Hisarcılar
Hisarcılar, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı şiir ekolüne bağlı olan şair ve yazarlar topluluğudur. Hisarcılar ilk şiirlerini Çınaraltı dergisinde, Garip akımına karşı bir duruş sergileyerek yayınladılar. Daha sonra 1950 yılında çıkarılmaya başlayan ve 1980 yılına kadar aralıklı olarak 277 sayı çıkarılan Hisar dergisi etrafında toplandılar.
Gruba dahil olanlar
- Mehmet Çınarlı
- Mustafa Necati Karaer
- Bekir Sıtkı Erdoğan
- Gültekin Samanoğlu
- İlhan Geçer
- Munis Faik Ozansoy
- Yavuz Bülent Bâkiler
- Arif Nihat Asya
- Tarık Buğra
- Mehmet Kaplan
- Cemil Meriç
- Sabahattin Engin
- H. Rıdvan Çongur
- Nurettin Özdemir
- Rıza Polat Akkoyunlu
- Yahya Akengin
- Sevinç Çokum
- Sabahat Emir
- Oyhan Hasan Bıldırki
- Şevket Bulut
- M. Fahri Oğuz
- Necmettin Hacıeminoğlu
- M. Necati Özsu
- Muhtar Körükçü
- Mahmut Özay
- Faik Baysal
- Mustafa Necati Sepetçioğlu
- Nevzat Yalçın
- Feyzi Halıcı
- Mehdi Halıcı
- Ülkü Uluırmak
- Burhanettin Muz
- Yusuf Mardin
- Metin And
- Ergun Sav
- Kamuran Özbir
- Rüştü Şardağ
- Müjgân Cunbur
- Mehmet Önder
- Hilmi Ziya Ülken
- Talât Sait Halman
- Coşkun Ertepınar
- İbrahim Minnetoğlu
- İsmail Gerçeksöz
- Ayla Oral
- Bahattin Karakoç
Görüşleri
- Hisarcıların ortak görüşlerini: "Sanatçı bağımsız olmalıdır. Ulusal olmayan bir sanatın sınırları aşacağı düşünülemez. Sanatçının dili yaşayan dildir. Her alanda batı taklitçiliğine karşı çıkılmalı, gelenekler tümüyle reddedilmemelidir. Sanat siyasetin aleti olmamalıdır. Dildeki kargaşaya son verilmelidir." anlatımlarıyla ortaya koymuşlar; bunu gerçekleştirmek istemişlerdir.
"Bu gruptaki şairler; ölçü konusunda bir dayatmaya karsı olmuşlar, şiir olarak kalabildiği sürece aruzu da, heceyi de, serbest biçimli şiiri de kabul ettiklerini açıklamışlardır. Şiirin biçim özellikleri yönüyle, aruzda ve hecede alışılmış kalıpların çerçevesinden kurtulup yeni söyleyişlere ulaşmasını hedefleyen Hisarcılar, içerik özellikleri yönüyle de, şiirin konusunun sınırlandırılamayacağını, şiir feda edilmemek koşuluyla her konunun işlenebileceğini savunmuşlardır. Zira sanatın her şeyden önce bir bağımsızlık meselesi olduğunu dile getirmişler; ancak, dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir zaman mutlak hürriyet rüzgarı esmediğini ileri sürerek "hürriyet perdesi arkasında oynanan maksatlı oyunlara pabuç bırakmayacaklarını" da her fırsatta dile getirmişlerdir."[1]
Kaynakça
- Sarı, İsa. EDEBİYAT TEORİLERİ – II DERS NOTLARI (PDF). 28 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Aralık 2018.