Guido Casaretto
Guido Casaretto (1981, İstanbul) doğumlu İtalyan ressamdır. Eserlerinde ahşap konstrüksiyon üzerinde insan Anatomisini ustalıkla kullanan figüratif kompozisyonlar yer almaktadır.[1][2] CGI teknolojisiyle ürettiği işlerinde film endüstrisi tarafından doğaüstünün görselleştirilmesinde kullanılan bir medyumu minimalleştirerek inceleme altına almaktadır. Yaşamını ve çalışmalarını İstanbul'da sürdürmektedir.[3]
Kariyer
1981 İstanbul doğumlu İtalyan bir ressam olan Guido Casaretto, 1984-1993 yılları arasında ailesiyle birlikte Yunanistan’da, 1993 yılında Belçika’da, 1994 yılında Güney Afrika’da yaşadı. 1997 yılında tekrar Türkiye’ye dönerek ve eğitimine İtalyan Lisesi’nde devam etti. 2000 yılına gelindiğinde ise İtalya’da Bologna Üniversitesi Resim bölümünde akademik eğitimine başladı. Burada iki yıl boyunca Roberto Grassi’nin atölyesinde eğitim alan Casaretto, tekrar Türkiye’ye dönerek Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne devam ederek 2005 yılında buradan mezun oldu. Bu son dönüşünün en büyük nedeni Casaretto’nun Türkiye ve İstanbul tutkusudur. Şu anda Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim bölümünde akademik eğitimine devam etmektedir.
Eski ustaların izini süren genç bir ressam olan Guido Casaretto,özellikle Mac Art’ın ev sahipliğini yaptığı ‘Guido’ adlı sergisindeki eserleriyle izleyicilerini beş-altı yüzyıl kadar öncesine, resim sanatının kimliğini oluşturmaya başladığı, insanın keşfedildiği, bedenin incelendiği Rönesans yıllarına götürüyor.
Casaretto’nun çözmeye çalıştığı problem aslında Sanat tarihinin sayfalarında yer alan yüzlerce farklı isimden farklı da değil: Resimde 'espas sorunu'nun izinden gidiyor; resmin sınırlarını, resmi oluşturan elemanların varlık biçimlerini ve nedenlerini sorguluyor. Bu sorgulama hali kimilerine 'modası geçmiş' gibi gelse de, Casaretto'ya göre günümüzde hâlâ resmin birinci problemi espas ve bir ressamın kendi dilini oluşturabilmesi için öncelikle bu soruna karşı tavrını netleştirmesi gerekiyor.[4] Farklı malzeme ve teknik açılımlarla baktığı sanatındaki en büyük silahı ise güçlü deseni ve tekrar tekrar ürettiği figürlerdir. Resimlerinin Dışavurumculuk göstermemesi gerektiğini düşünen Casaretto, zemin olarak kimi zaman Kumaş, kimi zaman Ahşap, kimi zaman Pleksiglas kullanıyor.
Rönesansı ‘Figürün en safça resmedildiği dönem’ olarak nitelendiren ve resimlerinin bu dönemin eserlerine benzetilmesine karşı çıkmayan Casaretto, sayfalarca metinle açıklanacak resimler yapmak istemediğini, resmin bir metne ihtiyaç duymaması gerektiğini ısrarla vuruluyor ve bu nedenle hâlâ 'resmin abecesi' ile uğraşıyor. Ona göre, "Dil, resmin sınırları içinde kalmalı. Eğer resim yazıyla açıklanıyorsa, resim yazının resmi olur."
Özellikle son yıllarda Yeni medyanın ve dijital teknolojilerin açtığı çığır, sanatçıların gerçeklik ve onu temsil etme biçimlerini ve sorgulama yapmalarında bambaşka ufuklar açmaya başladı. Guido Casaretto’nun da kullandığı ‘aracı sergileme’ yöntemi, onun temsilci kusursuzluğa dair bir çabanın peşinde olmadığının kanıtı. ‘Sistem Dışı Bağıntılar’[5] adlı sergisinde Casaretto, dijital figürlerini zaman-yer uzamında konumlandırırken, eşzamanlı olarak bedenlerinin geçirgenliğini de vurguluyor ve CGI (computer-generated images) yöntemiyle oluşturduğu işleri için “Bilgisayarımın başında işlerimi üretirken aslında bir arayüzün üstünde çalışıyorum. Yani, bu figürleri çizerken onları değil, bir dizi Algoritma görüyorum” diyor.[6]
Sergiler
Karma Sergiler
Kişisel Sergiler
Kaynakça
Dış bağlantılar |