Korint Kıstağı
Korint Kıstağı, Tarihi Korint şehri yakınlarında anakara Yunanistan'ı ve Peloponnez yarımadası arasında yer alan dar karaköprüsü. Kıstağın İngilizce dilindeki karşılığı olan Isthmus of Corinth adındaki "isthmus" sözcüğü Antik Yunanca'da "kıstak" anlamına gelir ve arazinin darlığını vurgu yapmak için kullanılmıştır. Kıstağın Batısında Korint Körfezi, Doğusunda ise Saronik körfezi bulunur.
Orta ve kuzey Yunanistan bölgelerinden güneyde bulunan Mora (Peleponez) Yarımadasına karadan geçiş ancak çok dar olan Korint Kıstağı üzerinden olmaktadır. Yine denizden doğu Yunanistan ada ve kıyılarından batı Yunanistan kıyı ve adalarına geçiş eğer Korint Kıstağı bulunmasa çok daha kolaylaşma imkânı bulunmaktadır. Bölgenin tarihine bakılırsa Korint Kıstağı ile ilgili olarak iki değişik gelişme ortaya çıkmıştır. Deniz yolu ile Doğu ve Batı Yunanistan kıyıları arasındaki geçişi kolaylaştırmak için antik çağlardan beri kıstak üzerinde bir kanal açmak fikri gelişmiş ve 1893 yılında açılıp hizmete giren 6,3 km uzunluğundaki Korint Kanalı bu fikri gerçek yapmış ve Mora (Peloponnez) yarımadasını bir adaya dönüştürmüştür. Diğer bir gelişme ise Korint Kıstağı'na bir büyük korunaklı sur inşa ederek Mora (Peleponez) Yarımadasına karadan geçişi kontrol etmek olmuş ve bu nedenle Roma İmparatorluk çağında yedinci yüzyılda 6-mil uzunlukta Heksamilyon suru adı verilen bir sur inşa edilmiştir. Ancak ateşli silahların, özellikle topların gelişmesi ile bu sur önemini kaybetmiştir.
Klasik çağlarda Korint kanalı fikri
Bölgeye bir kanal yapma fikrinin başlangıcı Antik Yunanistan'a kadar gider. Kanal kazmak için ilk teşebbüs M.Ö. 7. yüzyılda Tiran Periander ya da Periandros tarafından yapılmıştır. Ortaya çıkan teknik zorluklar yüzünden bu fikrinden vazgeçen tiran, bunun yerine daha az masraflı olan ve Diolkos olarak bilinen taş kaplı bir nakliye yolu yaptırmıştır. Diolkos'un kalıntıları bugün halâ modern kanal boyunca görülebilir durumdadır.
Roma Cumhuriyeti, ardından da Roma İmparatorluğu bölgenin kontrolünü sağlayınca, kanal için bir takım girişimlerde bulunuldu. Julius Caesar bunun, yeni kurmuş olduğu kolini "Colonia laus Iulia Corinthiensis" için bir avantaj olabileceğini öngörmüştü. Tiberius'un saltanatı ile birlikte mühendisler bir kanal kazmayı denediler ancak modern aletlerin eksikliği yüzünden, bir Antik Mısır buluşu olan ve piramit yapımında kullanılan granit blokları taşımak için geliştirilen yöntemi kullandılar ve 32 yılında gemileri yuvarlanan kütükler üzerinde taşıdılar.
67 yılında, bir Hellen dostu olan Roma İmparatoru Nero, altı bin köleye bir kanal kazılması emrini verdi ancak ertesi yıl Nero ölünce yerine geçen İmparator Galba kendisine çok pahalıya mal olduğu gerekçesiyle kanal kazısını iptal etti.
Kıstakta sur yapma fikri ve Heksamilyon suru
Korint Kıstağı'nda karada bir sur çekerek Mora (Peleponez) yarımadasını karadan istilalara karşı korunaklı bir arazi olarak kullanmak fikri Antik Yunanistan çağlarında ortaya çıkmıştı. Antik Yunanistan'ın Persler tarafından istilaları sıralarında bu sur fikrinin yeniden ortaya çıkarıldığı tarihçi Herodot tarafından bildirilmiştir (Herodot 8.40, 49, 56). Fakat bu planın uygulanmadığı da bilinmektedir.
