Villa urbana

Villa urbana (Latince: villa = Köy evi, çiftlik; urbanus = şehirsel, kentsel) Antik Roma'da kırsal bölgelerde kendini gösteren, villa rusticanın aksine tarımsal faaliyete adanmamış, daha ziyade yazlık olarak kullanılan lüks yapı komplekslerine verilen isimdir.

Tuscum, Plinius'un villası

Roma yazlıklarının gelişimi

Carnuntum'da rekonstre edilmiş bir villa urbana

Giriş

Villa kavramı şehir surları dışarısında kalan bir binayı ya da bir çiftliği tanımlamak için kullanılmaktadır. Roma Cumhuriyeti döneminde geleneksel tarımsal aktiviteler Roma toplumunun iktisadi temelini oluşturan aktivitelerin başında geliyordu. Politik anlamda Roma toplumunun üst sınıfının kendisini gösterdiği yer her ne kadar şehir merkezleri ve en önemlisi Roma idiyse de, üst sınıfın statüsü kırsalda sahip olunan arazi, ev ya da çiftlik gibi yapılar ile belirleniyordu. Siyasi anlamda söz sahini olan Romalıların Roma şehrinde ikamet etmesi, adeta bir önkoşul teşkil etmekteydi. MÖ 2. yüzyıldan itibaren bu durum değişme göstermeye başlamıştır.

Gelişme

Kaynaklarda geçtiğine göre, Scipio Africanus Roma'daki politik atmosfer ve baskılardan rahatsız olup uzun süreli olarak Campania'daki çiftliğine yerleşen ilk patricidir. Ancak o çekildiği bu yazlığında yalnız değil, arkadaşları ve dostları ile birlikte güzel zaman geçirmekteydi. Bu ve benzeri yazlıklar adeta siyasetçilerin Roma'nın boğucu politik atmosferinden kaçması için imkân sağlıyordu. MÖ 2. yüzyılın sonuna dağru dönemlik olarak kırsaldaki yazlıklara yerleşmek, Roma üst sınıfını karakterize eden özelliklerden biri haline gelmeye başladı. Bu tarihten itibaren zengin Romalılar villa urbana adlı lüks yazlıklarını politik sorumluluklar ile meşgul olunan negotium'un zıttı olan ve tamamen boş zamanlara atfedilen otiuma ayırmaya başladılar.

Villa urbanaların en parlak olduğu dönem MÖ 1. yüzyıl ila MS 1. yüzyıl arasıdır. Bu yazlıklar için en fazla tercih edilen bölge Vezüv Yanardağı ve Napoli Körfezi çevresi ve Tiren Denizi kıyılarıdır. Bazı durumlarda varlıklı Romalılar farklı bölgelerde birden fazla yazlık sahibi de olabilirdi. Yazlık sahibi olduğu bilinen isimlerden birisi Varro ve verdiği zengin ziyafetler ile meşhur olan Lucullus'tur. Çok varlıklı olmamasını rağmen Cicero'nun bile 7 yazlığı olduğu metinlerinde aktarılmaktadır. Öte yandan yazlıklarda verilen müsrif ziyafetler, Roma'da siyasi rakipler tarafından sık sık konu edilmekte ve eleştirilmekteydi. Yine de, villaların lükslüğü, zamanın Roma soylu sınıfının her üyesi için vazgeçilmez bir statü sembolü idi.

Roma İmparatorları ve villaları

Roma İmparatorları'nın da yazlıkları vardı ancak bu yazlıkların Roma üst sınıfının sahip olduğu yazlıklardan farklı olduğu bilinmektedir. Augustus'un çok sayıda yazlığı olduğu bilinmektedir, ancak Principatus olduktan sonra Roma'daki Augustus Evi'ne yerleşmiştir. Augustus'un takipçisi Tiberius ise Roma'da olmaktan ziyade uzun bir süre için Capri'deki meşhur Villa Jovis'e yerleşmiş ve oradan devletin yönetim işleri ile ilgilenmiştir. Nero Büyük Roma Yangını sonrası şehrin merkezinde parklar inşa ettirmiş ve bu parkların içerisinde surlar içine inşa edilmiş bir villa urbanayı andıran domus aurea'yı eklettirmiştir. Domitianus bu villayı resmî ikametgâhı olarak kullanmış ve bunu takip eden dönemde yapılan eklemeler ile domus aurea zamanla bir yazlıktan bir hükümdar sarayına evrilmeye başlamıştır.

