Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı Yusuf, o zamana kadar öykü yazarı olarak bilinen Sabahattin Ali'nin 1937 yılında yayımlanan ilk romanıdır. Baş kahramanı olan Yusuf, Türk edebiyatının en romantik karakterlerinden biri olarak kabul edilir. Roman, Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı’nın ortaöğretim öğrencilerine tavsiye ettiği 100 Temel Eser listesinde yer almaktadır. Roman, 1985 yılında Feyzi Tuna tarafından aynı adla sinemaya uyarlandı.
İlk basım, 1937 | |
Yazar | Sabahattin Ali |
---|---|
Ülke | Türkiye |
Dil | Türkçe |
Tür | Roman |
Yayım | 1937 |
Yayımcı | Yeni Kitapçı (ilk) |
Sayfa | 220 |
ISBN |
975-080-001-X (Türkçe) |
Konu
1903 yılında Aydın'ın Kuyucak ilçesinde bir karı kocanın öldürülmesi olayını soruşturmaya giden Nazilli kaymakamı Salahattin Bey, anne babası gözleri önünde katledilmiş olan 9 yaşındaki oğlu Yusuf'u, evlatlık olarak alıp evine götürür.[1]
Salahattin Bey, kendisinden 15 yaş küçük Şahinde Hanım ile evlidir. Hem yaş farkı, hem de mizaç bakımından uyuşmazlık yaşadığı eşiyle zor yürüttüğü ilişkisi, Yusuf’u eve getirmesiyle daha da bozulur. Şahinde, kocasının eve getirdiği bu köylü çocuğunu benimsemez. Yusuf, evin küçük kızı Muazzez ile birlikte, karı koca arasındaki huzursuzluğun içinde büyür. Kaymakam, Yusuf’u eve getirişinden bir yıl sonra Edremit'e atanır; Yusuf evdeki karı-koca kavgalarının getirdiği huzursuzluğa rağmen Edremit’te mutlu bir çocukluk geçirir.
19 yaşına gelen Yusuf, bir bayram günü kaymakamın kızı Muazzez'e kasaba eşrafından Hilmi Beyin oğlu Şakir'in sataşması üzerine onunla kavga eder. Bu olay sonucu kasabanın en zengini olan fabrikatör Hilmi Bey’in gücü ile karşı karşıya gelir. Şakir bayramyerindeki olaydan bir süre önce Kübra adında bir genç kıza tecavüz etmiştir. Şakir, babası ve Hacı Ethem Bey’in tertibi ile Kübra ve annesini de kullanarak suçu Yusuf’a yüklemeye çalışır. Ancak Kübra’nın itirafı sonucu plan başarısız olur; Yusuf tarafından korunan Kübra ve annesi kaymakamın zeytinliğinde çalışmaya başlar; bu durum Şakir’in Yusuf’a kinini arttırır.
İlk defa bir genç kıza gösterdiği ilgi ters karşılanan Şakir, Yusuf’la kavgasından sonra Muazzez’le evlenmek ister. Babası Hilmi Bey, evliliğe kaymakamı ikna etmek için yeni bir plan yapar. Selahattin Bey’i hileli bir kumar oyununa dahil ederek borçlandırır. İmzalattığı senetler karşılığında Muazzez’i oğlu Şakir’e ister. Şahinde Hanım kızını Şakir ile evlendirme düşüncesini sevinçle karşılar ama Selahattin Bey işi sürüncemede bırakır. Kübra’ya Şakir’in tecavüz ettiğini öğrenince borcu ödeyip kızını Şakir’le evlenmekten kurtarmanın yollarını arar.
Yusuf, esnaf arkadaşı Ali’den para alarak borcu kapatır ve karşılığında Muazzez’i onunla evlendirmeyi düşünür. Muazzez ise Yusuf’u sevdiği için Ali ile evlenmeye yanaşmaz. Yusuf Ali’ye Muazzez’in onunla evlenmek istemediğini söyleyemeyip zeytinliğe kapanır. Evlilik hazırlıklarına başlayan Ali’yi bir arkadaşlarının düğününde Şakir bütün kasabanın gözü önünde öldürür. Güçlüden yana olan kasaba halkı, elbirliği ile bu cinayeti örtbaseder.
Şakir’in Muazzez ile evlenme düşüncesi Şahinde Hanım’ın da teşviki ile yeniden canlanır. Bunu öğrenen Yusuf, Muazzzez’i kaçırıp evlenir. Yusuf tahrirat katibi olarak kaymakamlıkta işe girer. Kalbinden rahatsızlanan Salahattin Bey çok geçmeden ölür; yeni atanan Kaymakam İzzet Bey, Şakir ve Hilmi Bey’in oyuncağı gibidir; onların isteğiyle Yusuf'u masa-başı işten alıp süvari tahsildarı yapar. O köy köy gezerken, Muazzez annesinin ısrarları ve paranın cazibesi sonucu eşraf ve bürokratların evlerindeki içki alemlerine katılır; alkole alışır; kendi evlerinde içki alemleri düzenler. Durumdan şüphelenen Yusuf, bir gece habersiz çıkıp gelir. Gördüğü durum karşısında çılgına dönerek, her yana gelişigüzel ateş eder. Yanlışlıkla Muazzez’i vurur, onu yaraladığının farkında olmayarak onu atına atıp kaçırır. Muazzez yolda ölür; Yusuf karısını gömer ve atını dağlara sürer.
