Sanat tarihi

Sanat tarihi, en yalın haliyle görsel sanatların tarihsel evrimini inceleyen bilim dalıdır. Bir başka tanım vermek gerekirse tarih koşullarından doğan maddi kültür eşyasını inceleyen bilimdir[1] denebilir.

Tanım

Konusu, çok çeşitli duygu birikimlerinin yaşandığı insan eserleri olan sanat tarihini açıklarken “sanatın tarihidir” gibi kestirme ve kapalı bir tanımlama ile yetinmek doğru olmaz. Bunun nedeni sanat tarihinin eseri tanımlamakla kalmayıp, eserin üretildiği çağ içindeki toplumsal, fiziki ve psikolojik koşulları da göz önünde bulundurarak bu etkenler ile birlikte anlamaya çalışmasıdır.[1] Sanatın tanımına dair fikirler tarih boyunca sürekli değişmesine rağmen, sanat tarihi, sanattaki değişimlere bir sistem çerçevesinde bakarak bunları sınıflandırmayı, yaratıcılık yoluyla şekillendirilmelerini anlamayı ve yorumlamayı amaç edinir.

Sanat tarihi sadece resimlerin ve tarihlerinin formel bir şekilde gösterilmesi ya da öğrenilmesiyle değil, analizlerinin yapılması, eser analizinin daha ön plana çıkmasıyla bugünkü çağdaş sanatlarla ilişkiye geçmektedir.[2]

Mimari, resim, heykel ve süsleme sanatlarının doğuşundan günümüze değin, birçok farklı ülke ve toplumda ne şekilde, ne tür yapıtlar vererek oluştuğunu inceler. Aynı zamanda sanat yapıtlarının ve onları yapan sanatçıların tarzlarını, sanat anlayışlarını belirleyip değerlendirmeyi, bir yapıdan başka bir yapıya geçerken yitip gideni ve kazanılanı bütün özellikleriyle görüp anlamayı ve değerlendirmeyi amaçlar. Sanat tarihçisi belirli şartların getirdiği durumların madde üzerindeki etkisini anlamak ister.[1]

Sanat tarihi, sosyal hatta daha da özele indirgemek gerekirse beşeri bir bilimdir. Bu nedenle diğer çoğu bilime nazaran test edilme, laboratuvar koşullarında incelenme olanağı –arkeolojik materyalleri tarihlendirme için kullanılan C14 metodu dışında- neredeyse yoktur. Bu ve buna benzer sebeplerden ötürü yakın tarih içerisinde sanat tarihinin bilim dalı sayılıp sayılmaması konusunda tartışmalar yaşanmıştır. Çünkü bu bilim dalı, doğada bulunan gerçekleri değil; insanın duygu ve düşüncesinden doğarak yaratılmış nesneleri incelediğinden, diğer bilim dallarından ayrılır.[1]

Sanat tarihçisi sanatçıdan ziyade olarak sanatı yaratmakla değil, sanatı incelemekle mükelleftir. Sanatçı ve sanat tarihçisi aynı nesne üzerine farklı boyutlarda yaklaşan, anlayan ve okuyan insanlardır.

Bu bağlamda bakıldığında sanat tarihçisinin sanatçıyı da incelemek ve anlamak zorunda olduğu görülebilir. Belli bir sanat yapıtını kimin yaptığını, neden yaptığını ya da yaptırdığını, eserin o kültüre ait değerler arasındaki yerini belirler. Ayrıca sanatçının kendinden önceki sanatçılardan ne ölçüde etkilenip kendinden sonra gelen sanatçıları ne ölçüde etkilediği gibi noktalar üzerinde durulur.

Sanat tarihi araştırmalarının başlıca beş ilgi alanı vardır. Bunlardan birincisi şunları kapsar:

  1. Belli bir sanat yapıtını kimin yaptığını bulmak,
  2. Bir sanat yapıtının gerçekten, öteden beri yaptığına inanılan sanatçı tarafından yapılıp yapılmadığını belirleyerek özgünlüğünü saptamak,
  3. Söz konusu yapıtın belirli bir kültürün gelişim çizgisi ya da bir sanatçının meslek yaşamı içinde hangi aşamada gerçekleştirildiğini belirlemek,
  4. Geçmişte bir sanatçının kendisinden sonrakiler üzerinde yarattığı etkiyi değerlendirmek ve sanatçıların yaşamlarına ilişkin bilgi toplamak,
  5. Belirli sanat yapıtlarının önceki sahip ve yerlerini (kökenini) belgelemek.

Sanat tarihi araştırmalarının ikinci önemli ilgi alanı, sanat geleneklerinin üslupsal ve biçimsel gelişimlerinin büyük ölçekte ve geniş bir tarihsel perspektif içinde kavranmasıdır. Bu da temelde çeşitli sanat üsluplarının, dönemlerin, akımların ve tarihsel okulların sayımı ve çözümlemesini içerir. Sanat tarihi ayrıca görsel sanatlarda dinsel simge, tema ve konuların çözümlenmesiyle uğraşan ikonografiyi kapsar.

Sanat tarihçiliği büyük ölçüde uzmanların geniş deneyimlerine, içgüdüsel yargılarına ve eleştirel duyarlılıklarına dayanır. Ayrıca sanatın içinde yaşadığı ve çalıştığı tarihsel ortamın ayrıntılarıyla bilinmesi ve sanatçının düşünce, yaşantı ve kavrayışlarının duygudaşlık temelinde anlaşılması gereklidir. Sanat tarihi araştırmalarında çıkarımın kilit bir işlevi vardır; bir yapıtın sanatçısı, bir imza, o döneme ait yazılı belgeler ya da köken belirleyici başka yollarla kesin biçimde saptanabilirse, benzer ya da yakın özellikteki yapıtlar bunun çevresinde gruplandırılabilir, o sanatçıya ya da döneme bağlanabilir. Modern sanat tarihçilerinin çok eski zamanlardan bu yana üretilmiş sanat yapıtlarını kapsayan bilgi birikimi bu tür yöntemlerle sağlanmıştır.

Yardımcı bilim dalları

Her bilim dalı gibi sanat tarihinin de başlıca yararlandığı bilim dalları vardır. Bu bilim dalları şöyle sıralanabilir:

Kaynakça

  1. Mülayim, Selçuk, Sanat Tarihi Metodu, Bilim Teknik Yayınevi, 1994, s.29.
  2. Akay, Ali, Sanat Tarihi: Sıradışı bir Disiplin, Yapı Kredi Yayınları, 2006, s.9.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.