Şinbutsu-şuugō

Şinbutsu-şūgō (Japonca: 神仏習合 , "kami ve budaların birleşmesi"), Japonya'nın yerel Şinto'suyla ile Budizmin karıştırılıp tek bir inanç sistemi şeklinde yeniden inşasıdır.[1] Bu olguya Şinbutsu-konkō (Japonca: 神仏混淆 , "kami ve budaların birbirine karışması") da denir.

Sōgyō Hachimanjin

Budizm

Budizm
Budizm kronolojisi

Budizm Kavramları
Pratitya-samutpada
Üç Hazine
Dört Yüce Gerçek
Sekiz Aşamalı Asil Yol
Nirvāna

Önemli Kişiler
Buda
Gotama Buda
Bodhisattva

Yörelere göre Budizm
Güneydoğu Asya Budizmi
Çin Budizmi
Tibet Budizmi
Batı Budizmi
Japon Budizmi

Üçlü Budizm
Theravada
Mahāyāna
Vajrayāna

Budizmin Yazılı Kaynakları
Tripitaka
Pali Derlemesi
Vinaya
Pali Suttaları
Mahayana Sutraları
Abhidharma
Budist Tantra

Budist Kültürü

Özet

Kami inancı, özünde, yerel ve kadim bir inançtır. Kamiler belirli klanlarla (氏) veya köylerle (村) bağdaşmış olup, onlara erişim genellikle coğrafi sınırlara tabii idi. Evrensel bir din olan Budizmin kuşaktan kuşağa devredilişi, geleneksel kami fikrini önemli ölçüde etkiledi. Budizmin topluma nüfuz ettiği süreçte Şinto ile olan uyumu tartıldı ve aristokrasinin İmparator'u Amaterasu'nun soyu olarak gösteren mit ile Çingokokka fikrini benimsedi. Buna bağlı olarak Heian Dönemi'ne Kami sunakları önünde Budist sutralarının okunması ve jingūji denen, Şintō ile Budist tapınaklarını birleştiren tapınak organizasyonu görülmeye başlanmıştı.[2]

Tarih

Budizm'in Kuşaktan Kuşağa Aktarılması

MS 552'de (538 teorisi de mevcuttur) Budizmin Japonya'ya girmesiyle, Buda, bir Banshin (Japonca: 蕃神, "komşu ülkenin kamisi") olarak, Japonya'nın kendi kamileriyle özdeş bir varlık gibi algılanmaya başlandı. Nihonshoki, ilk kez Buda'yı kutsal kabul edip rahipliğe adım atan insanın Zenşinni adında bir rahibe olduğunu yazmaktadır. Fakat bunun, bir mikonun herhangi bir kami'yle olan ilşkisinden hiçbir farkı olmadığı kabul edilir.

Bir tapınağı kundaklayan kişinin Buda tarafından lanetleneceği düşüncesi de, Budizmde "lanet" diye bir konsept olmadığından, Şinto'nun olduğu gibi Buda'ya uygulanması olarak anlaşılabilir.

Jingūji'nin İnşası

Usa-haçimangū'nun, Kore Yarımadası'nın yerel Budizminin etkisi altında, henüz 6. yüzyılın sonlarında "jingūji" olarak inşasının bittiği söylenir.[1] Fakat genel olarak, ancak Buda'nın kamilerden farklı bir doğaya sahip olduğunun Japonlar tarafından kavranması ile birlikte kamiler, Buda'nın gözetimi altında olan, yoldan çıkabilecek canlı varlıklar olarak görülmeye başlanmıştır. Japon kamilerinin de bundan sonra tıpkı insanlar gibi, çektikleri çilelerden sıyrılmak için Buda'dan kurtuluş diledikleri ve Nirvana'ya ulaşmayı umdukları algısının oluştuğu söylenir.[3] Buna shinshin ridatsu, "kaminin vücudundan ayrılması" denir.

Jingūjilerin inşasına Nara Dönemi'nin ilk yıllarında başlandı. Mangan Zenji diye adlandırılan rahipler tarafından Kaşimajingū, Kamojinja, Isejingū gibi, kami ve budaların yan yana olduğu tapınaklar kuruldu.[3] Ayrıca, Usa-haçimangū gibi, kamilerin "boddhisatva"ya dönüştüğü durumlar ortaya çıktı. Nara Dönemi'nin ikinci yarısına gelindiğinde, İse'nin Kuwana ilçesindeki bir yerel klanın ujigamisi olan Tadotaijin'in kamiliği bırakıp Budizmi öğreneceğini buyurmasında olduğu gibi, jingūjilerin inşası yerel bölgelere kadar yayıldı. Wakasa ilinin Wakasahiko-taijin'i ile Ōmi ilinin Okitsuşima-taijin'i gibi yerel kamiler de 8. yüzyılın ikinci yarısından 9. yüzyılın ilk yarısına kadar Budist öğretilere dönme yönünde eğilim gösterdiler.[3] Bu şekilde, "çile çeken kamiler"i kurtarmak için, Şintō mabedlerinin yanına tapınaklar yapılıp bunlara jingūji denildi ve sunaklarda sutralar okunmaya başlandı.[1]

