Macaristan Seferi (1438)

Macaristan Seferi, 1438 yılında Osmanlı padişahı II. Murad'ın Macaristan Krallığı üzerine açtığı ve Sibiu'ya kadar ilerleyen Türk ordusunun başarısıyla biten sefer.

Macaristan Seferi
1437-1444 Osmanlı-Macar Savaşı

II. Murad
TarihHaziran - Ağustos 1438
* (ardıl akın: Eylül-Kasım 1438)
Bölge
Sonuç Osmanlı zaferi, Erdel yağmalandı, bir yıl sonraki Sırbistan Seferi öncesinde Macar mukavemeti kırıldı
Taraflar

Osmanlı İmparatorluğu

* Eflak Prensliği (serbest geçiş ve kılavuzluk)

Macaristan Krallığı

* Sekelistan
Komutanlar ve liderler
II. Murad
Evrenosoğlu Ali Bey
II. Albert
Güçler
~40.000 asker

Kale garnizonları

* 12.000 askerlik Sekel birliği
Macar Kralı Sigismund

Macaristan'ın direncini kıran II. Murad mütakip yıl (1439) korumasız kalan Sırbistan Prensliği üzerine yürüyerek Semendire'yi fethetti ve SırbistanOsmanlı Devleti'ne bağladı.

Macaristan Seferi, bir Osmanlı padişahının o tarihe kadar ordusunun başında icra ettiği en uzun mesafeli askerî harekât oldu.

Sefer öncesi

Yıldırım Beyazıt'ın Bulgaristan'ı tamamen Osmanlı topraklarına katmasından (1393) sonra, Osmanlı Devleti ve Macaristan Krallığı'nın nüfuz alanları Tuna boylarında çakışmaya başladı. (Batıdan doğuya) Bosna Krallığı, Sırbistan Prensliği, Vidin Çarlığı ve Eflak Prensliği iki ülke arasında tampon bölgeler haline geldi. Kosova Muharebesi'nden (1389) sonra Osmanlı tabiyetine girmiş Sırbistan'ın ardından, Eflak da 1394/1395 yıllarında Osmanlı tabiyetini tanıdı. Macaristan Krallığı'nın öncülüğündeki Haçlı Orduları'nın Niğbolu Muharebesi'nde (1396) bozguna uğratılmasıyla Osmanlıların bu iki prenslik üzerindeki nüfuzları güçlendiği gibi, aynı yıl Vidin Çarlığı Osmanlı topraklarına katıldı. Bununla birlikte, Ankara Muharebesi (1402) ve Fetret Devri (1402-1413) nedeniyle Osmanlı Devleti'nin gücünün gerilemesi bu tampon bölgeler üzerindeki Osmanlı hakimiyetini zayıflattı.

Osmanlılar I. Mehmed (1413-1421) ve II. Murad (1421-1451) dönemlerinde bölgedeki hakimiyetlerini yeniden kurmaya çalıştılar. 1426-1428 Osmanlı-Macar Savaşı Osmanlıların galibiyetiyle biterken 1428 yılında üç yıllık bir mütareke imzalanmıştı. 1431 yılında mütarekenin süresi bittiyse de, 1437'ye kadar taraflar birbirleriyle doğrudan çatışmaya girmeyip mücadelelerini bu üç tampon devlet (Bosna Krallığı, Sırbistan Prensliği ve Eflak Prensliği) üzerinden sürdürdüler.

Bu dönemde Macar Kralı Sigismund 1433'te Kutsal Roma İmparatorluğu tacını da elde ettiği gibi, 1419'da ele geçirdiği Bohemya Krallığı tahtındaki konumunu 1437'de kabul ettirebilmişti (Hussit savaşları). Bu mücadelelerini başarıyla sonuçlandıran Sigismund aynı yıl (1437) Leh (Polonyalı), Çek ve Macar askerlerinden oluşan bir orduyu Osmanlı topraklarına saldırı/yağma için gönderdi. 18 Haziran'da başlayan saldırıda Güvercinlik (Golubaç) yağmalandı. 22 Haziran'da Stalaç'taki Türk ince filosunu yakan birlikler sınırdan 130 km içeri girerek 23 Haziran'da Alacahisar (Kruşevaç) ve çevresini yakıp yıktılar. Bölgeye takviye olarak gönderilen Evrenosoğlu Ali Bey'in birliklerini püskürterek Macar topraklarına döndüler.

Bu suretle, ateşkesin 1431'den beri yenilenmemesi sonrasında süregiden vekalet savaşı 1437-1444 Osmanlı-Macar Savaşı'na dönüşmüş oldu. Macar ordusu Niğbolu Muharebesi'nden bu yana ilk kez Osmanlı topraklarına bu kadar geniş çaplı bir harekâtla tecavüz ederken, II. Murad da gerek söz konusu saldırının karşılığını vermek, gerek (1437 yılında Macar ordusuna serbest geçiş sağlayan) Sırbistan Prensliği'ne son vererek topraklarını Osmanlı Devleti'ne katmak üzere sefer hazırlıklarına başladı.

