Horemheb
Horemheb, Antik Mısır'da yaklaşık milattan önce 1319 ila 1292 yılları arasında hüküm sürmüş 18. hanedanın son firavunudur.
Horemheb | |
---|---|
Doğum | bilinmiyor |
Defin yeri | Horemheb'in mezarı |
Etkin yıllar | 1319 - 1292 |
Dönem | Mısır'ın on sekizinci hanedanı |
Yerine geldiği | Ay (firavun) |
Yerine gelen | I. Ramses |
Evlilik | Nedjemmut |
Hayatı
Horemheb'in hayatı hakkındaki bilgiler oldukça kısıtlıdır. III. Amenhotep döneminde doğduğuna kesin gözüyle bakılsa da, ailesi ve nereli olduğu hakkında neredeyse hiçbir şey bilinmemektedir. Biliminsanları onun Yukarı Mısır'ın 18. nomundan geldiğini düşünmektedirler. Esasen soylu bir aileden gelmeyen buna rağmen askeri kariyeri sonrası Mısır tahtına oturmayı başaran Horemheb'in hayatı hakkında yazılan en önemli eser 1964 yılında Robert Hari tarafından kaleme alınan "Horemheb et la reine Moutnedjemet ou la fin d'une dynastie" adlı çalışmadır.
Kariyeri
Askeri Kariyer
Askeri kariyerine muhtemelen III. Amenhotep'in firavunluğunun son yıllarında başlayan Horemheb, 18. Hanedan'ın çeşitli firavunlarına hizmet etmiş ve çok daha sonraları Nefertiti'nin kardeşi Nedjemmut ile evlenerek kraliyet ailesi ile akrabalık ilişkisine girmiştir.
Tutankhamun
Yeni Krallık döneminde büyük çalkantılara yol açan, tektanrılı din Atenizmi getirmek adına, kadim çok tanrılı mısır dinini ortadan kaldırmaya çalışan Firavun Akhenaton'un ölümü sonrası, onun yerine küçük yaştaki oğlu Tutankhamun geçer. Bütün bu çalkantılı döneme bizzat şahit olan Horemheb, ilk olarak Tutankhamun'un hizmetinde Firavun Naipliğine yükseltilir. Bu dönemde yetkileri bir hayli genişletilen Horemheb yalnızca general olarak adlandırılmakla kalmaz, kraliyet hazinesinin yönetimini de elinde tutmaktadır. Horemheb, sahip olduğu yüksek yetki ve rütbelere rağmen, henüz tecrübesiz ve oldukça genç olan Tutankhamun'un naipliğini, daha önce Akhenaton'un firavunluğu döneminde de kraliyet mensubu olan Firavun Ay ile paylaşmaktadır.
Kendinden önceki herhangi bir firavuna kan bağı olmadığı ve ordu kumandanı olarak başarılı bir kariyere sahip olduğu için Horemheb'in zamanla Firavun Ay ile bir çeşit rekabete giriştiği, Firavun Ay'ın Horemheb'i kendisine karşı almamak için Tutankhamun öldükten sonra da onu önemli yetki ve görevler ile donattığı bilinmektedir. Bu dönemde kuşkusuz Horemheb'in de etkisiyle Amarna terk edilmiş ve adım adım Akhenaton'un yenilikleri geriye çevrilmeye başlanmıştır. Bu dönemde yaşanan en önemli değişikliklerden birisi başkentin Teb şehrinden Memfis'e taşınmasıdır. Bu dönemde firavuna hizmette bulunan yüksek memurlar ve saray hizmetlileri de eski başkent Teb'e gömülmek yerine, yeni başkent Memfis'i tercih etmişlerdir. Horemheb'in de kendisine bu mezarlıkta bir memur mezarı yaptırdığı bilinmektedir. Muhtemelen define avcıları tarafından talan edilen mezara ait objeler bugün dağınık bir biçimde dünyanın çeşitli müzelerinde (Leiden, Kahire, Berlin, Bologna, New York, Paris ve Viyana) sergilenmektedir.
