Kandiye Kuşatması
Kandiye Kuşatması Girit’in Fethi’ndeki son savaştı. Dünya tarihi'nde Ceuta Kuşatmaları'ndan sonra en uzun kuşatmadır. 1 Mayıs 1648’den 4 Eylül 1669’e kadar, yani 21 yıldan fazla sürmüştür.
Kandiye Kuşatması | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Girit'in Fethi | |||||||
Kuşatmayı gösteren tablo. | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Osmanlı İmparatorluğu | Venedik | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Sultan İbrahim, IV. Mehmed | Francesco Morosini | ||||||
Güçler | |||||||
belirsiz | belirsiz | ||||||
Kayıplar | |||||||
120.000 | 30.000 |
Başlama nedeni
1644 yılında Malta Şovalyeleri Osmanlı’nın İskenderiye’den İstanbul’a giden bir filosuna saldırdılar. Elde ettikleri ganimet ile Kandiye’ye geri döndüler. Bunun üzerine 60.000 kişilik Osmanlı ordusu Girit’de karaya çıktı ve neredeyse aynı zamanda başka birlikler de Dalmaçya’ya yöneldi. Osmanlı Canea (Hanya) ve Rettimo (Resmo)’yu her biri iki ay süren kuşatmalarla ele geçirdi. 1645 ile 1648 arasında Osmanlı adanın geri kalanını da ele geçirdi ve başkent Kandiye’yi kuşatmaya hazırlandı.
Kuşatma
Venedik Ordusu
Venedik'in Ordusu sayı bakımından yetersiz kaldığı için Avrupa’dan özellikle Hannover, Braunschweig ve Celle’den 30.000 kişi olmak üzere paralı askerler satın almıştır. Bunların çoğu Otuz Yıl Savaşı sonrası işsiz kalmış askerlerdi. Venedik’in paralı asker arama haberi bu durumdan dolayı iyi karşılanmıştı. Özellikle Alman Prensleri fazla olan askerlerini iyi bir paraya satabildikleri için bu olaydan çok memnun oldular.
Küçük Savaşlar (1648-1666)
Osmanlı kuşatmaya 1 Mayıs 1648 tarihinde başladı. Venedik, filosuyla Osmanlı’nın karadan desteğini engelliyordu. Çanakkale Boğazını bloke edip 1651’de Nakşa Adası’ndaki savaşı kazanmıştı ve 1656’da Çanakkale Boğazı önündeki savaşları da kazanmıştı. Böylelikle Kandiye’ye hâlâ destek gönderilebiliyordu. Bundan sonraki yıllarda denizde ve karada sonu olmayan küçük savaşlar vardı. Venedik desteğini sağlam tutup Osmanlı filosuna karşı savunabiliyorsa Osmanlı ordusu geri püskürtülüyordu. Kış zamanında, Akdeniz’den tekne geçimi imkânsız olduğunda destek eksik kalıyordu. Eğer Osmanlı filosuyla Girit’e ulaşabiliyorsa kuşatma devam ediyordu. Ayrıca tekrar tekrar veba yaygınlık gösteriyordu. Böylelikle bu yorucu küçük savaşlar iki tarafta da insan ve madde bakımından büyük kayıplara neden olmuştur.
Kandiye'ye saldırı
1666 yılının Baharı’nda Osmanlı Ordusu, bu zamana kadar sürekli geliştirilmiş ve devasa bir kaleye dönüşmüş, Kandiye’ye büyük saldırı başlattı ancak baharda 20.000 kişi kaybetti. Bunun üzerine Osmanlı hendek ve tünel kazımına başladı. Savaş büyük oranda yer altına taşındı.
Mayın Savaşı
Bu kadar büyük kapsamlı bir mayın savaşı öncesinde görülmemişti ve I. Dünya Savaşı’na kadar eşsizdi. Kandiyeliler Osmanlı’nın lağımcılarını duymak için gittikçe daha derine doğru kazıp dinleme noktaları oluşturmaya başladı.
Osmanlı Ordusu duvarlar ve diğer tahkimatlar için 50-170 ton patlayıcı kullanmıştı. Karşı tünellerle patlayıcıların yerleştirildiği odalar bulunmaya çalışılıyordu. Bulunduğunda ya patlayıcılar patlamadan önce kaldırılmaya ya da açılan karşı tünellerle patlayıcının enerjisini tünellere aktarmaya çalışıldı. İki düşman tünel birbiriyle karşılaşınca şiddetli savaşlar meydana geliyordu. Tüneli kazanlar patlayan bölümlerde boğuldular, yandılar ya da yıkılan tünnellerde ezildiler.
Savaşın gidişatı
Toprağın üstünde de savaşlar devam etti. Sayısızca yeni silah denendi. Yeni tür bombalar, madenler üretildi ve geliştirildi. Çoğu zaman Osmanlı Ordusu patlayan bölgelerde silah mesafesine kadar yaklaştı. Keskin nişancılar kullanıldı ve savunanlar ani saldırılarla saldıranların top bataryalarını ve tünel girişlerini yıkmaya çalıştılar.
Kuşatmanın sonu
Ağustos 1669’da son yaklaşmıştı. Osmanlı, tekrar filosunu kurmuştu. Böylelikle Kandiye’ye giden desteği engelliyordu. İlk başta 25 Temmuz’da bir gece saldırısında Fransızlar’ın komutanı olan Büyükamiral Beaufort ölünce Fransızlar geri çekilmeye karar verdi. Kısa bir süre sonra Maltalılar da geri çekildi. İlerki zamanlarda madenciler isyan etmeye başladı ve teslim olmadıkları takdirde subayları öldürmekle tehdit ettiler. 4 Eylül 1669’da ateşkes imzalandı. Kaleyi boşaltanlara serbest çıkış ve tüm eşyalarını yanlarına alma izni verildi.
Savaşın son 3 yılında 60'tan fazla ani hücumlar, 90'dan fazla hücumlar, 5000den fazla patlamalar ve 45'ten fazla yer altında büyük savaşlar olmuştur.
Sonuçları
Osmanlı Girit'i, birçok Ege adasını ve Dalmaçya'da önemli noktaları ele geçirmiştir. Böylelikle Venedik Akdeniz'deki hakimiyetini kaybetmiştir.