Hilal taktiği
Hilal Taktiği, Kurt Kapanı veya Turan Taktiği düşmanı çevreleyerek yok etmeyi amaçlayan bir askeri taktik. Osmanlı Devleti ve ondan önceki Türk devletleri tarafından sıklıkla kullanılırdı. Bu taktik meydan savaşlarında etkiliydi ve iki aşamalı olarak uygulanırdı:
- Sahte ricat
- Pusu
Ordu, savaş anında merkez, sağ ve sol olmak üzere üç kısma ayrılırdı. Merkez kuvvetleri düşmana saldırır, bir süre sonra saldıran bu kuvvetler, kaçar gibi geri çekilirdi. Bunu yaparken de at üzerinde ok atmak suretiyle savaşa devam ederlerdi. Böylece geri çekilen askerlerin peşinden gelen düşman, ordunun sağ ve sol kısmı tarafından pusu kurulan yere çekilir, çember içine alınarak imha edilirdi.
Ordu, temelde üçe ayrılır ve merkeze en seçme kuvvetler toplanır. Sağ ve sol cenah merkezden tamamen ayrılmamakla birlikte araya mesafe koyar. Merkezdeki kuvvetler hızlı bir vur kaçla (genelde mızraklı ya da atlı kuvvetler ile) düşmanın merkez safını yarar ve düşmanın sağ ve sol kanatlarının ordunun bölünmemesi adına merkeze kaymasını sağlar. Bunun üzerine araya mesafe konulan sağ ve sol cenahtaki askerler düşmanın kanatlarında bırakılan boşluklara doğru hızlı hücum ederek düşmanı ordunun oluşturduğu hilalin tam ortasına alır. Vur kaç yapmış olan merkez kuvvet de, sağ ve sol cenahın kuşatmasıyla birlikte, kaçmayı bırakıp merkezdeki yerini alarak düşman ordusunu tam bir ablukaya alır. Yapılması oldukça zor olmakla birlikte kesin sonuç vermesiyle bilinen ve Türk ordularının uyguladığı, az kuvvetlerle yüksek sayılı düşmanların yenilebileceği bir taktiktir. Bu savaş stratejisini tarihte en iyi şekilde uygulamış komutanlar 1740-lı yıllarda Osmanlı ve Rusyaya yürüşleri zamanı Nadir Şah, (Malazgirt Meydan Muharebesi'nde) Alp Arslan ve (Mohaç Meydan Muharebesi'nde) Kanuni Sultan Süleyman'dır.