Mâhur
Mahur, Klasik Türk musikisinde bir makam. En sevilen makamlardan biridir. İran ve Hindistan'da Mahur isminde şehirler vardır. Mahur makamı ismini muhtemelen bu şehirlerden almıştır. Çeşitli kâr-ı nâtık güftelerinde de Mahur adının coğrafi isim olarak kullanılması bu görüşü doğrulamaktadır.
Mahur makamı, elimizdeki en eski örneklere ve eski nazariyat kitaplarındaki bahislere bakılacak olursa en az 6-7 asırlık bir makamdır. Asırlardan bu yana aynı derecede rağbet görerek kullanılmıştır. Neşeli, şuh, gönlü ferahlatan, sert bir makamdır. Mehter müziği ve halk müziğinde de yaygın olarak kullanılmıştır.
Mahur makamı, Arel-Ezgi-Uzdilek sistemindeki tarife göre Çargah makamının Rast perdesindeki şeddidir. Karar sesi Rast, güçlü sesi Neva, tiz durak sesi Gerdaniye, yeden sesi Geveşt'tir. Pesten tize doğru sesleri şöyledir: Rast, Dügah, Buselik, Çargah, Neva, Hüseyni, Mahur, Gerdaniye. Bütün şed makamlarda olduğu gibi Mahur makamında da asırlar içinde bazı seyir hususiyetleri ortaya çıkmış ve makamın karakterini Çargah ve Acemaşiran'dan farklı kılmıştır. Makam inici karakterdedir. Tiz durak olan Gerdaniye civarında seyre başlanır ve bu perdede asma karar yapılır. İniş esnasında mahur perdesi yerine acem perdesi kullanıldığı olur. Yine iniş esasında yerinde veya Çargah perdesinde Nikriz çeşnileri sık olarak kullanılır. Bilhassa eski eserlerde, karara doğru Buselik yerine Segah perdesinin kullanıldığı da olur.
Mahur makamından günümüze kadar notası ulaşan eserlerin sayısı Yılmaz Öztuna'nın verdiği rakamlara göre 859 olup, en çok kullanılan makamlar arasında 9. sıradadır. Mahur makamındaki bazı kıymetli eserlere şunları örnek verebiliriz: Hasan Efendizade Ahi Efendi ve Ali Şirügani Dede Efendi'lerin durakları, Zekai Dede Efendi ve Nafiz Bey'in ilahileri; Gazi Giray Han, Osman Bey, Cemil Bey ve Rauf Yekta Bey'in peşrevleri; Gazi Giray Han, Nikolaki Efendi, Refik Talat Bey ve Refik Fersan'ın saz semaileri; Meragî'nin 2 kârı; Dilhayat Hanım Kalfa, Itri, Ebubekir Ağa, Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendi, Eyyubi Mehmed Bey ve İsmail Baha Sürelsan'ın besteleri; Itri ve Ebubekir Ağa'nın ağır semaileri; İlya Efendi, Ebubekir Ağa ve Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendi'nin yürük semaileri.
Kendisi musiki ile uğraşmamakla birlikte engin bir musiki zevkine ve kültürüne sahip olan Ahmet Hamdi Tanpınar'ın mahur makamını çok sevdiğini roman ve makalelerinden anlıyoruz. Yazılarında, Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendi ve Bekir Ağa'nın mahur bestelerinden sık olarak ve övgü ile bahseder. Mahur Beste adlı romanı, adını, muhayyel bir bestekârın mahur bestesinden almıştır.