cumhurbaşkanınca "Kültür Şövalyesi" unvanıyla ödüllendirilmişti[1]. Kitabın başında yer alan ve önsöz yerine geçen yazının ilk paragrafında şunlar yazmaktadır:
« "Giovanni Boccaccio (1313-1375) İtalyan dilinde düzyazının temelini atan adamdır. Yazı dili olarak Latince'nin kullanıldığı on dördüncü yüzyıl İtalya'sında, Boccaccio başyapıtı Decameron'u halk ağzıyla (İtalyanca) yazmış, bu kitabında hem bir çağın günlük yaşama biçiminden gerçekçi gözlemler atarmış, hem de İtalyan dilinin daha sonraki gelişme aşamalarına kaynak oluşturacak bir düzyazı düzeni kurmuştur." » |
"Decameron"un Türkçe çevirileri şunlardır:
Yıl | Adı | Yayımcı | Çevirmen | Not |
---|---|---|---|---|
1954 | "Dekameron, Boccaccio'dan Hikâyeler" | Çağlayan Yayınevi | A. Kahraman | |
1955 | "Decameron Hikâyeleri" | Varlık Yayınları | Feridun Timur | |
"Decameron" | İtimat Kitabevi | Sadi Irmak | ||
1984 | "Decameron Hikâyeleri" | Sosyal Yayınlar | Dr.Feridun Timur | 2 cilt |
1996 | "Decameron" | Oğlak Yayıncılık | Rekin Teksoy | 2 cilt |
2019 | "Decameron" | Alfa Yayınları | Nevin Yeni |
İlgili kitaplar
- "Decameron Öykülerinde İnsan Anlayışı", Süheyla Öncel, Ankara Üniversitesi Yayınları, 1978, Ankara.
Sinema uyarlaması
İtalyan yönetmen Pier Paolo Pasolini, Boccaccio'nun Decameron'unu 1971 yılında "İl Decameron" (Dekameron'un Aşk Öyküleri) adıyla sinemaya uyarlamıştı. Boccaccio'nun orijinal 100 öyküsünden 9'unu filmine aktaran Pasolini, kendisine de filmde bir rol vermişti.
Kaynakça
- Hürriyet, Gazetesi (4 Haziran 2012). "Bir şövalyenin ardından". s. 8. 13 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Haziran 2012.