Nasır Davud
Nasır Davud (tam adı:Melik Nasır Selahaddin Davud Bin Melik Muazzam) (1206, Şam - 1259, Buvayda), babası ölünce 1227 – 1229 döneminde kısa bir süre beşinci Eyyubiler Suriye Sultanlığı yapmış; bu sultanlıktan azlinden sonra 1229 – 1248 döneminde Kerek Emirliği görevine geçmiş; 1248'de bu emirlikten azledilikten sonra 21 Mayıs 1259'da Moğollardan kaçmakta iken Şam yakınlarında Buvayda köyünde (günümüzde Suriye) ölmüştür.
Nasır Davud | |||||
---|---|---|---|---|---|
Eyyubiler Suriye Sultanı | |||||
Hüküm süresi | 1227-1229 | ||||
Önce gelen | Muazzam bin Adil | ||||
Sonra gelen | Eşref Musa | ||||
Kerek Emirliği | |||||
Hüküm süresi | 1229–1249 | ||||
Önce gelen | Ilk emir | ||||
Sonra gelen | Muazzam İsa | ||||
| |||||
Hanedan | Eyyûbîler | ||||
Babası | Muazzam bin Adil | ||||
Doğum |
1206 Şam | ||||
Ölüm |
21 Mayıs 1259 (53 yaşında) Buvayda | ||||
Dini | İslam (Eş'ari) |
Yaşamı
Nasır Davud 1206 Şam'da babası Sultan Muazzam bin Adil, Suriye Eyyubiler Sultanı iken doğmuştur. Babası 1227'de öldüğü zaman Şam'da Suriye Eyyubiler Sultanı olarak tahta geçirilmiş ve kölemen İzzeddin Aybak sultan naibi olmuştur.
Fakat amcaları olan Mısır Eyyubiler Sultanı Kamil bin Adil ve Harran merkezli Eyyubiler Elcezire Emiri Eşref bin Adil bu gelişmeden hoşlanmamışlardı. Mısır Eyyubiler Sultanı ve üst Eyyubiler Sultanı olan Kamil bin Adil yeğeninden Şavbak (veya Montreal) kalesini kendine teslim etmesini istedi. Nasır Davud, bu talebi reddedince 1228'de Kamil bin Adil yeğenine karşı Filistin ve Ürdün'de bir askeri sefere çıktı. Savbak kalesini, Nablus'u, Kudüsu ve Filistin'de bulunan toprakları eline geçirdi. Bunun üzerine Nasır Davud, güneydoğu Anadolu'da Harran merkezli Elcezire Emiri olan diğer amcası Eşref bin Adil'den askeri destek istedi. Fakat Eşref Bin Adil kendi kardeşine karşı bu askeri desteği vermeyi reddetti. Yeğeninin zayıf olduğuna inanıp kardeşi Kamil bin Adil ile bir anlaşma yapıp yeğenleri Nasır Davud'un hüküm ettiği arazileri paylaşmaya karar verdiler. Bu anlaşmaya göre Eşref bin Adil, Şam ve Kuzey Suriye'yi; Kamil bin Adil ise Filistin'i alacak; yeğenleri olan Nasır Davud'a Harranve Rakka emirliği verilecekti.
Nasır Davud bu anlaşmayı reddetti. Bu sırada Mısır Eyyubiler Sultanı Altıncı Haçlı Seferi ile Filistin'e gelen Kutsal Roma İmparatoru olan II. Friedrich ve diğer Haçlılarla uğraşmak zorunda kaldı. 1229'da Mısır Sultanı Kamil bin Adil ile II. Friedrich bir anlaşma yaptılar ve Kudüs ile Kudüs'ü denize bağlayan Akka'ya bir kara şeridi Haçlılara verildi. Aynı sıralarda Elcezire Emiri Eşref Bin Adil ordusuyla Suriye Eyyubiler Sultanı olan yeğeni Nasır Davuda'a karşı bir askeri saldırıya geçip 1229'da Şam'ı kuşatma altına aldı. Bu saldırı Mısır Eyyubiler Sultanı Kamil bin Adil tarafından desteklendi. Üç ay süren kuşatmadan sonra Eşref bin Adil, Şam'ı eline geçirdi.
