Sol popülizm
Sol popülizm, solculuğun ve popülizmin birleştiği bir siyasi ideolojidir. Söylemleri sıklıkla anti-elitist duyguların açığa çıkarılması, sisteme muhalefet ve "geniş halk kitleleri" adına konuşmaktır. Sol popülistlerin genellikle sahip oldukları fikirler antikapitalizm, sosyal adalet, pasifizm ve küreselleşme karşıtlığı iken sınıf bilinci ve sosyalist teoriler geleneksel sol partilerde olduğu kadar önemli değildir. Kapitalizm ve küreselleşme eleştirisi ABD ordusunun özellikle Orta Doğu'ya müdahaleleri ve bu bölgede gerçekleştirdikleri eylemleri nedeniyle sol popülist hareketler içerisinde artan Amerikan karşıtlığı ile bağlantılıdır.
Sol popülizmin eşitlikçi fikirlere dayandığı ve ötekileştirmeye karşı olduğu kabul edilir. Bazı akademisyenler Türkiye'deki Kemalizm gibi milliyetçi sol popülist hareketlerin de dikkatini çeker.
Ülkelerine göre
Bolivya
Evo Morales ve Hernán Siles Zuazo gibi liderler ve iktidarları sol popülist deneyimlerdendir.
Ekvador
Rafael Correa popülist söylemlerin önemini vurguladı ve bu bağlamda çalışmak için Ekvador halkı adına teknokratlar entegre etti. Yerli halklar ile hükûmet arasındaki çatışma sırasında Correa yabancı sivil toplum kuruluşlarını yerli halkları sömürmekle suçladı.
Almanya
Demokratik Sosyalizm Partisi özellikle Alman akademisyenler tarafından sol popülizm altında incelendi. Parti, Alman yeniden birleşmesi sonrasında kuruldu ve anti-elitizm ve medyanın ilgisi karizmatik liderlik ile elde edilir düşüncesinde olan sağ popülistler ile benzerlik gösteriyordu. Parti Doğu Almanya'da daha güçlü bir platforma sahip olmasına rağmen sağ popülistler ile hemen hemen aynı seçmen kitlesi için yarıştı. Demokratik Sosyalizm Partisi 2007'de Sol Parti ile birleşti ve yeni popülist fikirler Almanya'da sağa göre solda gelişmek için çok daha uygun bir ortam buldu.
Hollanda
Sosyalist Parti 1991'de komünist rotasını kaybedince sol popülist rotada ilerlemeye başladı. Bazıları partinin yıllar içinde popülist özelliğini kaybettiğini söylemesine rağmen parti güncel seçim söylemlerinde hala anti-elitizmi barındırmaktadır.
Venezuela
Hugo Chavez iktidarı halk egemenliği ve etkileyici liderliğin sosyalist doktrinler ile kombine edilmesinin temsiliydi.