Yazım ve basım süreci
Sabahattin Ali'nin ilk eseri olan Kuyucaklı Yusuf, yazarın 1931'de Aydın'daki cezaevinde yatarken tanıştığı Yusuf'un yaşadıklarından yola çıkılarak kaleme alındı.[2] 1931-1932 yılları arasında tamamlandığı düşünülen eser,[3] üç cilt olarak tasarlansa da sadece bir cildi yazıldı. Cevdet Kudret Solok, Sabahattin Ali ile yaptığı bir söyleşiye dayanarak eğer yazılsaydı ikinci cildin Çineli Kübra, üçüncü cildin de dağdan şehre inen Yusuf'un dünyasını konu alacağını bildirmiştir.[4] Kuyucaklı Yusuf, ilkin Konya'da yayımlanan Yeni Anadolu gazetesinde tefrika edildi fakat ücret anlaşmazlığından ötürü yarıda kesildi. Mart 1936'da Projektör dergisinin birinci ve Kasım 1937'de Varlık dergisinin sekizinci sayısında yayımlandı fakat yarıda kesildi. Romanın tam tefrikası 9 Kasım 1936 ile 21 Ocak 1937 tarihleri arasında Tan gazetesinde tefrika edildi.[5] Eser, roman olarak 1937'de Yeni Kitapçı tarafından basıldı. Daha sonra beşinci baskıya kadar sırasıyla Akba Kitabevi (1943), Varlık Yayınları (1965), Bilgi Yayınları (1972), Cem Yayınları (1980) tarafından basıldı. 2001'den beri Yapı Kredi Yayınları tarafından basılmaktadır. 2017'de Kuyucaklı Yusuf 80 Yaşında özel baskısı yayımlandı.
Eleştiriler
Yazarın ilk romanı olan eser, Türk edebiyatının önemli romanlarından biridir.[6] 20. yüzyıl başında Edremit’te romanın baş karakterleri olan Yusuf ile Muazzez'in aşkı etrafında gelişen eser, romantik felsefeden kaynaklanan zengin ve fakir, zalim ve mazlum, saf olanla yozlaşmış olan, doğal hayat ve yapay hayat, köy ve kent, medeniyet ve tabiat arasındaki karşıtlıklardan beslenir. Diğer eserlerinde genel olarak toplumsal gerçekçi edebiyat çizgisini sürdüren Sabahattin Ali, bu ilk romanında bu çizginin dışına çıkarak romantik edebiyata yakınlaşır. Bu evrensel temanın yanı sıra Anadolu kasabasındaki toplumsal, töresel yaşamı güçlü bir gözlemcilikle yansıtır. Romanda kasaba ve köy gerçekliği; bir bireyin iç dünyası, yalnızlığı ve değerleri üzerinden anlatılmaktadır. Kasaba hayatında eşraf ve bürokrasinin kurduğu adaletsiz düzene romanda geniş yer verilir ve bu düzen eleştirilir. Romanın sonunda Yusuf'un kasabadaki eşraf ve bürokrat temsilcilerini öldürerek atını dağlara doğru sürmesi nedeniyle eser, Türk edebiyatındaki başkaldırı ve eşkıya romanlarının öncüsü kabul edilir.[6] Eleştirmen Alaattin Karaca'nın iddiasına göre Yusuf karakteri, köyden kente çeşitli nedenlerle göç eden ve uyum sağlayamayan köylü tipinin de habercisidir.[6]
Kaynakça
- Sabahattin Ali’nin Romanlarında Aydınlar 7 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Zeliha Güneş, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2000-2001.
- Kudret, Cevdet (1 Şubat 1966). "Sabahattin Ali Üzerine Notlar II". Varlık, 663. s. 6.
- Coşkun, Sakıp (Nisan 1974). "Sabahattin Ali'nin Romanları". Yarına Doğru, 6. s. 20.
- "Bitmemiş Bir Destan:Kuyucaklı Yusuf" 7 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Yakup Çelik.
- Bezirci, Asım (1987). Sabahattin Ali. İstanbul. s. 190.
- Kuyucaklı Yusuf 27 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Alaattin Karaca, Türkoloji dergisi, Cilt 14 Sayı 1.
Dış bağlantılar
Bibliowiki'de konuyla ilgili özgün medya veya metin bulunur: |
- Vikisöz 'de Kuyucaklı Yusuf ile ilgili özlü sözler bulunur.
- Kuyucaklı Yusuf’ta Arzu Üçgenleri 7 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Hanife Özer, TÜRÜK Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi 2013 Yıl:1 Sayı:2.