Nasır Davud, Suriye Eyyubiler Sultanlığından azledildi. Doğu Filistin'i koruması için Savbak ve diğer eski Haçlı kalelerini kontrol için Kerek Emirliği verildi. Suriye Eyyubiler Sultanı olarak amcası Eşref bin Adil Şam'da Sultan oldu. Mısır Eyyubiler Sultanı Kamil bin Adil'in üst Eyyubiler Sultanı olduğu kabul edildi. Mısır Eyyubiler Sultanlığına bağlı güney Filistin ile Suriye Eyyubiler Sultanlığı arasında Akka, Kudüs ve ikisinin arasında bulunan bir arazi şeridi Haçlılar idaresine verildi. Böylelikle Mısır Eyyubiler Sultanlığına bağlı güney Filistin ile Suriye Eyyubiler Sultanlığı bir tampon bölge ile ayrılmış oldu.
Bundan sonra Nasır Davud 30 yıl Kerek Emiri olarak Mısır Eyyubiler Sultanlığı'na bağlı olarak hüküm sürdü.
27 Ağustos 1237'de Suriye Eyyubiler Sultanı Eşref bin Adil öldü ve yerine Suriye Eyyubiler Sultanı olarak Sultan I. Adil'in en küçük oğlu olan Salih İsmail bin Adil sultanlık tahtına çıkartıldı. Fakat Mısır Eyyubiler Sultanı ve üst Eyyubiler Sultanı olan Kamil bin Adil bunu kabul etmedi ve iki ay sonra Şam'ı kuşatmak üzere bir Eyyubiler ordusunu Suriye'ye gönderdi. Şam'ı eline geçirip küçük kardeşi Sultan Salih İsmail bin Adil'i sultanlık görevinden uzaklaştırdı.
Mart 1238'de de Eyyubiler Sultanı Kamil bin Adil vefat etti ve Eyyubiler arasında karmaşık bir taht kavgası başladı. Kamil'in büyük oğlu olan Salih Eyyub babası hayatta olduğu sırada bir komplo düzenleyip onu tahttan indirmeye kalkışmıştı. Babası sürgün olarak ona Şam Emirliği'ni verdi ama ne Suriye'de ne de Mısır'da sultanlık görevlerine varis olmayacağını ilan etti. Babasının küçük kardeşi olan Salih İsmail bin Adil, Şam emiri Salih Eyyub üzerine Şam'a yürüdü ve şehri eline geçirdi. Salih Eyyub kuzeye Elcezire'ye kaçtı. Salih Eyyub babasının veraseti Elcezire Emiri oldu. Kamil Eyyubiler Mısır Sultanlığı ve Eyyubiler Suriye Sultanlığı'nı ise ikinci oğlu II. Adil'de vermişti ve II. Adil Mısır Eyyubiler Sultanı hem de Suriye Eyyubiler Sultanı olarak tahta geçti.[1]
Kerek Emiri olan Nasır Davud ağabeyi Kamil tarafından aynı zamanda Şam Emiri olarak görevlendirmişti. Fakat yeni üst Eyyubiler Sultanı ve Mısır Eyyubiler Sultanı olan II. Adil, Şam Emirliği'ni kuzeni olan Emir Cevat Yunus'a verdi Suriye Sultanlığını kendi elinde tuttu. Bu değişmeden hoşlanmayan Kerek Emiri Nasır Davud yeni Sultana karşı Şam üzerinde hükümdarlık hakları olduğunu ilan edip isyan etti. Fakat Nablus'da yapılan bir muharebede yenilip yeniden Kerek'a çekildi.[1]
1239'da Şam Emiri olan Emir Cevat Yunus üst Eyyubi Sultanı ve Mısır Sultanı II. Adil ile iyi geçinemedi. Bunun için Elcezire Emiri olan Salih Eyyub ile bir antlaşma yaptı. Salih Eyyub'un Suriye Eyyubiler Sultanı olduğunu kabul etti ve onu Șam'da ağırladı. Bunun karşılığında Emir Cevat Yunus'a Sincar, Rakka ve Ana kaleleri verildi. Bu gelişmeden üst Eyyubiler Sultanı ve Mısır Eyyubiler Sultanı II. Adil ve Kerek Emiri olan Nasır Davud hoşlanmamışlardı. İki hükümdara Salih Eyyub'u Suriye Eyyubiler Sultanlığından atmak için Şam üzerine bir askeri sefer yapmak için müzakerelere giriştiler. Nasır Davud eğer bu saldırı başarılı olursa kendisine Suriye Eyyubiler Sultanlığı verilmesini istedi. Fakat Sultan II. Adil buna yanaşmadı ve bu müzakereler sonuçsuz kaldı.[1]