Kraliçe Ankhesenamen
Tutankhamun'un varis bırakmadan beklenmedik bir şekilde erken ölümü sonrası (yaklaşık MÖ 1338) eşi Ankhesenamen dul kalır. Hitit kaynakları, Kraliçe Ankhesenamen'in bu dönemde Hitit hükümdarı I. Şuppiluliuma'ya bir mektup yazarak hanedanlar arası bir evlilik teklifinde bulunduğu aktarmaktadır. Mektupta Ankhesenamen Mısır'da artık bir firavun varisi bulunmadığından ve kendisinin de hizmetçilerinden birisiyle evlenmeye hazır olmadığından bahsetmektedir. I. Şuppiluliuma bunun üzerine Prens Zanzanna'yı bu amaç uğruna Mısır'a göndermiştir. Kraliçe Ankhesenamen'in her iki naibi birden es geçip, hem onları hem de bütün Mısır'ı karşısına alacak böylesi bir davranışta bulunması düşünülemez. Hanedanları birleştirmeyi amaçlayan bu evlilik teklifiyle Kraliçe, özellikle Suriye'de genişleme döneminde olan kuvvetli Hitit İmparatorluğu ile hem gücüne güç katmış olacak, hem de bölgedeki diğer rakiplerine yönelik bit avantaj sahibi olacaktı. Verilen bu bilgiler ışığında, çok önemli diplomatik bir amaca hizmet eden bu mektubun ve evlilik teklifinin büyük bir uyum içerisinde yaşamayı başaran her iki naibin bilgisi dahilinde olduğunu düşünmek mümkündür.
Tutankhamun'un ölümü sonrası firavun tahtının birkaç ay süre ile boş kaldığı ve bu süre zarfında Kraliçe Ankhesenamen'in Prens Zanzanna'yı beklediği söylenebilir. Prens Zanzanna'nın Mısır sınırında öldürülmesi üzerine MÖ 1337'de firavun naibi Ay tahta oturur. Zanzanna'nın ölümü Hititler ve Mısırlılar arasında bir gerilime yol açsa da, Ay'ın tahta çıkması ile aynı yıl vuku bulan I. Şuppiluliuma'nın ölümü Mısırlıların yardımına koşar. Literatürde zaman zaman Prens Zanzanna'nın iki firavun naibinin tahta oturma hevesi sonucu öldürüldüğü şüphesi de dile getirilse de, Hornung'a göre diplomatik bir evlilik senaryosu daha inanılır bir hikâye anlatmaktadır. Nitekim Zanzanna'nın ölümü üzerine Ay'ın tahta çıkar. Öte yandan dile getirilen bir diğer iddia, Horemheb'in Suriye'deki isyanlar ile meşgul olmasından dolayı Ay'ın tahta çıkışını durduramamış olmasıdır. Hornung iki naibin birbirleri ile Tutankhamun döneminden beri sürdürdükleri ortaklığı göz önünde bulundurarak, böyle bir iddianın altının doldurulamayacağını öne sürmektedir. Ona göre Ay döneminde yaptırıldığı bilinen "Berliner Trauerrelief" ve Tutankhamun'un mezarının dar odasındaki tasvirler Horemheb'i bu iddiayı destekleyecek biçimde yüksek rütbeli ve saygıdeğer biçimde tasvir etmektedir.[1]
Ay
Günümüze ulaşan kaynaklardan anlaşıldığı üzere Horemheb, Ay'ın hükümdarlığı döneminde de naipliğe devam etmiştir. Yeni Firavun Ay'ın tahta çıktıktan yalnızca 4 yıl sonra hayatını kaybetmesi, biliminsanları tarafından çeşitli şekillerde yorumlanmaktadır. K.Pflüger ve W. Helck gibi bilim adamları Ay'ın ölümünde Horemheb'in parmağı olduğunu iddia ederken, Hornung Ay'ın doğal sebeplerden ötürü öldüğünü düşünmektedir. Robert Hari'ye göre Ay'ın geride hiçbir erkek varis bırakmaması üzerine muhtemelen Ay'ın kızı olan Nedjemmet ile evlenen Horemheb, bu sayede tahta çıkmasını da resmi hale getirmiştir.
