Jim Morrison
James Douglas Morrison (8 Aralık 1943 - 3 Temmuz 1971), Amerikalı şarkıcı, söz yazarı, besteci ve şairdir.
Jim Morrison | |
---|---|
Genel bilgiler | |
Doğum adı | James Douglas Morrison |
Unvanı | Lizard King |
Doğum |
8 Aralık 1943 Melbourne, Florida, ABD |
Ölüm | 3 Temmuz 1971 (27 yaşında) |
Tarzlar | Psychedelic rock, Blues |
Meslekler | Müzisyen, Şair, Şarkı Sözü Yazarı, Film Yapımcısı |
İlişkili hareketler | The Doors, Rick & the Ravens |
Melbourne, Florida’da doğmuş ve Amerikalı rock grubu The Doors`un söz yazarı ve vokali olmuştur. Birkaç şiir kitabı, dokümanları, kısa film denemeleri ve "The Unknown Soldier" için bir müzik video klibi denemesi vardır. James’in daha 27 yaşındayken Paris'te ölümü nedeniyle gömülürken ve gömüldükten sonra bile sonsuz bir söylenti James’in arkasından devam etmiştir; gizemi hala sürmektedir. Onlarca farklı ölüm teorisi vardır. Bu iddialardan bazıları; şöhretten bıktığı için ölü taklidi yaparak Hawaii'ye kaçtığı ve yaşamını orada sürdürdüğü (bu iddianın temeli mezarının boyutunun Jim'den küçük olduğu söylencesine dayanmaktadır), aşkı Pamela Courson'nın o sıralarda onu başka biriyle aldatmasına dayanamayarak intihar ettiğidir.
Takma adı Lizard King'dir. Bu takma adın kaynağı Not To Touch The Earth'de geçen "I'm the lizard king, I can do anything." dizesidir. Çoğu hayranına göre yapmak isteyip yapamadığı tek şey "0" (sıfır) adında siyah beyaz bir film çekmek olmuştur. Bu noktadan hareketle, pek çok sinema - TV öğrencisinin tez olarak böyle bir film çekmesi, Morrison'ı her dönem genç kuşak arasında "ikon" haline getiren bir başka sebeptir.
Biyografi
Kariyer öncesi
İskoçya'da yaşayan babası George Stephen Morrison ve annesi Clara Clark Morrison 1942 yılında Hawaii'de tanışmışlardır; yani Stephen’ın subay olduğu geminin demir attığı zaman.
1943 yılında Clara Morrison hamile kaldı ve kayınlarının yanına Clearwater, Florida'ya taşındı. Bu sırada Stephen Morrison, askeriyede pilotluk eğitimi alıyordu. 1944'ün baharında Stephen, eğitimi tamamlandıktan sonra II. Dünya Savaşı için Pasifik Okyanusu'na yollandı (daha sonradan rütbesi yükseltilip büyük bir amiral gemisi yönetir). Böyle bir babanın geldiği aile ve babanın kendisinden de beklenebileceği gibi ailesi inanılmaz disiplinli ve sertti. Clara Florida'da ilk oğlunu doğurdu. Fakat babası 1946'ya kadar hiç uğramadı. Bir süre sonra Lee (1948 yılında Los Altos, California) dünyaya geldi.
Morrison'a göre hayatındaki en önemli anlardan biri 1949 yılında New Mexico’da yaptıkları aile gezisi sırasında olmuştur. Ve şöyle anlatır:
"Ölümü ilk keşfettiğim an... Ben, annem, babam, büyükannem ve büyükbabam gün batarken çölde ilerliyorduk. Bir kamyon dolusu Kızılderili başka bir kamyona ya da bir şeye çarpmıştı. Kızılderililer bütün ana yola dağılmıştı ve kanlar içinde ölümü bekliyorlardı. Babam ve büyükbabam, arabadan neler olduğuna bakmak için inmişlerdi. Ben daha çocuktum, o yüzden arabada oturup beklemem gerekiyordu. Ben bir şey görmedim. Tek gördüğüm şey garip, kırmızı boya ve yerde yatan insanlardı ama bir şey olduğuna emindim. Çünkü onların yaydıkları dalgaları hissedebiliyor ve birden yerde yatan insanların da olay hakkında benim bildiğimden daha fazlasını bilmediklerini fark ettim. İşte o an ilk kez korkuyu tattım."