Sultan Kamil'in küçük kardeşi olan Salih İsmail 1239'da kendini Eyyubiler Suriye Sultanı olarak ilan etti ve elindeki Suriye ordusu ile üzerinde hükûmet sürdüğü toprakları genişletme politikası uygulamaya koyuldu. Eylül 1239'da Salih İsmail ve Humus, Hama ve Kerek emiri Nasır Davud'un birleşik ordusu Şam'a hücum edip şehri eline geçirdi. Salih Eyyub'un ordusu komutanlarını bırakıp dağıldılar. Bir yerli Bedevi Salih Eyyub'ü tanıyarak onu Kerek Emiri Nasır Davud'un eline teslim etti. Salih Eyyub Mısır'daki Eyyubiler ordusu memluklular emirleri ile bir komplo hazırladığı bilen II. Adil kardeşini Nasır Davud'dan istedi. Ama Nasır Davud bunu kabul etmedi ve Salih Eyyub'u Kerek'ta tutukladı.[1]
Kasım 1139'da bir Haçlı asil ve büyük toprak sahibi olan "Pierre Bretonyalı" Ürdün'den Şam'a gitmekte olan Müslümanların sahip olduğu bir kervana saldırıda bulunup ganimet edindi. Bunu bir bahane olarak bulan Kerek Emiri Nasır Davud ordusu ile Haçlılar elinde bulunan Kudüs üzerine yürüdü. Kudüs şehri surları ve kuleleri yıkılıp savunma yapılamaz bir şekile sokulmuştu. Bunun için Kudüs'ü hemen eline geçirdi. Kudüs iç kalesi de 7 Aralık'ta Nasır Davud'a teslim oldu. Kalenin savunurluğu kalmadığı için Nasır Davud, Kudüs'ün kalan savunma surlarının büyük bir kısmın da battal ettirdi ve ertesi ay şehirden Kerek'a çekildi. Fakat bu sefer kendi arazilerini Haçlılar saldırıları altında kalmıştı. Haçlılar Şam Eyyubiler Sultanı Salih İsmail ile de müttefikliğe girmişlerdi.[1]
1240'ta Nasır Davud Kerek'ta tutukladığı Salih Eyyub'le yaptığı konuşmalar ve Salih Eyyub'un serbest kalıp Eyyubiler Sultanlığı'nın tekrar eline geçirmesi halinde Şam Emirliği'ne Nasır Davud'u geçireceğine söz vermesi üzerine Salih Eyyub'ü serbest bıraktı. Salih Eyyub bir ordu hazırlayıp Mısır'ı ele geçirme hazırlıklarına girişti. Fakat Salih Eyyub ile Nasır Davud'un arası yine açıldı. Salih Eyyub, Kerek'ta tutuklu iken Nasır Davud'a verdiği sözlerin baskı altında yapıldığı için geçerli olmadığını iddia edip Nasır Davud'a verdiği sözleri uygulamaktan çekindi.[1]
Bu sefer Kerek Emiri Nasır Davud Suriye Eyyubiler Sultanı Salih İsmail'e yakınlaştı. Suriye Sultanı Temmuz 1270'te Haçlılar Kudüs Krallığı ile bir mütetefiklik antlaşması yaptı. Bu antlaşmaya göre Kudüs Krallığı Haçlıları Kerek Emirliği dahil güney Filistin'de Suriye Emirliği arazilerini savunmayı üzerlerine aldılar. Suriye Sultanı Salih İsmail efektif olarak Ürdün Nehri batısındaki arazileri Haçlılar kontrolüne bıraktı. Böylece 1187'de Selahaddin Eyyubi'nin Haçlılardan aldığı Kudüs, Beytulahm, Gaza ve Nablus Haçlılar kontrolü altına girdi.[1]
Salih Eyyub Filistin'den yeni asker toplayıp yeni bir ordu kurmaya çaba vermekte iken Mısır'daki Eyyubiler ordusu gulam askerleri olan memluklular emirleri ile bir komplo hazırladılar. Salih Eyyub 1240'ta kurduğu yeni ordusu ile tam Mısır'a yola çıkmak üzere iken Mısır Eyyubiler ordusunda bulunan memluklu askerler Bilhays'da Sultan II. Adil'i çadırında yakalayıp tutukladılar. Salih Eyyub'ü Eyyubiler Mısır Sultanı olarak ilan ettiler. Salih Eyyub, Eyyubiler Mısır Sultanı ve üst Eyyubiler sultanı olarak tahta geçti. Salih Eyyub gayet acele olarak Mısır'a geçti. Haziran 1240'ta Sultan Salih Eyyub yanında Kerek Emiri amcası Nasır Davud ile bir zafer alayı ile Kahire'ye girdi.[1]