Firavunluk
Horemheb'in tahta çıkış tarihi ve kaç yıl hüküm sürdüğü tam olarak bilinmemekte ve bilim dünyasında hala tartışma konusudur. Sık sık dile getirilen tarihlerden birisi MÖ 1333 yılıdır. Horemheb'in 18. Hanedan ile kan bağı olmaması nedeniyle derhal bir meşrulaştırmaya ihtiyacı vardı. Bu nedenle tahta çıkışının hemen ardından çeşitli tapınaklarda Tanrı Amon'un onun tahta çıkışını kutladığını bildirerek, hükümdarlığını meşrulaştırmaya çalışmıştır. Çeşitli tapınaklarda bulunan Horemheb yazıtları onun dış politika ve kültün dışında, içişleri, tarım ve ekonomi gibi konularda da bazı yenilik planları olduğunu açık şekilde ortaya koymaktadır. Örneğin bu metinlerden birinde Horemheb güvenilir hakimleri iş başına getirdiğinden söz edilmektedir. Horemheb'in bu yenilikçi çabalarının ne kadar başarılı olduğu bilinmemektedir. Kaynaklar güvenilir hakimler ve rüşvetin ortadan kalkması gibi hedeflere yaklaşık 100 yıl sonra ancak II. Ramses döneminde ulaşılabildiğini göstermektedir.
Hitit hükümdarı II. Murşili'nin analları Suriye'de Karkamış şehrinin, yerel Kral Nuhasseli Tetta ile müttefik olan Mısır ordularınca işgal edildiği aktarılır. Hitit analları bu savaşı MÖ 1331'e tarihliemektedirler. Gerek Akhenaton gerekse Tutankhamun gibi eski Firavunların pratikte resmen bir savaşa girmedikleri göz önünde bulundurulursa, Horemheb dönemindeki bu gelişim, Mısır'ın artık Hititlilerin kendisine kabul ettirdiği savunma rolünden çıkarak, bölgede müttefikler arayıp söz sahibi olma amacını gözler önüne sermektedir.
Horemheb'in döneminden onun firavunluk süresini belirleyecek herhangi bir metin yahut anıta ulaşmak zordur. Yaklaşık 20-25 yıl gibi bir süre zarfında tahtta kaldığı düşünülse de bu döneme denk gelen, sarayda görevli yüksek rütbeli memur sayısı önceki dönemlere kıyasen oldukça azdır. Bazen iki kişinin bile atandığı vezirlik görevine dair yalnızca daha sonraları I. Ramses adını alacak olan Paramessu adı bilinmektedir. Ayrıca Horemheb'in döneminden esasen 18. Hanedan için tipik olan herhangi bir Amon Başrahibi yahut Teb Valisi'de bilinmemektedir.
Horemheb döneminden ismi bilinen tek kişi, hazine ve yapı işlerini denetiminde bulunduran Maya'dır. Maya'nın daha önceki dönemlerde de bu görevi üstlendiği ancak Horemheb döneminde rütbesinin yükseltildiği sanılmaktadır. Hazine'den sorumlu olan Maya'nın aynı zamanda Tutankhamun ve Ay'ın mezarlarının nasıl dekore edileceğini de planladığı bilinmektedir.
Bu zaman boyunca kendisinden önce gelen bazı firavunların isimlerini silmeye çalışmış ve kısmen başarılı olmuştur. Bu unutturma çabası tapınak mezar ve taşlardaki firavun isimlerini kendi ismi ile değiştirme olarak yaşanmış ve bu çabanın sonucu olarak unutulan Tutankhamun'un mezarı 20. yüzyıla dek soyulmadan kalmıştır. Kendisine varis bırakamayan Horemheb, veziri I. Ramses'i kendisinden sonra firavun olacak şekilde onurlandırmıştır. I. Ramses 19. hanedanın kurucusu ve ünlü II. Ramses'in dedesidir.
Horemheb'in tapınakları yıktırıp, kendisinden önce yaşanan dini devrimi geri çevirmek amacıyla Aton adını kazıtıp her yere Amon adını yeniden yazdırmaya çalıştığı bilinmektedir.[2]
Ölümü
Hornung'un yaptığı incelemelere göre Horemheb'in MÖ 1305 yılında ölmüş olması muhtemeldir.
Ayrıca bakınız
İleri Okuma
- Robert Hari, Horemheb et la reine Moutnedjemet ou la fin d'une dynastie (Genf 1964)
- Kurt Pflüger, Haremhab und die Amarnazeit (Teildruck: Haremhabs Laufbahn bis zur Thronbesteigung) (Zwickau 1936)
Dipnotlar
- Erik Hornung, Das Grab des Haremhab im Tal der Könige (Bern 1971) S. 16
- Felicien Challaye, Dinler Tarihi, varlık yayınları S. 44