Roma İmparatorları tarafından inşa edilen en meşhur villalardan birisi Tivoli'de MS 2. yüzyılda inşa edilen Hadrianus Villasıdır. Kırsala inşa edilen geç bir yazlık örneği de MS 4. yüzyıla tarihlenen Sicilya'daki Villa Romana del Casaledir.

Tivoli şelalelerinin üzerinde Maecenas Villası (Jakob Philipp Hackert)

Mimari

Villa urbanalar kişisel zenginlik ve banilerin kendi sosyal benlik imajına uygun inşa edildiğinden, belirli yerleşmiş bir villa urbana tipolojisi yoktur. Dahası şehirdekinin aksine kırsalda inşa edilen bu villalar alanı daha özgür bir biçimde kullanabilmektedir. Yine de her villa urbanada görülmesi muhtemel olan belirli başlı elementler vardır.

Villaların doğaya integre edilişi

Bir villa urbana inşa edilmeden önce uygun bir bölge aranıyordu. Bu seçimde rol oynayan kriterler arasında estetiklik ve mevsimsel unsurlar gibi kriterler yer almaktadır. Yazlık olarak inşa edilen çoğu villa, deniz yakınına inşa edilmiştir. Kış dönemleri için inşa edilen villalar ise daha ziyade sıcak kaynakların olduğu (örneğin Baiae) bölgelere inşa edilmiştir. Tercih edilen bölgeler arasında yüksek tepelerde bulunan güzel manzaralı alanlar da vardı. Villalarının içi de buna uygun biçimde manzarayı görecek şekilde düzenlenirdi. Gaius Plinius Caecilius Secundus ve Cicero'nun metinlerinde benzer villaların tasvirleri yapılmıştır.

Herkulaneum'daki Villa dei Papiri örneğine bağlı kalarak inşa edilmiş Getty Müzesi'nin bahçe peristili.

Kayalık tepe ve yamaç bölgelerinde villa inşa edebilecek temeli hazırlamak için, Cicero'nun basis villae adını verdiği büyük taşlarla desteklenen teraslar oluşturulmuştur. Roma mimarisinde muazzam teknik bir efor ile düzenlenen bu basis villae üzerine villa binasının inşa edildiği bir veya daha fazla büyük ölçekli platform oluşturulmuştur. Asıl yapının altında kalan kısım dik yamaçlarda çok katlı olabilirken, bazen çeşitli mahzen tonozlarına ve sarnıçlara sahip olurdu. Bu şekilde oluşturulan yapay platform üzerindeki villa binası genellikle biraz geri planda olur ve bu sayede platformun kenarı bir izleme terası olarak veya bahçeler oluşturmak için kullanılabilirdi.

Peristil ve Atrium

MÖ 2. yüzyıldan itibaren sütunlu koridorlar ile çevrelenmiş bir iç bahçe ya da avlu olan peristil, helen mimarisinden devralınarak villa urbanalarda kullanılan önemli bir element haline gelmiştir. Yunan modeli döşeli bir avluya sahipken, Romalılar onu sütunlu koridorların her büyüklükte bir bahçeyi çerçevelediği bir bahçe halinde geliştirdiler. Peristil çok yönlü bir mimari unsur olduğundan, birçok villanın birden fazla bahçe peristiline sahip olması normaldi. Dahası gölgeli yürüyüş yolları olarak kullanılan sütunlu salonlardan ilave odalara da erişim sağlanabiliyordu. Sütunların dizilişi ile aralarında kalan açıklıktan bu odalardan peristil bahçesinin manzarasının keyfi çıkartılabiliyordu. Bu nedenle yemek salonları da peristile bakacak şekilde düzenlenmekteydi. Tüm bu özelliklerin dışında sütunlu koridorlar ve avlunun açık kısmı bir nevi heykel galerisi işlevi görüyor, buralarda Yunan heykel sanatının orijinal ya da kopya eserleri dikiliyordu.

