Eşeğin Gölgesi
Eşeğin Gölgesi, Haldun Taner'in 1965 yılında yazdığı epik tarzda üç perdelik bir politik tiyatro oyunudur.
Eşeğin Gölgesi | |
---|---|
| |
Yazar | Haldun Taner |
İlk gösterim | 1965 |
Ülke | Türkiye |
Orijinal dil | Türkçe |
Türk tiyatrosundaki ilk epik tiyatro örneklerindendir. Geleneksel Türk tiyatrosu ile epik tarzın ortak özelliklerini birleştiren[1] Eşeğin Gölgesi, gezici hatip ve sofist filozof Samsatlı Lukianos’un bir masalından hareketle oluşturulmuştur.[2]
Düş ve gerçeğin birbirine girdiği oyun, Abdalya adlı masal ülkesinde geçer. Yazar, Samsatlı Lukianos’un masalının geçtiği Abdera'yı "Abdalya" olarak değiştirmiştir.[3]
Para babaları Abid ve Zahid Ağaların yoksul ve zavallı çırakları Şaban’la Mestan arasındaki basit bir tartışmanın milli bir davaya dönüşerek Abdalya ülkesinin bölünmesine yol açışını sergileyen oyunda kapitalist sistemin kusurları ve bunun ayırdına varmayan halkın eleştirisi yapılır.[1] Türk toplumunun demokrasiye geçiş döneminde yaşadığı aksaklıklara, sisteme ve kişilere, Abdalya Ülkesi’nin Şabaniye Kasabası aracılığıyla gönderme yapılmaktadır. Geleneksel tiyatroda yer alan, Hacivat-Karagöz çatışması şeklinde gelişen olaylar, müzik eşliğinde masalımsı bir anlatımla verilmektedir.[2]
Oyun ilk defa 1965’te sergilenmiş ve sahnelendiğinde olaylara neden olmuştur. İstanbul Belediyesi Yeni Komedi Tiyatrosu tarafından sahneye konan oyun, “komünizm propagandası yapıldığı” ihbarı üzerine kaldırılmış, eserin sahibi ve sahneye koyanlar hakkında kovuşturma açılmıştır.[4] Haldun Taner ve Çetin İpekkaya’nın yargılanmasından sonunda görevsizlik kararı alınmış; dönemin Adalet Bakanı, bu kararın bozulmasını yazılı emirle Yargıtay'dan istemiş; Ceza Mahkemesi'nin karar Yargıtay tarafından onanmış olmasına rağmen, Savcılık tarafından oyun metninin toplatılması için Toplu Basın Mahkemesi'nde dava açılmıştır.[5] İstanbul’da oynanmasına izin verilmesinden sonra Ankara’da Ankara Meydan Sahnesi tarafından sahnelenmiş ve kovuşturmaya uğramıştır; kovuşturma tamamlanmamış ve bir mahkeme yasağı çıkmamış olmasına rağmen Meydan Sahnesi muhtemel bir suçtan korunabilmek için temsile son vermişlerdi.[6]
Konusu
Masal ülkesi Abdalya’da berber çırağı Şaban, patronundan habersiz, müşteri bulmak umuduyla berber takımını alıp panayıra gitmek üzere yola çıkmış; eşekçinin çırağı Mestan da patronunun yokluğunu fırsat bilip biraz büyüklük taslamak hevesiyle kendisine eşek kiralamaya gelen Şaban’a mal sahibi olduğunu söylemiştir. Sıkı bir pazarlıktan sonra anlaşan ikili, eşeği alıp yola düşer. Hava çok sıcaktır. Yolda dinlenmek üzere durduklarında Şaban, eşeğin gölgesinde biraz kestirmek ister. Mestan ise eşeğin gölgesinin de kirasını ödemesi gerektiğini iddia eder. Şaban, eşeği kiralayınca gölgesini de kiralamış olacağını söyleyip para vermeyi reddeder. Bu kısır tartışma sonuçsuz kalınca haklı ile haksızı ayırması için mahkemeye giderler.
Mahkemeye başvuran çıraklar, dava açma işlemleri için masraf çıkınca vazgeçmek isterler ama iş işten geçmiştir; birer avukat tutup davaya devam etmek zorunda kalırlar. Bir celsede bitebilecek konu, çıkar peşinde insanların davayı uzatması sonucu uzadıkça uzar. Mestan’la Şaban’ın anlaşmazlığını aşıp tüm ülkeye yayılarak yapay gündem oluşturulur. İki çırak, davanın giderek vatan- millet davası gibi büyütülmesine alet olurlar. Çırakların mensup oldukları mezhepler, politik gruplar, basın yayın, esnaf locaları işe karışır.
Sonunda Şaban’ın haklı olduğunu söyleyenlerle Mestan’ın haklı olduğunu söyleyenler arasındaki kutuplaşma Abdalya’yı ikiye böler. Siyasi partilerin adı bile “Eşekçiler” ve “Gölgeciler” olarak değişir. Oyundaki tek mantıklı kişi olan ozan dışında hiç kimse bu tartışmanın saçma, mantıksız bir meseleden çıktığını fark etmez ya da kabul etmez. Ozanın da vatan haini olabileceği söylenir, gerçekleri söylediği için toplumdan dışlanır.[7]
Yaşananları şaşkınlık içinde izleyen Karakaçan en fazla mağdur olandır.[7] Mahkeme ona el koyar. Çıraklar, davadan kurtulmak için onu öldürmeye bile kalkışır. Bu kargaşa ve kavga ortamında ise yine para babaları Zahid’le Abid yüklerini yükleyen ve kazançlı çıkan kişiler olmuşlardır. Oyunun, ozanın bu olaydan ders çıkarılmasını istemesi ile biter.
Karakterler
Eserin giriş bölümünde otuz şahsın ismi liste halinde yer almaktadır. Öne çıkan en önemli şahıslar şunlardır:[2]
- Abid
- Zahid
- Şaban
- Mestan
- Ozan
Kaynakça
- Nurhan Tekerek, Batı Tiyatrosuyla Geleneksel Tiyatromuzu Birleştirme Çabalarından İki Örnek: Eşeğin Gölgesi ve Şahları da Vururlar, Tiyatro Araştırmaları Dergisi, Sayı 16, Yıl 2003
- "Özcan Bayrak, Tarihten Modern Düzene Yansıyan Politik Bir Eleştiri: "Eşeğin Gölgesi", Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl 5 Sayı 8, Ocak 2012". 24 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2015.
- "Selim İleri, Abderalılar Türk müydü?, Cumhuriyet gazetesi 07.04.206". 18 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mayıs 2015.
- "Eşeğin Gölgesi” Piyesi Kaldırıldı, Milliyet gazetesi, 19.11.1965
- "Tahsin Konur, Cumhuriyet Döneminde Devlet-Tiyatro İlişkisi, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi Cilt: 31 Sayı: 1.2, Yıl: 1987" (PDF). 22 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2015.
- Eşeğin Gölgesi Oyununu Tiyatro Kaldırdı, Cumhuriyet Gazetesi, 23.11.1965
- "Refika Altıulaç Demirdağ, Eşeğin Gölgesi'nde Seryici ve Haldun Taner'in Çoklu Eleştirisi, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Sayı 19, Güz 2013". 24 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2015.