Roma İmparatorluğu çağlarında Roma arazileri barbar kavimler tarafından tehdit altına girdiği zaman bu sur fikri tekrar ortaya çıkarılmıştır. MS408 ile MS450 arasında Doğu Roma İmparatoru II. Theodosius zamanında böyle bir sur yapılması gerçekleştirilmiştir. Uzunluğuna atfen bu sura Altı Mil Suru Heksamilyon adı verilmiştir. Bu surun inşasına çok özen gösterilmiş ve surun iç ve dışları dört köşe kesme taşlardan yapılıp içi moloz ve kireç dolgu olarak yapılmıştır. Şimdi bile Heksamilyon surları Yunanistan'da bulunan en önemli arkeolojik Roma kalıntısı olma karakterindedir.
Bizans İmparatorluğu sırasında önce bu sur muhafaza edilmiş. Hatta I. Justinianus zamanında ek kuleler yapılarak surda bulunan kule sayısı 153e çıkartılmıştır. Fakat uzun süren Bizans İmparatorluğu sırasında bu surlar harabeye dönüşmüştür. Bazı sur kısımları diğer binaların bir kısmı haline getirilmiş (örneğin İsthmia'da bulunan Poseidon mabedi) veye taşları sökülüp alınarak diğer binalar yapısında kullanılmış; hatta taşları kireç taşı olması dolasıyla sökülen taşlar kireç ocaklarında kullanılarak kireç yapılmıştır.
1415'te II. Manuil, Mora yarımadasını Osmanlıların bir hücumundan korumak üzere Korint Kıstağı'nda Heksimillon surları'nı, şahsi kontrolü altında yeniden yaptırmıştır. 1423de Hristiyanların Varna Haçlı Seferi yapıp ta Bulgaristan içlerine ilerlemesi sırasında Mora despotluğu istifadeci bir tutumla sınır olan Korint Kıstağını geçip Atika yarımadasını ellerine geçirmişlerdir. Bu tutuma çok kızan Sultan II. Murad Varna Savaşı'ndan hemen sonra mevsimin geçliğine bakmadan bir Mora seferine girişmiştir. Varna'da galip gelen 50.000-60.000 kişilik ordu ile Atina üzerinden Mora'ya yürümüş ve Mora kuvvetlerini Korint Kıstağı'ndaki yeniden pekiştirilmiş Heksamilyon surları arkasına püskürtmüştür. Mora Despotu Konstantinos bu surların Osmanlıları durduracağını sanmakta ve II. Murad'in Osmanlı ordusu elinde bulunan yeni bir silahtan habersizdi. Bu yeni daha hiç bilinmeyen silah, uzun toplardı. 27 Kasım 1446'de Korint Kıstağı'na yetişen Osmanlı ordusu ellerindeki uzun topları kullanarak 10 Aralık'ta Hekssmilyon surlarını yerle bir etmeyi başarmıştı. Fakat Osmanlı ordusu mevsim geçliği dolayısıyla çekilmiş ve Mora Despotları tekrar Korint Kistaginidaki surları tekrar 1446de tamir etmeyi başarmışlardır. Fakat Osmanlı orduları 1446da yine Heksamilyon surunu geçip Mora'ya hücum etmişlerdir. En sonunda 1460da Osmanlılar Korint Kıstağı ve Heksamilyon surunu geçip Mora (Peleponez) yarımadasını fethetmiş ve Osmanlı idaresi altına almışlardır. Bundan sonra Heksamilyon yine kullanılmamış ve bir harabeye dönüşmüştür.
- Mora (Peleponez) yarımadasının uzaydan görünüşü, yukarı da sağda Korint Kıstağı görülüyor.
- Bir Alman haritasında Korint Kıstağı