II. Murad müteakip sefer mevsiminde (1438 ilkbahar-yaz) Macaristan Krallığı üzerine yürümeyi tasarlarken koşullar da Osmanlı Devleti'nin lehine gelişti. 50 yıldır Macar tahtındaki Kral Sigismund 9 Aralık 1437'de (69 yaşında) öldü. Tahta 18 aralık 1437'de Sigismund'un kızı Elizabeth'le evli Avusturya Dükü (Habsburg Hanedanı'ndan) II. Albert geçti. Bununla birlikte Yeni Kral II. Albert tahta geçtikten sonra tüm dikkatini öncelikle Bohemya ve Polonya'daki gerginliklere yöneltmek zorunda kaldı.

Sefer

1630'da Sibiu (Hermannstadt) kenti ve kalesi

Koşulların sefer için uygun olduğunu gören II. Murad yaklaşık 40.000 kişilik bir ordu hazırladı. Edirne'den yola çıkan Türk ordusu Sofya üzerinden Vidin'e ulaştı. Rumeli'den gelen takviyelerin de katılmasından sonra Osmanlı-Macar sınırına doğru ilerledi. Eflaklıların arkadan bir askerî harekâtlarına engel olmak ve bu suretle ordunun gerisini emniyete almak amacıyla II. Murad, Eflak Voyvodası II. Vlad'ı beraberine kılavuz olarak almıştı. Ordu Kamenice'yi (bugünkü Mihajlovacka Plaza) geçtikten sonra Tuna'yı aştı ve Eflak topraklarına girdi.

Eflak topraklarının batısında Tuna'nın kuzey kıyısını takip eden Türk ordusu Macar kalesi Severin'e ulaştıysa da, kuşatmadan kuzeye doğru yürüyüşünü sürdürdü. Orşova-Mehdiye-Karansebeş rotasını takip edip Eflak topraklarından çıkarak Macaristan Krallığı'na bağlı Erdel topraklarına girdi.

Kuzeydoğu yönüne doğru kıvrılarak Erdel toprakları içinde ilerleyen Türk ordusu Hunedoara'ya kadar olan tüm bölgeyi istila etti ve Sebeş'e (Mühlstadt) ulaştı. Kalenin zaptedilmesinden sonra (ordunun ulaştığı en kuzey noktaydı) güneydoğuya doğru yönelen Türk ordusu bölgenin merkezi Sibiu'nun (Hermannstadt) kalesini sekiz gün boyunca kuşattıysa da alamadı. Bununla birlikte, daha kuzeydeki Mediaș ve Sighișoara (Schässburg) zaptedildi. Sibiu kuşatmasını ise kaldıran II. Murad Braşov'a (Kronstadt) doğru ilerledi ve burayı da ele geçirdi. Erdel-Eflak sınırındaki Bran Kalesi'nin (sonraları Kazıklı Voyvoda'dan ilham alınarak üretilen Drakula'nın yaşadığı kale olarak tasvir edilmiştir) yakınındaki geçitten tekrar Eflak topraklarına (kuzeyden) girdi ve Türk kalesi Yergöğü üzerinden geçip Tuna'yı aşarak Osmanlı topraklarına döndü.

Sipahiler ve akıncıların Sekelistan'ı istilası

II. Murad 45 gün süren seferinin bitiminde Ağustos başlarında Osmanlı topraklarına dönerken (ordunun neredeyse yarısını teşkil eden) yaklaşık 20.000 sipahi ve akıncıdan oluşan Evrenosoğlu Ali Bey komutasındaki birliği yeniden merkezi Mediaș olan Sekelistan'a gönderdi. 1438 Eylül-Kasım döneminde bu bölgeyi istila eden birlik, Mediaș civarında karşılaştığı 12.000 kişilik Sekel birliğiyle giriştiği muharebede büyük bir zafer kazandı[1] ve 15 kontu da esir aldı[2]. İstila sonucunda yaklaşık ilave 30.000 esir daha alındı.

Sefer sonrası

Sefer Macaristan topraklarında büyük yıkım yarattı. Altı önemli kale yerlebir edilirken yaklaşık 70.000 (Evrenosoğlu Ali Bey'in akınında esir alınanlar da dahil edilirse yaklaşık 100.000) esir alındı[3]. Bartolomeo di Giano ise II. Murad'ın seferi sonucunda ülkenin "kül"e dönüştüğünü ve 30 ilâ 40.000 kişinin öldüğünü iddia eder [4].

Bununla birlikte, Türk ordusunca zaptedilen bu kaleler ve geçtiği topraklar Osmanlı Devleti topraklarına katılmadı. Bu suretle, Macaristan Krallığı bir yıl önceki akınını cezalandırma hedefine ulaşmış oldu.

Devamla, Macaristan'ın bölgedeki mukavemeti (geçici de olsa) kırıldığı gibi, Eflak Prensliği itaat altına alındı ve II. Murad'ın müteakip yıl (1439) Sırbistan Prensliği üzerine düzenleyeceği sefer için stratejik bir engel kalmadı.

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ""Büyük Osmanlı Tarihi", Joseph von Hammer, c.2, s.206" (PDF). 10 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2020.
  2. ""The Holy Wars of King Wladislas and Sultan Murad: The Ottoman-Christian Conflict from 1438-1444", John Jefferson, Brill (2012), s. 163-164". 8 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2020.
  3. ""Büyük Osmanlı Tarihi", Joseph von Hammer, c.2, s.205" (PDF). 10 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2020.
  4. ""The Holy Wars of King Wladislas and Sultan Murad: The Ottoman-Christian Conflict from 1438-1444", John Jefferson, Brill (2012), s. 162". 8 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2020.

Ayrıca bakınız

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.