Fakat Mısır Eyyubiler Sultanı olan Salih Eyyub Nasır Davud'u Şam emiri yapma hakkında verdiği sözünde yine durmadı. Bunun üzerine diplomatik bakımdan izole edilip yalnız başına bırakılan Nasır Davud kendi hükmü altında olan toprakları savunabilmek için Suriye Sultanı Salih İsmail ile bir antlaşma yaptı ve bundan hemen sonra da Haçlılarla da anlaştı.[1]
1241'de Eyyubiler Mısır Sultanı olan Salih Eyyub Kudüs Krallığı Haçlıları ile bir mütareke anlaşması imzaldı. Salah Eyyub Mısır ordusu ile Suriye Eyyubiler müttefikleri ile savaştıktan sonra Şam'ı ve Suriye'yi eline geçirme hedefliydi. Önce Kudüs'ün batısında Kerek Emiri Nasır Davud'un ordusu ile Salih Eyyub'un Mısır ordusu bir muharebeye giriştiler. Nasır Davud'un ordusu bu muharebeyi kazandı. Fakat Nasır Davud bu galibiyetinden, sonra ne Haçlılardan ne de Suriye Sultanı Salih İsmail'den beklediği emirlik için destek bulamadı. Bir sefer daha Nasır Davud taraf değiştirdi ve Mısır Sultanı Salih Eyyub'e biat etti ve Kerek Emerliği Mısır Sultanlığı'na tabi oldu. Bundan sonraki iki yılda, Nasır Davud devamlı bazen bir tarafta bazen diğer tarafta Kerek Emirliği'ni savunma çabalarına girişti. Devamlı olarak Haçlılara Kudüs krallığı güçleri ile çatışmalr yaptı. Baza Suriye Sultanı İsmail Salihle çatışmalar yaptı ama bu catışmalarda Mısır Sultanı Salih Eyyub'den hiçbir destek alamadı. 1243'de yine taraf değiştirdi ve amcası Suriye Sultanı İsmail Salih tarafına geçti. Haçlılar ve Suriye Sultanlığı birleşik ordusu ile birlikte Mısır üzerine bir askeri sefer planlanmakta idi. Fakat kuzeyden nerede ise göçebe bir çapulcu ordusu olan Harezmşah ordusu kalıntıları Filistin üzerine yönelince bu sefer yapılamadı.[1]
1244'te Mısır Eyyubiler Sultanı olan Salih Eyyub Filistin'i ve Suriye ve merkezi Şam'ı tekrar eline geçirmak hedefiyle bir askeri sefere çıktı. Bu seferde Nasır Davud'un idaresinde bulunan Kerek Emirliği'nin Ürdün Ner=hri batısında olan arazilerini Mısır Eyyubiler topraklarını ilhak etti. Nasır Davud'un idaresinde olan Kerek Emirliği elinde sadece Ürdün Nehri doğusundaki topraklar kaldı. Bu seferde Sultan Salih Eyyub Haçlılar ile müteffiklik anlaşması yapan Suriye Eyyubiler Sultanı Salih İsmail'e karşı harekât yaptı. Suriye Sultanı ve müttefiki olan Haçlılar ortak ordusunu 17/18 Ekim 1244'te kuzey-batı Gaza'da yapılan Harbiye Muharebesi'nden büyük bir mağlubiyete uğrattı. Bu muharebeden büyük zayiatla çıkan Kudüs Krallığı'na mensup Haçlılar bu savaştan sonra artık Filistin ve doğu Akdeniz'de Müslümanlarla boy ölçüşemez oldular.[1]
1248'de Nasır Davud Kerek Emirliği'nden azledildi ve yerine oğlu Muazzam İsa, Kerek Emiri olarak atandı. Nasır Davud Halep'e "Eyyubiler Halep Emiri" olan Nasır Yusuf Bin Aziz (!236-1260) yanına kaçtı. Yanında taşıdığı kıymetli taşlardan oluşan yüksek değerdeki hazinesini Abbâsî Halifesi'nin garantisi altına bıraktı. Ama yapılan anlaşmalara rağmen Abbâsî halifesi bu hazineyi hiçbir zaman Nasır Davud'a geri vermedi. 1249'da Kerek Emiri olan oğlu Muazzam İsa ve bir kardeşi 1240'tan itibaren Mısır Eyyubiler Sultanı ve 1245'den itibarebn Suriye Eyyubiler Sultanı da olan Sultan Salih Eyyub ile bir antlaşma yaparak Kerek Emirliğini ortadan kaldırarak Mısır Eyyubiler arazine katılmasını kabul ettiler ve buna karşılık Mısır'da bazı malikaneler onlara verildi. Ekim 1250'da Eyyubiler Halep Emiri Nasır Yusuf, Nasır Davud'u Hums'da tutuklattı. Fakat 1253/1254'te Bağdad'daki son Abbâsî Halifesi olan Mustasım Billah araya girdi ve Nasır Davud salınıverdi.[1]