Atrium, örneklerine daha önce Etrüsk mimarisinde de rastlanan çatı açıklığı olan merkezi bir avludur ve adeta Roma villalarının geleneksel bir unsuru kabul edilmektedir. Esasen Roma şehir mimarisi içindeki ana odası olarak kullanılan bu bölümler, zamanla kırsaldaki villalar tarafından da adapte edilmişlerdir. Bazı durumlarda işlevsiz gibi dursa da (örneğin Villa Poppaea), şehirdeki evlere benzer bir rol üstlenmiş olabilir. Atrium'da ataların resimleri ya da bir çeşit ev kültü olan laresler adına ayrılmış taştan bir dolap olan lararium bulunurdu. Peristil geç antik çağa değin Roma villalarının bir unsuru olarak kalsa da, geleneksel atriumlar MS 1. yüzyıldan itibaren yavaş yavaş Roma villa mimarisinden yok olmaya başlamıştır.

Villa maritima

Villa urbananın özel bir çeşidi olan villa maritima, deniz kıyısında bulunan ve kıyılara inşa edilen villaları tanımlamak için kullanılan bir kavramdır. Büyük çoğunluğu Tiren Denizi kıyısında bulunsa da, Tiren Denizi adaları, Napoli Körfezi, İspanya'nın Akdeniz kıyıları ve Fransız Rivierası'nda olan örnekleri de vardır. Villa maritimaların en önemli örnekleri Herkulaneum'daki Villa dei Papiri, Catull villası (Grotta di Catullo), Tiberius'un Villası (Stabiae), Asturia Deniz Villası ve Triestteki Barcola Villası'dır. Villa maritimalar, aynı villa urbanalarda olduğu gibi Roma üst sınıfının lüks yaşam stiline uygun biçimde düzenlenmiş komplekslerdir.

Bu villaları villa urbanadan ayıran özelliklerin başında deniz ile kurulan ilişki gelmektedir. Villa maritimaların bazılarının kendi özel limanları, özel balık tutma ve yetiştiriciliğine ayrılmış bölümleri olabilirdi. İçerisinde balıkların tutulduğu havuzlara latince vivaria adı verilmekteydi. Bu bölümlerde balık çiftçiliği denebilecek balık üretimi ve satımı, villa maritima sahiplerine maddi bir gelir de sağlamaktaydı. Yine de kaynaklarda böylesi balık çiftçiliğine ayrılmış bölümlerin inşa masraflarının, bu meşkalenin getirisinden fazla olduğu geçmektedir. Villa maritima sahibi soylular misafirlerini vivariaların olduğu bölgelere götürerek onları ekzotik balık çeşitleri karşısında şaşırtmak ve etkilemek istemişlerdir. Hatta Astura ve Sperlonga'da bulunan villa maritimalarda vivarialar yemek salonlarının hemen yanına konumlandırılmışlardır. Villa maritimaların mimari özellikleri bazı antik kaynaklarda da geçmektedir. Bu kaynaklar villa maritimaların temellerinin nasıl olduğunun dışında prospectus adı verilen manzaranın da önemine vurgu yapmaktadır. Öte yandan Roma duvar resimciliğinde sık sık tasvir edilen deniz kıyısında bulunan villaların gerçeği yansıtmadıkları ve daha ziyade capricci adı verilen fantastik yapılar olduğu bilinmektedir.

Literatür

  • Jochen Werner Mayer: Imus ad villam. Studien zur Villeggiatur im stadtrömischen Suburbium in der späten Republik und frühen Kaiserzeit. Steiner, Stuttgart 2005, ISBN 3-515-08787-7.
  • Alexander G. McKay: Römische Häuser, Villen und Paläste. Deutsche Ausgabe bearbeitet und erweitert von Rudolf Fellmann. Raggi-Verlag, Feldmeilen 1980. (Sonderausgabe Atlantis-Verlag, Luzern 1984, ISBN 3-7611-0585-1, vor allem S. 95–127)
  • Harald Mielsch: Die römische Villa. Architektur und Lebensform. 2., durchgesehene Auflage. Beck, München 1997, ISBN 3-406-31576-3.
  • Katja Schneider: Villa und Natur. Eine Studie zur römischen Oberschichtkultur im letzten vor- und ersten nachchristlichen Jahrhundert. tuduv-Verlag, München 1995, ISBN 3-88073-515-8.
  • Michael Kassar: Villa Maritima. Elitenarchitektur und Luxus am Beispiel antiker Meeresvillen. Salzburg 2014, ISBN 978-3-7357-3865-3.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.