Kamilerin budist öğretilere dönüşlerini duyurmalarının, onlara tapan nüfuz sahibi klanların istekleri doğrultusunda olduğu düşünülür.[3] Ritsuryo sisteminin gelişinden sonra sosyal yapının değişimi, önceden toplumun liderleri olan klanların özel mülk sahibi feodal lordlara dönüşmesine neden oldu ve bununla birlikte önceden toplumun yaptığı ayinler tarafından desteklenen Şinto zayıfladı. Buna karşın Mikkyō mezhebini benimseyen gezgin rahiplerin ortaya çıktığı ve onların jingūjilerin inşasını devam ettirdiği düşünülür. Mikkyō mezhebi henüz sistematize edilmemiş olmasına rağmen, Mikkyō'nun doğaüstü riyazeti, mucizelere önem veren ve dünyevi zenginliklerin edinilmesini doğrulayan yapısı Şinto'yla oldukça uyumluydu. Bu yapısından dolayı Mikkyō'nun insanlar tarafından kolay üstlenildiği düşünülmektedir.[3]

Bu şekilde Şintō mabetleri Budist tapınaklara yaklaşırken, tapınaklar da mabetlere yaklaşmaktaydı. 8. yüzyılın ikinci yarısında, tapınaklara bir şekilde bağı olan kamiler, o tapınakların koruyucu ilahları ve hamileri yapıldılar. Bu konuda çabuk akla gelen örneklerden biri 710 yılında Kōfukuji ile birleşen Büyük Kasuga Tapınağı olabilir. Yine, Tōdai Tapınağı da büyük bir Buda heykelinin yapımına yardım eden Usa-Haçimanjin'i devralıp koruyucu ilah yapmıştır (şimdinin Tamukeyama-haçimangū'su bu şekilde doğdmuştur). Nüfuz sahibi başka tapınaklarda da bu eğilim göze çarpar. Bu şekilde, Budizm'e başkaldırarak değil, Budizm'i koruyan iyi ilahlar olarak kabul edilen yerel kamilere gohōzenjin, “dharma'yı koruyan yüce gönüllü ilahlar” denir.

Bu safhada, kamiler ve budalar aynı inanç sistemi içinde yer alıyor olmalarına rağmen birbirlerinden ayrı varlıklar olarak algılandı ve özdeş varlıklar gibi görülmediler. Bu dönemden sonrası için fark gözetilerek, 'şinbutsu-şūgō' yerine 'şinbutsu-konkō' terimi de kullanılmaktadır. Birçok Şintō mabedine jingūjiler inşa edilse de, bu, halihazırdaki Şinto'yu ezmedi ve Jingi ile Budizm birbirini tamamlar bir şekil aldı.

Mikkyō Tarafından Sistemleştirme

Bu jingūjilerde Mikkyō sutraları ve öğretileri önemli bir rol aldı. Mikkyō, yerel klanların desteğini arkasına alıp köklerini güçlendirme noktasına kadar gelse de Şinto'ya dayandığı düşünülen soyōçō vergisinin hâlâ toplanıyor olmasının problem yaratabileceği ve yine Jingi yoluyla meşruiyetini koruyan devletin birleştirici gücünün etkisini yitirmesinden endişe duyuldu.[3] Diğer yandan, ritsuryo sisteminin dönüşümüyle birlikte büyük tapınak ve mabetler topraklarını genişletme yolları aramaya başladı ve jingūjiler budist tapınakların birer alt şubesi gibi algılanmayı ister duruma geldiler.

Bu süreç İmparator tarafından desteklense de, pek çok bölgede jingūjilerin kalbini çalan öğreti, Şinto'yla birleşmesi kolay olup, büyüsel unsurlarla evrenselliği ve soyutluğu bünyesinde barındıran, Kūkai tarafından açılan Şingon mezhebi oldu.[3] Öte yandan, bunun gibi istekleri kapsayan Tendai mezhebinde de Eñin ve Eñçin tarafından, Mikkyō'nun kabulu devam etti.[3]

Ayrıca, Nara Dönemi'nden süregelen Şugendō da iki mezhebin Mikkyō öğretilerinden etkilendi ve kendi değişimini sürdürdü.

Kaynakça

  1. "【神仏習合(しんぶつしゅうごう)】" (Japonca). 世界大百科事典 第2版. 1 Ekim 1998. 29 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2013.
  2. 『概説日本思想史』 Takahaşi Miyuki
  3. Yoşie 1996
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.