Nasır Davud alındığı zaman Bağdad'a gidip orada yaşamaya karar verdi ama bu şehre girmesi için izin verilmedi. Gayet fena şartlar altında Irak'ta Ana El-Aaditha'da ve sonra Irak'ın Anbar bölgesinde yaşadı.. Epeyce yalvarması sonucunda bile Abbasi Halifesi kendisine Bağdad'a gelme izini vermediği kesinleşince bu sefer Şam'a gitmeye karar verdi. Şam'da halifeye emniyette tutması için vermiş olduğu kıymetli taşları ve hazinesini tekrar Halifeden geri almak için çabalara girişti. Fakat Halife bu hazineyi Moğollara tarafından tehdit altında bulunan Bağdad'da kullanmak için el koymuştu. Nasır Davud Şam yakınlarında bulunan çölde yaşamaya koyuldu. Bu fakir hayattan Mısır Sultanlığı'na bağlanmamış olan Kerek ve Şavbak emiri olan Musa el Muğli tarafından kurtarıldı. Nasır Davud hala halifeye vermiş olduğu hazineyi geri almayı ummaktaydı. Fakat vakit 1357 sonlarına gelmişti ve Moğol İlhanlılar Hanı Hülagu Han Bağdad'a Abbâsî halifesi üzerine büyük bir saldırıya geçmişti. Hülagu Han idaresindeki Moğollar Ocak 1259'de Bağdad'ı ellerini geçirdiler. Şehri yakıp yıkıp talan ettiler. Abbasi Halifesi'ni öldürdüler ve Bağdad'da yaşayanlara büyük bir katliam uyguladılar. Hülagu'nun Bağdat Kuşatması sonucunda öldürülen siviller sayısı tahmini (Batılı tarihçileri göre) 200,000–800,000 kişi [2] ve bazı Arap tarihçilere göre 2 milyon kişi ölmüştü.
Bu katliamın haberi Suriye ve Araplara ulaşınca Nasır Davud kendi haline bırakıldı. Şam yakınlarında küçük bir köy olan Buvayda'ya kaçtı ve Doğu Akdeniz bölgesinde bu karanlık karışıklık döneminde bu köyde çıkan bir veba salgını dolayısıyla 21 Mayıs 1258'de hayatını kaybettiği bildirilmektedir.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Humpreys, R. Stephen (1977). From Saladin to the Mongols, the Ayyubids of Damascus 1193-1260 (İngilizce). Albany, NY.
- Andre Wink, Al-Hind: The Making of the Indo-İslamic World, Vol.2, (Brill, 2002), 13.
Dış kaynaklar
- Humphreys, R. Stephen (1977). From Saladın to the Mongols, the Ayyubids of Damascus 1193-1260 (İngilizce). Albany, NY: State Uni, of New York. ISBN 0873952634.
- Grousset, Rene (1936). Histoire des Croisades et du royaume franç de Jérusalem Cilt III. 1188-1291 L'anarchie franque (Fransızca). Paris: Plon. ISBN 978-2-262-02569-4. Bilinmeyen parametre
|url2=
görmezden gelindi (yardım); Bilinmeyen parametre|url1=
görmezden gelindi (yardım) - Eyyûbîler Hanedanı soyağacı (Fransızca)
- İbn Kesîr, (Tr.Hz: Mehmet Keskin) (2000) Büyük İslam Tarihi - El Bıdaye Ve´n-Nihaye 15 Cilt, İstanbul:Çağrı Yayınları c.13
Resmî unvanlar | ||
---|---|---|
Önce gelen: Muazzam bin Adil |
Eyyubiler Suriye Sultanı 1227-1248 |
Sonra gelen: Eşref Musa bin Adil |
Önce gelen: İlk emir |
Kerek Emiri 1229–1249 |
Sonra gelen: Muazzam İsa |