Ve işte o zaman etrafta koşuşturan Kızılderili ruhlarından bir ya da birkaç tanesi gelip olmadığını iddia etmektedir. Bu olay hakkında diğer yorumlara göre, Morrison bu olaya çok üzüldüğünden annesinin ve babasının “sadece kötü bir rüya” gördüğünü söyleyip yatıştırmaya çalışmışlardır. Gerçek de olsa, uydurma da olsa Morrison bu olaya takılmış ve şarkılarında, şiirlerinde ve röportajlarında bu olayı araya sokmaktan çekinmemiştir.
Morrison, 1961 yılında George Washington Lisesinden mezun olur. Morrison'ın babası yüzünden aile Güney Kaliforniya'ya transfer olur. Morrison tekrar babaannesinde kalmak için Clearwater, Florida'ya gönderilmiştir. Orada St. Petersburg Junior College‘inde okumayı denemiştir.
Aslında taşınma işi ekonomik bir mantık içinde yapılmıştı. Babasının en başından beri sahip çıktığı evini askeri bir servise bağışlayarak oğlunun okul harcını çıkarmaya çalışıyordu. Fakat tutucu ve içki içmeyen ailesiyle epey sorunlar yaşadı. Daha sonra Florida Eyaleti üniversitesine geçti. Daha sonra da üniversitenin yakınlarına taşınıp, George Greer’in oda arkadaşı oldu. Daha sonraları Morrison toplama bir ekiple çekilen bir filmde rol aldı.
1964 yılında üniversitedeki profesörlerden biri Morrison'ın sinema üzerine olan yeteneğini fark eder ama müzik sinemanın önüne geçecektir. Üç arkadaşıyla kurduğu The Doors grubu onu dünyaca ünlü bir yıldız yapacaktır. Bir rock yıldızı... Jazz Rock'ın babası olarak sayılabilir. 1966'da başlayan profesyonel kariyeri 1971 yılına kadar uzanır. O yıl dinlenmek ve alkolle uyuşturucuyu bırakmak için sevgilisi Pam ile Paris'e giden Jim, çok genç bir yaşta ve sadece 5-6 senelik bir kariyerle aramızdan ayrılmıştır. Bir küvette ölü bulunmuş ve son sözleri de "Orada mısın Pam?" olmuştur. Hayatı boyunca, hatta günümüzde bile anlaşılamamış adam olan Morrison kötü çocuk imajının arkasındaki dahiyi ne gizledi ne de teşhir etti. Tahmini IQ'su 149 olarak belirlenmiştir. James bir konserinde seyircilere karşı sinirini belli etmek için cinsel organını pantolonunun üstünden tutmuştur, polis memurlarının iddia ettiğinin aksine herhangi bir gösterme bulunmamaktadır. Ayrıca James'in 1 ağır 3 hafif suçu bulunmuş ancak beraat edip kurtulmuştur. Muhafazakar ve Katolik çevrelerce hiç sevilmemiştir. Bunda babasının payı şüphesiz büyüktür.
Ölümüyle ilgili çeşitli spekülasyonlar hâlâ daha ortaya atılmaktadır. Bazıları intihar ettiğini savunurken, bazıları Hawaii'de yaşadığını öne süregelir. Birçok hayranı da Doğu ülkelerinden birisinde yıllardır inzivaya çekilmiş olduğuna inanmak ister. Ancak bu teoriler ve spekülasyonlar Elvis Presley'de olduğu gibi sadece lafta kalır.